Fiyatlar fırladı.

Hükümet...

Stokçu...

Ayrı konu...

Başka açıdan bakıyoruz.

Millet, bu sayede üretime başladı.

Örnek...

Bizim köyde çarşılılar var.

Burunları gövdelerinden büyük...

- Sen bağ-bahçe yapmıyor musun?

- Ne yapacağım?

Pazar ayağımın altında...

Market evin yanında...

Ne lazımsa gidip alıyoruz.

Kim uğraşacak...

Vesaire gibi konuşuyorlardı.

Köydeki evlerinin bahçelerini diken basmıştı.

Soğan olayından sonra...

Dikenler söküldü.

Hayvancılık yapanlarda gübre kalmadı.

Serdiler tarlaya, sürdüler bahçeyi...

Fideciler ürün yetiştiremedi.

Ektiler-diktiler...

Sera yapanlar bile oldu.

Balkonda domates yetiştirmeye başladılar.

Keşke baştan böyle olsalardı.

Şimdilerde soruyorlar...

- Domates nasıl dikilecek?

Nasıl budanacak?

Sulama nasıl olacak?

Her şeye rağmen bilgi veriyoruz, aklımız erdiğince...

Büyükler seviniyor.

- Bizim çocuklar evde olacak...

Diye...

Soğan fiyatı bize ekip-dikmeyi hatırlattı.

Köroğlu...

Uşağını haraç toplamaya gönderir.

- Git çobandan bir koyun al gel.

Uşak, çobanın yanına varır.

- Sana Köroğlu'nun selamı var.

- Ve aleykümselam.

- Senden bir koyun istiyor.

- Emri başım üstüne...

Hemen koyunu verir.

Bu devran hep böyle döner.

Gün olur.

Köroğlu kendi çıkar haraç toplamaya...

Varır çobanın yanına...

- Ben Köroğlu'yum.

Bana bir koyun ver.

Çoban, Köroğlu'nu bir süzer.

Hayalindeki cengaver ile hiç uyuşmaz.

Gelen kişinin kendisini kandırdığını düşünür.

Aniden asasıyla Köroğlu'na vurmaya başlar.

Çobandan bu tür bir davranış beklemeyen Köroğlu...

Bir güzel dayak yer.

Çobanın elinden zor kurtulur.

Kaçar...

Köroğlu şaşkın.

Öfkeli...

Durumunu kimseye diyemez.

Ertesi gün uşağı çağırır.

Gönderir çobana...

- Bu kez iki koyun iste...

Uşak çobanın yanına varır.

- Köroğlu'nun selamı var.

Senden iki koyun istiyor.

- Emri başımızın üstüne yiğidimin...

Bu sıralar sahte Köroğlu türedi.

Dün biri geldi.

Benden koyun istedi.

Bir güzel sopaladım.

İki koyun verir uşağa...

Gönderir.

[*] [*] [*] [*]

Zamane eşkıyaları...

Aynı...

Kendi çıkamaz.

Çıksa meydana...

Bir gariban çıkacak.

Basacak sopayı...

Onun için kadim kuraldır.

Eşkıyalar hep uşak besler.

İt besler.

Soygunda...

Saldırıda...

Haram biriktirmede...

Hep onları kullanırlar...