"Di"li geçmiş zaman...

Hayvancılık yapıyorlardı.

Biraz küçükbaş...

Keçi-koyun bakıyorlardı.

Ekecek-dikecek arazi durumuna göre...

En az bir çift...

Veya daha fazla...

Öküz bakarlardı.

Birkaç inek...

Evin; süt-yoğurt, peynir, tereyağı, çökelek ihtiyacını karşılayacak kadar...

Eğer arazi yoksa...

Çift sürecek kadar yoksa...

Ya da çok azsa...

Tek öküz bakılır.

Aynı durumda olan başka bir komşu ile öküz birleştirilir.

Buradaki kelimenin karşılığı...

İki öküz bir çift yapılır.

Sırayla tarlalar sürülür.

Hatta bu birleştirme, komşuları da birleştirir.

Tarlayı sırayla kazarlar.

Sırayla ekerler.

Sırayla biçerler.

Harman döverken bile sıra dönerler.

Tam böyle zamanlar...

Herkesin birkaç baş hayvanı olur.

Hayvanı olmayan "adam"dan sayılmazdı.

Eğer durumu kötüyse...

Yeni evlenmiş...

Hastalık, vesaire...

Zordaysa komşu...

Biri, dişi dana verir.

Biri, koyun-keçi verir.

Hayvan bu...

Bereketlidir.

Çoğalır gider.

Yardımlaşma olur.

Bu sebeple ahırında bir hayvana bakamayana yakın zamana kadar "adam" denmezdi.

Tavuk, kedi, köpek...

En az bir sağılır (süt veren) hayvan...

Evin baba direği gibi...

Olmazsa olmazlarından.

Böyle zamanlardı.

Güzel insanlar yaşardı.

Ceketi-ayakkabıyı...

Eteği-yazmayı...

Sırayla giydiklerini anlatırlardı.

Ve şükrederlerdi.

- Ne zor günlerden geldik...

Şimdi öyle mi?

Günümüzün fotoğrafını burada çekmeye gerek yok.

Hepimiz zamane insanıyız...

[*] [*] [*] [*]

Dünden kalan konu...

O insanlar varken...

Bizim dağlarda koyun-keçi sesleri yankılanırdı.

Oğlak-kuzu melerdi.

Boyunlarındaki ziller, zamane müziklerinin aksine huzur verirdi.

Hele yakınlarda...

Karşılarda doğanın eko verdiği bir bölümde bir çoban kaval çalıyorsa...

Şırıl şırıl akan bir suyun kenarındaki ağaca yasladıysanız sırtınızı...

Neyse...

[*] [*] [*] [*]

O zamanlar bizim dağlarda hayat vardı.

Şimdilerde...

Köyler terkedildi...

O dağlarda yaban hayat başladı.

Sonra köylere kadar indi yabanlar...

Ekin, fındık, mısır...

Peş peşe geliyor.

Ekin ile mısırı bizim köylerde eken yok denecek kadar az.

Zincir marketler nasıl olsa mısır unu satıyor.

Saman bir yerlerden geliyor.

Oralarda biterse...

İthal saman...

[*] [*] [*] [*]

Kısacası...

Hayat boşluk kabul etmez.

Hayvancılığı bıraktık.

Dağlar yaban oldu.

Eskiden bir söz vardı...

- Sen eşek olduktan sonra semer vuran çok olur.

Biz ne zaman hayvancılığı bıraktık...

İşte o zaman semeri girindik.

Artık kim, ne yüklerse...

Yerelden bakın, genelden bakın...

Siyasetten, ticaretten...

Nereden bakarsanız bakın...

Sonuç hep aynı kapıya çıkıyor.

Kalın sağlıcakla...