Bir ülke düşünün...
Çok çeşit sigortası olsun.
İlk aklıma gelenler...
Tarım Bağ-Kur...
Tarım Sigortası...
İsteğe bağlı...
Emekli Sandığı...
Dört serisinin alfabetik numaralı olanları...
Bağ-Kur...
Kısacası...
Ne kadar çok karıştırılmak isteniyorsa...
O kadar çok.
Eminim.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) memurları bile çoğu zaman hesabın içinden çıkamayacak durumda.
O kadar karışık.
Halbuki durum çok basit.
Tek sigorta yaparsın.
Hatta...
Her bütçeye göre sigorta yaparsın.
Yıpranmanın yılı belli...
Payı belli.
Sonra herkese istediği kadar prim ödeme imkanı verirsin.
Özellikle serbest piyasada olanlara...
İsteğe bağlı olanlara...
Tarımdakilere de destek verirsin.
Diğerlerine gelince...
Kim ne kadar prim öderse...
O oranda emeklilik aylığı bağlarsın.
Olur biter.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar...
Malum, EYT sorunumuz var.
Dere geçerken at değiştirme...
Bütçe yok...
Var.
Ayrı konu...
Hak meselesi de değişik.
Adam işe başlamış...
Özellikle yıpranma ile ilgili meslek tercih edenler...
Erken emeklilik hayali...
Yolun yarısına gelinmiş.
Hop...
Kural değişti.
Bir kişinin hayatı ancak böyle karartılır.
İşin başka boyutu...
İşsiz kalmış.
Yaşa takılmış.
İş bulamıyorlar.
Asıl mesele...
İnsanların çift maaş alma hayali...
Hem emekli olacak...
Hem imkanı varsa çalışacak.
Çift maaş alacak.
Ya da ufak-tefek kendi işini yapacak.
Yarım zamanlı iş bulacak.
El becerilerini sergileyecek.
Ya da kendine küçük bir dükkan açacak.
Neden?
Tek maaş yetmediğinden...
Yetse...
Ya da gerçekten emekli olunca maaştan zararı olsa...
Kimse emekli olup maaş almayı beklemez.
Bu durumda olan bir yığın tanıdığımız var.
Emeklisi gelmiş.
Maaşı iyi.
Emekli olmuyor.
Neden?
Maaşı düşecek.
İnsanların hayalleri yıkıldı.
Erken evlilik...
Sonra iş...
Asgari ücretle çalışıyor.
Hayal kuruyor...
- Emekli olurum.
Çocuğuma emekli kartımı veririm.
Onunla üniversiteyi okur.
Ben de çalışır geçinirim.
Sorun yaşamam.
Bu hayal yıkıldı.
Vatandaş yaşa bastı.
Ne olacak şimdi?
Burs yok.
Ek gelir yok.
KYK yardımı yok.
Çocuk vasat.
Şimdi bu vatandaşın hakkını nasıl ödeyeceksiniz?
