Yasin Hamzaçebi'nin adamlarının saldırısını sulandırmaya çalışanlar var.

Son olarak Şerafettin Kaymaz adlı vatandaşa yönelik dolandırıcılık girişimini haber yaptık.

Ama bu olay, Yasin Hamzaçebi'nin ilk vukuatı değil.

Başta öz dayısı Şenol Şanal olmak üzere çok sayıda kişi, Yasin Hamzaçebi tarafından dolandırıldı.

Yasin Hamzaçebi, beraber hareket ettiği banka müdürüyle birlikte iki yıla yakın hapis yattı. Yargılama son aşamaya geldi.

Yasin Hamzaçebi'nin 100 yıla yakın hapsi isteniyor.

Ereğli ve Zonguldak Devlet Hastanelerinin kantinlerini işleten Yasin Hamzaçebi, buraların da kirasını ödemedi.

Rakam 2 milyon!

Eski parayla 2 trilyon...

Şimdi de Zonguldak Belediyesi'nin Acılık'taki çok katlı otoparkını işletmecisinden almış. Oranın kirası da ödenmiyor.

Biz bunları yazınca, yeni mağduriyetlerin önüne geçmeye çalıştıkça, hedef oluyoruz.

Sadece Yasin Hamzaçebi'nin değil!

Pusula ve Ali Rıza Tığ'ı susturmak için, "Belden aşağı yazıyor, şantaj yapıyor" naraları atıyorlar.

Atanlara bakar mısınız?

Bu numaraları daha önce deneyen bir Şahinaz'ın çocuğu başarılı olamadı.

Bu Şahinaz'ın ne kadar çok çocuğu var arkadaş, bitmiyor!

"Ali Rıza Tığ belden aşağı yazıyor" diyenlere bakalım.

Bu Yasin'in Ceo'luğunu yaptığı Gündem Gazetesi'nde hani şu diğer gruptan atılan kadın neler neler yazmıştı.

Bunlar çok delikanlı, ama yazılar uçtu gitti!

Sadece o mu?

Bana burada saydırmayın!

Biz yazmaya devam edeceğiz.

Bize "yazma" diyenlerin, dolandırıcılara "dolandırma" demelerini ve engellemelerini tavsiye ediyoruz.

Kıssadan Hisse: 5 küçük hikaye...

Günün birinde köy halkı yağmur duasına çıkmayı kararlaştırır.

O gün geldiğinde sadece küçük bir çocuk elinde şemsiyesi ile gelmişti.

İşte bu, inançtır...

Ne zaman ki bir bebeği sevmek için havaya fırlatsan, bebek kahkahalar atar.

Çünkü o bilir ki, siz onu tutacaksınız.

İşte bu, güvendir...

Her gece rahat bir şekilde yatağa gideriz.

Sabaha uyanacağımıza dair bir garantimiz yoktur, ama yine de alarmı kurarız.

İşte bu, ümittir...

Biz, yarınlar için büyük planlar yaparız, fakat geleceğimiz sadece tahminlerden ibarettir ve sıfır bilgiye sahibizdir.

İşte bu, güven ve rahatlıktır.

Biz ayrılıkları ve evliliklerdeki problemleri görürüz, fakat yine de evleniriz.

İşte bu, aşktır-fıtrattır...

Günün Fıkrası: Canım çıktı...

Adam güya ölmüş. Yıkamaya getirmişler.

Hoca, kapıyı kapamış.

Yarım saat, bir saat, iki saat geçmiş. Herkes merak etmeye başlamış.

"Her ölüyü 15 dakikada yıkayıp paklayan hocaya ne oldu?" diye...

İki buçuk saat sonra hoca efendi, kan revan içinde dışarı çıkmış.

Hemen koşuşturmuşlar.

"Hoca efendi ne oldu?" diye sormuşlar.

Hoca efendi de, "Yahu, yarı ölü yarı diri herifleri bana yolluyorsunuz. İşini bitirip ruhunu teslim ettirinceye kadar canım çıktı" demiş...