Pusula Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Aydın Arslanyılmaz emekli oldu ve kentimizden ayrıldı.
Aydın Arslanyılmaz ve Ender Yüksel'i 1990 yılında İnanış Gazetesi'nde, muhabir olarak mesleğe başladığımda tanımıştım.
İşini layıkıyla yapan iki ender insandı Aydın Arslanyılmaz ve Ender Yüksel.
İşe başladığımda tanıştığım arkadaşların, kurduğumuz gazeteden emekli olmaları bizim için gurur kaynağı.

Böyle güzel insanlarla çalışmak, bizim için büyük onur.
Ender Yüksel emekli oldu. Hala Pusula'da.
Aydın Arslanyılmaz emekli oldu, kentimizden ayrıldı.
Aydın'ın aramızdan ayrılması bizim için olduğu kadar, Zonguldak için de büyük kayıp.
Ama o da dört çocuk babası bir aile reisi olarak, ailece çalışabilecekleri yeni bir yol haritası çizdi kendisine.
Bu karara üzüldük. Ama saygı duyduk.
Pusula'ya kattığın değer için sonsuz teşekkürler.
Yolun açık olsun Aydın.

Kıssadan Hisse: Karga ve Papağan!

Bir gün ölüm, adamın karşısına çıktı ve dedi:
- Bugün, senin son günün.
Adam dedi:
- Ama ben hazır değilim.
Ölüm dedi:
- Bugünkü listemde, senin ismin ilk sırada.
Adam dedi:
- Peki o zaman... Gitmeden önce, gel oturalım; beraber bir kahve içelim.
Ölüm dedi:
- Tabi ki.
Adam, ölüme kahve ikram etti ve onun kahvesine birkaç uyku hapı attı...
Ölüm kahveyi içti ve derin bir uykuya daldı...
Adam, ölümün listesini aldı ve ismini ilk sıradan silip, listenin sonuna koydu.
Ölüm uyandıktan sonra şöyle dedi:
- Sen, bugün bana çok şefkatli davrandın. Şefkatinin karşılığında işime listenin sonundan başlayacağım."
Bazen bazı şeyler kaderinde yazılıdır. Onları değiştirmek için ne kadar çabalarsan çabala, onlar hiçbir zaman değişmezler...
Karga ve papağanın her ikisi de çirkin yaratılmıştır. Papağan itiraz eder ve güzelleşir. Ama karga Allah'ın rızasından memnun kalır. Bugün papağan kafeste, karga ise özgür...
Her hadisenin arkasında öyle bir hikmet vardır ki; belki sen hiç bir zaman anlayamazsın.
O halde...
Hiç bir zaman Rabbine deme "Neden?"

Günün Fıkrası: Bu benimki değil..

Hırsız, öğleden sonra elinde silahla bir eve girmiş, silahını yataktaki adama doğrultarak önce yanındaki kadını sıkıca ellerinden, ayaklarından bağlamış, ağzını da bir koli bantı ile kapatmış. Adama dönüp; "Şimdi hemen evde ne kadar para ve mücevherler varsa getiriyorsun" demiş.
"Arkadaşım ne varsa, inan; hepsini fazlasıyla getireceğim" demiş adam; "Ama ne olur şu kadının iplerini çözüp, hemen ama hemen serbest bırak gitsin."
Hırsız; "Ooo.. Karını çok seviyorsun anlaşılan" demiş sırıtarak.
"Yok " diye cevap vermiş adam; "O komşunun karısı.. Benimkinin eli kulağında, eve gelmek üzere!"