"Aman ben yaşamadım...

Çocuklarım yaşasın.

Aman ben anamdan-babamdan görmedim...

Çocuklarım görsün."

Böyle yetiştirilen çocuklar, nankörlükte sınır tanımıyor.

Ve hiçbir şeyin kıymetini bilmiyor.

Emek verilmeden...

Gayret gösterilmeden...

Alın teri olmadan elde edilen her menzil kaybedilmiş umutlardır.

Zekeriya Efiloğlu...

Böyle diyor.

[*] [*] [*] [*]

Birlikte yaşıyoruz.

Tanıklıklarımız var.

Doksanlı yıllar...

Arsalar bölünmeye başlandı.

Köydeki yaşam zorlaştı.

Bölünen arsalar yetmez oldu insanlara...

Geçim umudu yitirildi.

Tüm umutlar çocuklara bağlandı.

- Bizden geçti...

Bari çocukları kurtaralım.

Böyle bir mantık kuruldu.

İnsanlar birer birer göçtü.

- Nereye gidiyorsun?

- Çarşıya...

- Neden?

- Çocuk okula başlayacak.

Kaçtılar köyden...

Daha doğrusu...

Yeni umutlara yelken açtılar.

Gitmek zorunda kaldılar.

[*] [*] [*] [*]

Çocuklar özgür yetiştirildi.

- Benim bisikletim olmadı...

Oğlumun olsun.

Hatta...

Çocuk doğar doğmaz...

Doğmadan alınmaya başlandı.

Bebek arabası...

Üç tekerlekli bisiklet...

Büyüdükçe bisiklette gelişti.

Kız için de aynı...

Süslü elbiseler...

Plastiğin oyuncağa dönüşmüş her hali girdi evlere...

Bunda bir beis yok.

Elbette çocuklar en güzeline layık.

Mümkün olsa...

Ulaşabilsek...

Daha iyisini verebilsek...

[*] [*] [*] [*]

Çocuk yetiştirmek bir bütündür.

Okulu yoktur.

Her çocuğun fıtratı farklıdır.

Hevesi...

Hayali başkadır.

Aile, kendi hayallerini ister.

Çocuklar, başka hayaller kurar.

Yetenekleri vardır onların...

Eğitimi olmayanlar bilip göremez.

Eksikleri vardır.

Aile yakıştıramaz.

Öyle olduğundan tedavi edemez.

[*] [*] [*] [*]

Hayata hazırlamak zordur insanı...

Hatalar yaparsın...

Onlar da hata yapar.

Bağışlarsın.

Evlat...

Kardeş...

Eş...

Kısacası aile...

Her şeye rağmen ailedir.

Hataları ile kabul edilir.

Kızgınlıklar olsa bile sevilir.

[*] [*] [*] [*]

Böyle bir macera yaşadı göçenler...

Kendi ulaşamadıklarını, çocuklarının ayağının altına serdiler.

Bir tek aileyi es geçtiler.

Sonrası...

Çocuklar okumadı.

Hayal kurulan yerlere gelmedi...

Gelemedi.

Yetmedi.

Aile büyüklerini tanımaz oldular.

Anne-babaya asi yetiştiler.

Şimdilerde "EYT" diye bir sorun olmasa...

Herkes üç kuruş emekli maaşı alacak.

Ufak arsalarının başına dönüp, ömrünün son deminde hayal kırıklıklarını kayın ağaçlarının gölgesinde yatarken muhasebe edecek...