"Zaman ve yaşam bir ulu nehir... Dingin görünür.

Ama aklın alamayacağı kadar büyük bir debi ile

ve de delicesine akar...

Sadece insan bu ulu nehire hem içinden

hem kenarından bakabilir ve bunun farkında olabilir"

(YANSI - Öyküler kitabımın tanıtım yazısından)

Eski masallar...

Şöyle bir girişle başlar...

Raviyan-ı ahbar...

Nakilan-ı asar...

Muhaddisan-ı rüzigar, derler ki; ([*])

Sormuşlar Hz. Süleyman'a...

- Bin yıldır yaşıyorsun.

Ne hatırlıyorsun, ve de ne kadar?

Bin yaşındaki Süleyman ne dese beğenirsiniz?

- Açık bir pencere önünden bir kuşun geçişi kadar...

[*] [*] [*] [*]

Buna karşın bildiğimiz bir şey daha var.

Adam on iki ay askerlik yapar...

Kırk iki yıl anlatır da anlatır...

- Başçavuşa fırça, çavuşu tokatlamalar....

Yine de bitmez hatıralar...

[*] [*] [*] [*]

Peki, sizce hangisi gerçeğin kendisi?

O mu, bu mu?

Nedir zamanın yorumu?

Yolun başı nerede, gerçekten var mı sonu?

"Ezel" de ne vardı?

Söylenen "ebed" doğru mu?

Rivayet o kadar çok ki...

Bence ikincisinin yaptığı doğru.

[*] [*] [*] [*]

Yine derler ki, bu işe kafa yoranlar...

Artık adı anılmadığında...

Gerçekten ölür kişi...

İnsandaki...

"Öldükten sonra da yaşamak"...

Ya da "ölümsüzlük" istemi...

Unutulmayacak masallar anlatmakan...

Eserler yaratmaktan...

Yazmaktan, resmetmekten geçer.

İnsan yazmayı, anlatmayı...

Eserler yaratmayı...

Onun için seçer.

[*] [*] [*] [*]

Mesela yapamasaydı...

Süleymaniye'yi, Selimiye'yi...

Kim bilirdi?

Kim anardı?

"Kalfa" kalmış Mimar Sinan'ı...

Ya da...

Söyler miydi koca Veysel?

- Ben giderim sazım kalır.

Dostlar beni hatırılasın...

Kelamını...

[*] [*] [*] [*]

Yani...

Bunda amaç;

Durdurmak zamanı...

Engellemek...

O ulu nehrin...

Kişiyi yutmasını...

Bugün mümkün değil, ama..

Birgün multlaka...

Zamana da hükmedecek...

Sapiens'in torunları...

[*] [*] [*] [*]

İnsan;

Birey olarak "zaman" denilen ulu nehirin küll'ünde...

"Zerre" bile olmadığını bilir elbette...

Ve de -şimdilik- bu nehre...

Akışına, gidişine...

Müdahale edemeyeceğini de...

Bunu bilmeyenler...

Ya da bilip de umur etmeyenler...

Kendi kabuğunun içinde yaşar gider...

Vessellam!

[*] [*] [*] [*]

İstanbul'dan selamlar...

([*]) "Söylentileri duyuranlar ve eserleri nakledenler ve zamanın olaylarını anlatanlar"