Aklımız erdiğinden bu günü söylüyoruz.

Elimiz kalem tuttuğundan bugüne yazıyoruz.

Arşivi açsam...

Saysam tek tek...

Onlarca yazı...

Hepsinin özeti iki kelime...

Yolumuz yok.

Zonguldak da böyle...

Şehir var...

Mahalle var...

Yol yok.

Bu yaz yapılan...

Kışı görmeden bozuluyor.

Ereğli de böyle...

Köyler de böyle.

Akköy'ün hiç yolu olmadı zaten.

Bazen anlamaya çalışıyoruz.

Bütçe yok.

Ödenek yok.

İmkan yok.

Aklımız almıyor.

Kendimizi ikna edemiyoruz.

Madem ki "yok"...

O zaman bu şaşa-debdebe ne?

Binlerce araç...

Binlerce koruma...

Binlerce şoför...

Hizmet sektörü zirvede...

Bir memlekette hizmet sektörü, üretim sektörünün önüne geçmişse...

İstihdam oradaysa...

O memleket "elindekileri bitiriyor" demektir.

Neyse?

1996 yılında yazmışız...

Ereğli...

- Erdemir Caddesi'nde trafik sıkışıyor.

Trafik için şimdilerde acil çözüm bulunmalı.

1997 yılında yazmışız...

- İbrahim Efe Caddesi'nin gelişi-güzel yapılanmasına izin verilmemeli.

Burada alternatif yol olabilir.

Daha örnekleri çok...

Peki, bizim gördüklerimizi, bu memleketin yöneticileri görmüyor mu?

Başkanlar, vekiller, kamu görevlileri...

Eminim onlar bizden önce görmüşlerdir.

Hatta çözümleri de vardır.

Peki, neden yapılmıyor?

Öncelikler farklı...

Siyaset, popülist yönetim ister.

Onlar da öyle yapıyor.

Son seçimde gördük.

Yolu olmayan Tarkan istiyor.

Buyurun alın size festival...

Doya doya eğlenin.

[*] [*] [*] [*]

Buradan "hiç çalışma yapılmıyor" anlamı çıkmasın.

Elbette zaman zaman pansuman yapılıyor.

Makyaj yapılıyor.

Esasında...

Makyaja harcanan para ile bir bölümde kalıcı hizmet yapılsa...

Belki de bu kadar vahim olmazdı durum.

[*] [*] [*] [*]

Nereden bakarsak bakalım...

Durum vahim.

Zonguldak'tan bakıyorum, yol yok.

Ereğli'den bakıyorum, durum aynı...

Akköy'de bakıyorum...

Allah'tan dedelerimiz zamanında kazma-kürek ile kağnı yolu yapmışlar.

[*] [*] [*] [*]

Son örnek...

Pazartesi günü...

Akköy'de sevilen Cemal Kurtal...

Direksiyon hakimiyetini kaybediyor.

Uçuruma gidiyor.

Bu ilk değil, son da olmaz...

Ölüm hak, vakti gelince gerçekleşir.

Allah rahmet eylesin.

Ancak aklımı kurcalayan soru şu...

Bizim yolumuz olsaydı.

Kenarında bariyerleri olsaydı.

Ne olurdu?

Acaba...

Bu durumu görmeyenler...

Beceremeyenler...

Görmezden gelenler...

Bu memleketin sevk ve idaresinden sorumlu olanlar...

Bundan sonrası için ne yapar?

Ne düşünür?

Sorunun en açık şekli şu...

Yolun sonu karanlık...

İleriden bize bir hizmet ışığı yanar mı?