Uzun süredir görüşemediğimiz bir dostum, gecenin bir vaktinde "Sizi anımsattı" diyerek bir fıkra attı:

"Mahallede yaramaz iki kardeş varmış. Mahallede ne oluyorsa herkes onlardan biliyormuş. Bir şey kaybolsa, cam kırılsa; ne olursa olsun, onlar suçlanırmış. Anneleri şikayetlere dayanamamış, onları camiye; imamın yanına götürmüş. İmam, tek tek yanına çağırmış çocukları. Önce büyüğünü çağırmış: "Oğlum kıble nerede?" demiş. Çocuktan cevap gelmeyince bağırarak "Kıble nerdeeee?" demiş. Çocuk, kardeşinin elinden tutup ağlayarak kaçmış. Kardeşi "Abi ne oldu?" diye sormuş. Abisi de "Oğlum bu sefer iş büyük. Kıble kaybolmuş bizden biliyorlar" demiş."

"Kardeşim Atilla mı?" diye sordum.

"İyi ki varsınız" dedi.

İstanbul'da 'ev'lenmek...

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, İstanbul'da evlendi.

Düğününe CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener katıldı.

Bir milletvekili için çok güzel bir olay.

Ama Zonguldak Milletvekilinin İstanbul'da evlenmesi doğru değil.

Keşke bu düğün Zonguldak'ta olsa, o iki genel başkan Zonguldak'a gelseydi.

Düğün İstanbul'da olduğuna göre, Deniz Yavuzyılmaz'ın ikameti de İstanbul'da olacak.

Deniz Bey, Zonguldak'ta babasının evinde kalıyor.

Kendi ikameti yok.

CHP'nin diğer milletvekili Ünal Demirtaş'ın da evi Ankara'da.

Şimdi diyeceksiniz ki:

"AK Partililerin Zonguldak'ta evi var da, ne yapıyorlar?"

Siz de haklısınız!

Biz olayın haber kısmındayız

Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde dünkü dedikodu şu:

"Pusula, Murat Kapıcı ile anlaştı. O nedenle Muzaffer Yıldız'ın adını ortaya attı. Asıl hedef, Muzaffer Yıldız'ı yıpratmak; müdür olmasını engellemek."

Böyle film-fırıldak işlerini sevmem.

Milli Eğitim Müdürü Murat olmuş, Muzaffer olmuş, Ahmet olmuş, Mehmet olmuş, bizi ilgilendirmez.

Şunu bilin:

Biz, olayın sadece haber tarafındayız.

Mesela; başka bir kurumun müdürü ve yardımcıları da belli oldu.

Hatta yazıları yazıldı.

Ama bilgiyi 'yazılmamak kaydıyla' aldığım için sizinle paylaşamıyorum.

Kıssadan Hisse: Hiçbirimiz kazanamayız, hepimiz birden kazanmadıkça

Mısır yetiştiren bir çiftçi, her yıl en kaliteli mısır ödülünü alırmış. Çiftçi, ödül aldığı mısırların tohumlarını da ekmeleri için komşularına dağıtırmış. Bunu öğrenen bir gazeteci röportaj yapmak için çiftliğe gelmiş.

Gazeteci çiftçiye sormuş:

"Seninle her yıl aynı yarışmaya giren komşularına, kaliteli tohumlarından vermeyi nasıl göze alabiliyorsun?"

Çiftçi cevap vermiş:

"Yoksa bilmiyor musun? Rüzgar, olgunlaşan mısırlardan polenleri alır ve tarla tarla dağıtır.

Eğer komşularım kalitesiz mısır yetiştirirse, çapraz tozlaşma sonucu her geçen yıl ürettiğim mısırın kalitesi düşer. Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsam, komşularıma da kaliteli mısır yetiştirmeleri için yardım etmeliyim."

Bir yaşamın değeri dokunduğu hayatlarla ölçülür.

Hisse: Hiçbirimiz kazanamayız, hepimiz birden kazanmadıkça...