CHP'de "kelle avcılığı" sürüyor.

Partiyi ele geçirmek için yapılan hamlelerde zafer, her zaman olduğu gibi Genel Merkezin desteğini arkasına alan ekip oldu.

Hesap, yerel seçimler gibi görünse de, aslında önümüzdeki genel seçimlerin hazırlığı yapılıyor.

CHP Zonguldak Milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz, ileride önlerine çıkabilecek olan herkesi buduyorlar.

Çaycuma İlçe Başkanı Tuncay Akyol'un görevden alınması, Belediye Başkanı Bülent Kantarcı'nın talebi gibi görünse de, eski İl Başkanı Umut Başoğlu'na yapılan bir operasyondur.

Başarıyla tamamlanmıştır.

İkinci operasyon, Deniz Yavuzyılmaz'ı elinden tutup Genel Merkeze götüren ve milletvekili adayı olmasını sağlayan Merkez İlçe Başkanı Fikret Zaman'a yapılmıştır.

Şimdi operasyon sırası, İl Başkanı Hakkı Güney'de...

Yalnız bu operasyon seçimden önce mi olacak, sonra mı?

Hakkı Güney, Zonguldak Belediye Başkanlığı için Harun Akın'ı istiyordu. Şenol Şanal oldu. Ereğli'de Halil Posbıyık'ı istiyordu, oldu. Halil Posbıyık seçimi kaybederse Hakkı Güney de görevden alınır.

Peki, bu operasyon nereye kadar sürer?

Bugün operasyonu kimler yapıyorsa, onlar gidene kadar sürer.

Sonra yeni operasyonlar başlar.

Hangi belediyeye bakıp oy vereceğiz?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Gelin CHP'li belediyelere, hizmeti görün" diyor.

Biz Zonguldak'ta büyük ölçekli hizmet üreten CHP'li belediye olarak Çaycuma'yı görüyoruz.

Zonguldak Belediyesi'nin kentin çehresini değiştiren bir hizmetini göremedik.

Rutin belediyecilik hizmetleri bile ağır aksak yürüyor.

Eğer Zonguldak Belediyesi'ne bakacak olursak, CHP'nin hizmet ürettiğini söyleyemeyiz.

Çaycuma'ya bakarak mı Zonguldak'a oy vereceğiz?

Peki, CHP'li Kilimli Belediyesi'ne bakarak ne yapacağız?

İşimiz zor.

Günün Fıkrası: Mühendis cehenneme giderse...

Bir mühendis ölmüş ve büyük bir yanlışlık sonucunda cehenneme atılmış.

Cehennemin konforundan hoşnut kalmayan mühendis, bir takım iyileştirmeler yapmaya başlamış.

Kısa bir süre sonra cehennem; klimalı odaları, otomatik tuvaletleri, asansörleri, içecek otomatları ve diğer lüksleri ile bayağı rahat bir yer haline gelmiş.

Bu arada mühendisin de iyice tanınıp sevildiğini söylemeye gerek yok.

Derken, günün birinde cennet meleği, şeytanı aramış:

"Selam, cehennemde işler nasıl gidiyor? Neler yapıyorsunuz?"

Şeytan, memnun mesut gülümsemiş:

"Ohoo... Biz burada çok iyiyiz. Bir mühendis düştü buraya ki, sorma gitsin. İnanılmaz lüks ve konforlu bir yer yaptı bizim orayı... Bir görsen, tuvaletlerimiz otomatik, kola makinemiz bile var."

Melek şaşırır:

"Nee! 'Mühendis' mi dedin? O adamın burada olması lazımdı. Çabuk onu buraya gönderin!"

Şeytan, "Mümkünü yok! Kadromda bir mühendisin olmasından çok memnunum ve onu burada tutacağım!" diye çıkışmış.

Cennet meleği, sinirle bağırmış:

"Onu çabuk buraya gönder, yoksa seni dava ederim!"

Şeytan, katıla katıla gülerken, şunları söylemiş:

"Yok yaa! Nasıl yapacaksın bunu? Bütün avukatlar bizim tarafta!"