Bir grup genç geldi.

"Biz de paramızı alamadık abi" dediler.

Can kulağıyla dinledim.

Benim de, kamuoyunun da yakından tanıdığı bir müteahhitle ilgiliydi anlattıkları...

Topladıkları bilgileri benimle paylaştılar.

Müteahhit, eskiden yanında çalışan sevgilisine İncivez'de lüks bir sitenin birinci katından daire kiralamış.

Müteahhidin, genç sevgilisine aldığı bir çift ayakkabının fiyatı, 7 bin 500 lira!

"Ayrılacak, ama eşi 500 bin lira istiyor. Böyle idare ediyoruz" diyen genç kadın, adının ve soyadının baş harflerinden oluşan plakası olan lüks aracıyla gününü gün ediyor.

Yani müteahhit, çocuğunun annesinden sakındığı 500 bin lirayı genç sevgilisiyle yiyor.

Daha önce sevgilinin sevgilisinden dayak yemişti, ama olsun!

Bu da adam işte!

Çocukların bana getirdiği bilgileri teyit ettim.

Sosyal medya hesaplarından doğruladım.

Şimdi işin resmi boyutu da var.

Bu müteahhit, doğrudan temin işleri, sevgilisinin şirketi üzerinden alıyor.

Daha başka bilgiler de var.

"Havalar düzelsin, bulutlar dağılsın" diye bekliyorum.

Siz "bulutlar dursun" derseniz, o da olur.

Artık nasıl isterseniz...

Ama müteahhit dikkat etsin!

Sabah namazına giden herkes öğrenmiş durumu!

Bir sabah karşında görürsen şaşırma, maaşını vermeyip küfür ettiğin çocuğu...

Kentin kanını emen sülükler!

Zonguldak, kanını emen sülüklerden kurtulmadan ayağa kalkamaz.

Şimdi burada sülüklerin adlarını yazmamı beklemiyorsunuz herhalde...

En aşağıdan başlayacağım...

İşe gitmeden maaş alan, asalakça yaşayan sülükler...

İşe gitmemek için sendikal ya da siyasi faaliyetlerde bulunan sülükler...

İşadamı kılığına girip devleti soyan sülükler...

Devlete taşı-toprağı değerli bir şey gibi satan sülükler...

Hazine arazilerini işgal eden, vergi kaçıran sülükler...

Sanatın, siyasetin, sporun üstüne yapışan sülükler...

Medyaya musallat olan sülükler...

Kentini değil, kendini kalkındırmak, hedefine ulaşmak için siyasete sarılan sülükler...

Seçim atmosferinde olduğumuz için en çok bu tipleri işliyoruz.

Antenleri uzun sülükler var mesela...

Daha seçilmeden tefecilerin kucağına oturanlar...

Ha bir de milletin kanını emen tefeci sülükleri unuttuk!

Bunların esmer olanları var!

Bu şehrin çocukları!

Bir de okumuşları var!

İlahi Yarabbi!

Veleddalin amin!

Günün Fıkrası: Oflu Hocanın üzüm bağı...

Tilkinin biri, yavrusuna öğüt veriyor:

- Yavrum, bütün bu bağlardaki üzümlerden yiyebilirsin. Sadece Oflu Hocaya ait bağın üzümleri hariç... Hatta aç kalsan dahi o bağı aklına bile getirme...

Genç tilki, babasına sormuş:

- Neden? O bağın üzümleri zehirli mi?

Tilki, yavrusuna cevap vermiş:

- Hayır, çocuğum... Eğer Oflu Hoca, bağından üzüm yediğimizi anlarsa, yarın hemen, "tilki eti helaldir" diye fetva verir ve neslimizi yok eder.

Gücü, insanların cehaleti üzerine kurulmuş toplumlara hiç bir zaman bulaşma...