Eski belediye başkanları, koltuktan kalkmak bilmiyordu. Yenileri ise oturmak bilmiyor.

AK Partili Zonguldak Belediye Başkanı Doktor Ömer Selim Alan, göreve geldiği günden bu yana iki kez tatil yaptı.

CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da iki kez tatil yaptı.

Genç belediye başkanları, parti gözetmeksizin aynı davranışları sergiliyorlar.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da hizmet konusunda acele etmiyor...

Zonguldak Belediye Başkanı da!

Asfalt vaadiyle göreve gelen Zonguldak Belediye Başkanının ilk icraatı, asfalt ihalesini iptal etmek oldu.

Şimdi asfalt ihalesi yapılacak.

Yasal süresi dolacak.

Sonra asfalt başlayacak.

Yağmur yağacak.

Seller akacak.

Belediye Başkanı camdan bakacak.

Her şeye olduğu gibi asfalta da geç kaldık.

Sahipsiz Zonguldak!

THY ve Atlas Global...

Zonguldak Havalimanı'na sefer yapan uçaklardaki yolcu sayılarını haber yapıyoruz.

Efendim, bunlar haber mi olurmuş?

Yahu biz yaptık, merak eden okudu.

Okumak istemiyorsanız, okumayın!

Bu haberler okunmasa, zaten haber yapmayız.

Bir de yolcu sayısı düşük olunca, daha çok kızıyorlar.

Yolcu sayısı yüksek olunca, pek ses çıkartmıyorlar.

Biz az ya da çok olmasına bakmıyoruz.

Haber, haberdir.

Yazmaya devam...

Kıssadan Hisse: Haketmediğin elma!

Franklin, bir çocuğa bir elma vermiş...

Çocuk çok sevinmiş.

Bir elma daha vermiş...

Çocuk daha çok sevinmiş.

Bir elma daha verince, çocuk sevinçten deliye dönmüş.

Ve bir elma daha verince, çocuk dört elmayı elinde zapt edememiş, sonuncusunu düşürmüş yere...

Bu sefer ağlamaya başlamış çocuk...

Hayat böyledir işte...

Hayal etmediğimiz bir saadete eriştikten sonra, onun bir lokmasını dahi kaybetmek bizi perişan eder.

"Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan..."

Bernard Shaw

Günün Fıkrası: Bahse var mısın?

Yaşlıca bir kadın, içinde 100 bin dolar bulunan bir çantayla bankaya girer ve bir hesap açtırmak istediğini söyler.

Temkinli banka müdürü, kadına parayı nereden bulduğunu sorar.

"Bahisten... Bahiste çok iyiyimdir" der kadın.

Şaşıran müdür, "Ne tür bahisler?" diye sorar.

"Her tür... Mesela, hemen burada, yarın öğlen saat 12.00'de sağ kalçanızın alt tarafında bir kelebek dövmesi bulunacağına dair 25 bin dolarına bahse girebilirim" der yaşlı kadın.

"Girerdim bu bahse... Ama bu kadar saçma bir bahisle paranızı almak istemem" der müdür.

"Eh, bahse girmezseniz, ben de gider paramı başka bankaya yatırırım" der kadın.

"Yok yok, acele etmeyin canım... Tamam, bahse varım" der müdür.

Kadın, ertesi gün öğlen vaktinde, yanında tanıklık için avukatıyla gelir.

Banka müdürü, arkasını döner, pantolonunu indirir ve bakmalarını söyler.

"Tamam, yalnız kesin görebilmemiz için biraz daha öne eğilir misiniz, lütfen?" der kadın.

Müdür, iyice eğilir, kadın onaylar, kelebek dövmesi olmadığını görür ve çantasını açıp 25 bin doları saymaya koyulur.

Bu arada avukat, müdürün masasının karşısındaki koltuğa çökmüş, başı ellerinin arasında kara kara düşünmeye dalmıştır.

"Bunun nesi var?" diye sorar müdür.

"Kaybettiği için üzgün. Buraya gelirken sizin, bize saat 12.00'de kıçınızı açıp göstereceğinize dair 100 bin dolarına iddiaya girmiştik" der yaşlı kadın.