Bu Zonguldak Milletvekilleri Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu, Hamdi Uçar, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Çağlayan, Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş ve Kilimli Belediye Başkanı Kamil Altun, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu ziyaret ettiler.

Ak Parti heyeti Ankara'ya bu kadar güçlü gittiğine göre bir şeyler var.

Yani çözülmesi gereken önemli sorunlar var. İçişleri Bakanlığı bürokrasisi ile ilgili sıkıntılar var.

Belki de Vali Erdoğan Bektaş be Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı ile ilgili sıkıntılar var.

Bakalım bu ziyaretin faturası kim yada kimlere çıkacak?

Tonyalı dayanışması

Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş'ın, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın İstanbul'daki düğününe katılması tartışma konusu olmuştu.

Ak Parti'den Vali Erdoğan Bektaş'a karşı tepki olmuştu.

Akşam üstü telefonum çaldı; "Vali Erdoğan Bektaş , CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın düğününe katılmadı. Tonyalı hemşehrisi Deniz Yavuzyılmaz'ın düğününe katıldı. Olaya böyle bakarsan siyasi sonuç aramazsın" dedi.

Mesajı aldım.

Kıssadan Hisse: Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdin

Bir gün çok zengin bir adam oğlunu yanına alarak, insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek için bir köye götürdü. Çok fakir bir ailenin evinde bir gün, bir gece geçirdiler.

Şehre dönerken baba oğluna sordu:

"Yolculuğumuzu nasıl buldun?"

"Çok güzeldi babacığım" diye cevap verdi oğul.

"İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün değil mi?" "Evet." "Peki ne öğrendin?" "Şunu gördüm" dedi oğul:

"Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var.

Bizim evde bahçenin yarısına gelen bir havuzumuz var, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var.

Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var.

Bizim terasımız ön bahçeye kadar, onların ki ise ufka kadar uzanıyor."

Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi: "Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğiniz için, teşekkür ederim babacığım!"

Lev Nikolayeviç Tolstoy/Hayatın anlamı

Günün Fıkrası: Tren

Üç arkadaş tren istasyonuna gitmişler. İçlerinden biri gişeye yaklaşıp bilet almış ve trenin kalkmasına ne kadar zaman olduğunu sormuş..

- Bir saat on beş dakika... Arkadaşlarına dönmüş;

-Daha çok var, hadi gidip şu karşıki kafede çay içelim.. Oradan buradan derken laf lafı açmış... Birden tren düdüğüyle kendilerine gelmişler. Koşarak dışarı fırlamışlar ama, nafile... Tren kaçmış..

Sormuşlar; -Sonraki tren ne zaman?

-Bir buçuk saat sonra. Yine dönmüşler kafeye. Yine çay yine laf ve derken yine düdük sesi... Koşmuşlar ama bu defa da treni kaçırmışlar. Bir saat sonra bir tren daha varmış. Dönmüşler kafeye... Ama bu kez uyanık duruyorlar. Trenin sesini duyar duymaz kalkmışlar. İçlerinden biri bir vagona, diğeri başka vagona zar zor yetişmiş... Üçüncüsü ise geride kalarak yetişememiş... Bir süre nefesini toparladıktan sonra başlamış katıla katıla gülmeye. Durumu gören istasyon memuru dayanamayıp sormuş: -Hem treni kaçırdın hem gülüyorsun !

-NASIL GÜLMEYEYİM? ONLAR BENİ UĞURLAMAYA GELMİŞTİ