Zemheri...

Gücük...

Mart...

Albur...

Mayıs...

Kiraz...

Orak...

Ağustos...

İlk güz...

Orta güz...

Son güz...

Karakış...

Azıcık yaşadığı memleketten haberi olanlar...

Bu kelimeleri bilir.

Hatta bazılarının ismi aynı...

Bizim büyüklerimizin hepsi böyle sayardı.

Bize de "eski hesapça böyle" diye anlatırlardı.

Aylar...

İki mevsim.

Kasım günleri (8 Kasım-5 Mayıs)

Hızır günleri (6 Mayıs-7 Kasım)

On iki ay...

Ama bunların arasında türlü hesaplar var.

Bulutlar nereden gelirse yağmur olur.

Güneşin sıcaklığından...

Rüzgarın hızından...

Hatta...

Yılın belli zamanlarında yapılan hesaplar...

Tekerlemeler...

O tarihte her gün bir aya tekabül eder ki...

O gün nasıl geçerse...

Denk gelen ayın ortalamasını oluşturur.

Hesaplar ona göre yapılır.

Mısır ekimi, buğday ekimi...

Meyve toplaması...

Hatta olacak olan ürünlerin tahmini...

Hepsinde bu hesaplar yapılır.

Hazırlık buna göre yapılır.

Meteoroloji on günlük...

Aylık tahminler yaparken...

Bizim büyüklerimiz yıllık tahmin yaparlardı.

Buzağının doğuşundan...

Yılın bereketini...

Hatta...

Kurak-yağmurlu oluşunu...

Hepsini bilirlerdi.

Dünya döndükçe büyüklerin sayıları azaldı.

Şimdilerde üç-beş...

[*] [*] [*] [*]

Gerçi tüm bunlara da gerek kalmadı.

Yazın kurak olduğunu bilsen...

Ya da yağmurluysa...

Kış sert geçecekse...

Bereket olacak mı?

Kimsenin umurunda değil ki...

Eken yok.

Diken yok.

Bereket...

Evdeki emekli...

Onun kredisi hiç bitmiyor.

Ölürse...

Hayat sigortası var.

Borç ödeniyor.

Geriye kalan...

Ne aldırabilirsen...

Televizyon...

Son model televizyon...

Gücü yetiyorsa otomobil...

Dar gelirliyse...

Bereket sosyal yardımlaşmada...

İŞKUR'a kayıt olmak bile istemiyorlar.

- Kumanya verin.

- Harçlık verin.

Devlet versin.

Üretmek isteyen...

Bir saksı toprak alır.

İki fide diker.

Evin sebze ihtiyacını karşılar.

[*] [*] [*] [*]

Biz ne yapıyoruz?

Şu anda toprağa çıplak ayakla basıyoruz.

Karıştırmaya başladık.

Yakında 23 Nisan fasulyesi ekilir.

6 Mayıs'ta organik sebze kendini gösterir.