Mübarek bayram...
Yorgun-argın...
Tek başıma yürüyorum.
Sessizce girdi koluma.
Öyle naifti ki...
İncitmeden.
Sarsmadan...
O sarılış...
Kim olsa hisseder.
Sizi seven biri...
Hoş bir duygu.
Döndüm.
O güzel insan.
Kucakladı.
Güler yüzle...
- Hadi babamın yanına gidelim.
- Ben gitmem.
- Özledim.

Bizi bekliyordur.
- Hadi gidelim.
Ben mezarlığa kadar gelirim.
Oradan ileri gelmem.
Gidersem 'Tomakino Yusuf'un yanına giderim.

Gülüştük.
Çıktık 'bayram yeri'nden...
Bindik arabamıza.
Ailenin diğer bireylerini de aradı.
Mezarlıkta buluştuk.
Kur'an-ı Kerim okuduk.
Dualar ettik.
Oradan başka mezarlıklara da gittik.
Kısacası...
Merhum Ali Demirer.
Büyüklerin deyimiyle...
'Erzade'nin Ali'...
Ona bayram ziyareti yaptık.
O gün gittik.
Ayrıldık.
Çekirdek aile oradaydı.
Cumartesi günü...
Yine birlikte gittik.
Tüm aile...
Sevenleri vardı Sefa Abi'nin yanında.
Bu kez bizimle ayrılmadı oradan.
Onu Ali Amca'ya komşu bıraktık.
Ayrıldık...
Artık bayramlarda babasını özlemeyecek.
Geride kalanlar özleyecekler...
Babalarını...
Abilerini...
Allah rahmet eylesin.
Bir güzel insan.
Gönül adamı...
Sefa Demirer hakka yürüdü.
Allah geride kalanlara sabır versin.
[*] [*] [*] [*]
Usta...
Zanaatkar olanlardan.
Kendi adam olanın, işi de öyle oluyor.
Mübarek Ramazan ayının son çeyreğiydi...
Cami'ye mihrap yaparken birlikteydik.
Sıradan lambir tahtaları...
Onun elinde mihrap oldu.
Eser oldu.
Hastaydı.
Ama bize hiç iş bırakmadı.
Çalıştı...

En ince noktasına kadar ilgilendi.
Biz, o gün bugündür ne zaman mihraba baksak.
Kıbleye yönelsek...
- Allah şifa versin.
Dua ettik.
Şimdi dualarımız devam edecek.
- Allah rahmet eylesin.
Mekanını cennet eylesin.
Mübarek Muharrem ayı yüzü suyu hürmetine, yüce Mevla; kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe eylesin.
Hz. Hüseyin efendimizi ona şefaatçi ve komşu eylesin.

[*] [*] [*] [*]
Sonuç...
Güzel insanlar böyledir.
Konuşmaları.
Yürümeleri.
Kısacası; yaşantıları güzeldir.
İşleri güzeldir.
Komşulukları güzeldir.
Gidişleri de öyle olur.
Bu da öyle oldu.
Allah gani gani rahmet eylesin.