Haklıdan değil, güçlüden yana olmak ne kolay, ne zahmetsiz, ne kadar karlı bizim ülkemizde...

Bağıran yerine bağırtandan yana olmak da prim yapıyor, bizim memleketimizde...

Çünkü gürültü, siyasetin ve bürokrasinin keyfini kaçırır. Sessizlik her zaman iyidir.

Hele şöyle ağzınızı büzüp yalanı güzel söyleyebiliyorsanız değmeyin keyfinize...

Zonguldak'ta bile-isteye hırsızın-arsızın yanında yer alan siyasetçi-bürokrat görmek insanı üzüyor.

Bir de, "Tamam, çalıyorlar, ama buraya yatırıyorlar" diyenler çıkıyor, böyle zamanlarda...

"Devletin malı çalınacak, devlet göz yumacak bana ne" mi diyeceğiz?

TTK'nın zarar nedeni hırsızlık...

İşe gitmeden maaş alanların hırsızlığı, TTK'yı çalanların hırsızlığı, TTK'nın kömürünü çalanların hırsızlığı, TTK'ya "kömür" diye taş-toprak satanların hırsızlığı...

Bunları bile bile, "Çaldılar, ama buraya yatırdılar" diyemeyiz. Hepimizin malını çaldılar. Bizim malımızı çalıp bize baskı kurdular.

Ne diyeceğiz?

"Çalmaya, yatırmaya devam edin" mi?

Biz böyle bir şey diyemeyiz.

Yoksa anında çamura bularlar!

Araştırmacı/Yazar Kadir Tuncer, Halkın Sesi'ndeki köşesinde, Yasin Hamzaçebi'nin adamları tarafından uğradığım saldırıyla ilgili geniş bir analiz yapmış. Yazının bir bölümünde, "Zonguldak'ta ve Türkiye genelinde, özellikle emniyetin zaafından kaynaklanan nedenlerle böyle olmuyor. Habere konu olan kişi veya kişiler; mahkeme, hukuk-mukuk dinlemeden yanına 3-5 fedai alıp gazeteye-gazeteciye saldırıyor. Bu saldırı durumlarında da genellikle ne hikmetse; Vali, Savcı, Emniyet sessiz kalıyor. Mülki erkanın bu sessizliği, bazen kamuoyunun tepkisi olduğunda bozuluyor ve saldırgan ayaküstü ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılıyor. 'Adalet, hak, hukuk, basın özgürlüğü, gazetecilerin can güvenliği' lafları hep havada kalıyor" demiş.

Bu bölümde, "Vali, Savcı, Emniyet sessiz kalıyor" diyor ya!

Aslında sessiz kalmaları iyi... Geçmiş yıllarda yine böyle bir saldırıya uğramıştım. Basın olayın üzerine gitti. Dönemin Emniyet Müdürü Mustafa Öncül, saldırganı üçüncü gün, bizim söylediğimiz kişiden teslim almış, şüphelinin ifadesiyle bizi suçlamıştı.

Başka bir saldırgan ifadesinde, "Oradan geçiyordum, bir kadın bağırıyordu. 'Utanmıyor musun sen, evli barklı bir adam, benim gencecik kızıma laf atmaya' diye..." demiş.

Bir Emniyet Müdürünün oğlu, yüzme bilmeden okyanusa girmişti. Uyardık. Bir-iki yanlış daha! Sonra bize "Çelik yelek" giydirdi o Emniyet Müdürü!

Sonra erkenden emekli oldu! İlahi adalet!

Son saldırıda da olay, trafikte yaşanan bir tartışma üzerine kurgulandı. İş oraya bağlandı. Oysa ilk gün takip, taciz, çarpma, vurma, akşam tekrar takip her şey var. Mobeseler çatır çatır çekiyor.

Ertesi gün fiziki saldırı var. Araçlarını bırakıp kaçıyorlar. Sonra gelip araçlarını alıyorlar. Sonra... Sonra...

Onun için ben devlet görevlilerini suçlamamaya özen gösteririm. Yoksa bizi anında çamura bularlar. Hele karşı tarafından çamuru iyiyse... Allah korusun.

Yüreğine sağlık Kadir Abi...

Günün Fıkrası: Edison cennete girecek mi?

Cansız Hoca'nın bulunduğu bir yerde, kimlerin cennete gireceği konusu tartışılıyormuş.

Mollalardan biri Cansız Hoca'ya:

- Hocam, Edison bütün dünyayı aydınlatan buluşu gerçekleştirdi, ama yine cehenneme gidecek.

- Sen Edison'un cehenneme gideceğini nereden biliyorsun?

- O bizim Peygambere inanmadı. Onun için cennete giremez.

Bunun üzerine Cansız Hoca, cevap verir:

- Bakara suresinin 62'nci ayetinde şöyle der: "Şüphesiz iman edenlerle, Yahudiler, Hıristiyanlar ve sabilerden kimler Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih ameller işlerlerse onların ecirleri Allah katındadır. Onlara korku yoktur ve üzülmeyeceklerdir de." Yani, bu ayette, Allah, insanlara Allah'a ve ahiret gününe inanıp hayırlı işler yapmaları şartını getiriyor. Aynı ayet, Maide suresinin 69'uncu ayetinde tekrar edilmektedir. Sonra büyük alimlerin ekseriyeti iman sahibi oldukları bilinen bir husustur. Ayrıca Edison'un son nefesinde nasıl gittiğini ne biliyorsun?

Ancak adam ikna olmamış.

İlla "cehenneme gidecek" diye ısrar edince, Cansız Hoca sinirlenmiş, şu cevabı vermiş:

- Allah, senin gibi beş milyon eşşeoğlueşşeği cennete koyacağına, bir Edison'u koysun daha karlıdır.