Hukukta genel kaide şudur...

Müddei (davacı), iddiasını ispatlamakla mükelleftir.

Benim çete liderinden 15 bin lira alarak, emniyet müdürü aleyhine yazı yazdığımı iddia eden, şerefsiz, namussuz, haysiyetsiz kimse bu iddiasını ispatlayacak.

Belgeyi çıkartıp yayınlayacak.

Tekrarlıyorum...

Benim için kim "çeteci, çete tetikçisi, avantacı, şantajcı" diyor ve yazıyorsa, onlar da şerefsiz, namussuz, haysiyetsizdir.

"Biz demiyoruz, cumhuriyet savcısı diyor" diyenler var.

Sizin için de cumhuriyet savcısı neler söyledi!

Cumhuriyet savcısı iddia eder...

Mahkeme karar verir...

Yargıtay, onar ya da bozar...

Cumhuriyet savcısı iddia etmiş...

Yerel mahkeme hüküm vermiş...

Ama Yargıtay, "Verdiğiniz hüküm yanlış. Hukuksuz elde edilen delille ceza veremezsiniz" demiş.

İddianameyi yazanlar, kararı verenler nerede, ona bir bakın.

Dönemin emniyet müdürü nerede, ona da bir bakın!

Bizim için olay bitmiştir.

Ben çete liderinden emniyet müdürü aleyhine yazı yazmak için 15 bin lira almadım.

Ben anket yaptım.

Karşılığında 3 bin lira aldım.

Öyle yazıp yazıp da sonra, "Biz demedik, devlet dedi" diyerek kimse bu işin içinden sıyrılamaz.

Devlet, kimin, ne olduğunu bilir.

İnternet sitelerinden kendi çıkarları için, işlerine engel olduğuna inandığı insanlara bel altı-bel üstü saldırıp, sonra Ali Rıza Tığ'a "belden aşağı yazıyor" diye yazanlar, yorum atanlar; namussuz, şerefsiz, haysiyetsizdir.

Delikanlı adam "site güncellendi" ayağına yazdıklarını silmez.

Bizim belden aşağı yazılar yazdığımızı iddia edenlere kamuoyu huzurunda bir kez daha haykırayım...

Biz, belediyede mastürbasyon yapan belediye başkanını yazıyoruz.

Biz, bu kentte aynı kadınlarla yatan kardeşleri yazıyoruz.

Biz, yanında çalışan kadın mühendise lüks araç tahsis edip, kadının sevgilisinden dayak yiyen müteahhitleri yazıyoruz.

Biz, karısına vibratör ve silahla tacizde bulunan ve eşi tarafından vurulan sendikacıyı yazıyoruz.

Biz, parti toplantısında milletvekili ve partili arkadaşlarına ginseng satan milletvekilini yazıyoruz.

Biz, gönlü kayanları değil, makamını kullanıp kayanları yazıyoruz.

Biz, amca-yeğen aynı kadınlarla beraber olanları yazıyoruz.

Biz, aynı otel odasında geceleyen belediye başkanı ile ilçe başkanını yazıyoruz.

Yazmaya da devam edeceğiz.

Beni öyle Ankara ile Gazipaşa Caddesi ile Savcılık ile korkutmaya çalışanlara sesleniyorum...

Devletin ilgili birimlerinin her şeyden haberi var.

Daha önce kalleşçe saldırdınız...

Tekrar saldırabilirsiniz.

Çünkü siz kalleşsiniz.

Ama size teslim olmam, bunu bilesiniz.

Öyle eskiden olduğu gibi milletvekili arayıp, emniyet müdürlerine talimat verdirme şansınız da yok.

Çünkü öyle milletvekili yok.

Kader işte...

"Paçacı" değiniz adam, gelir milletvekili olur, ona ağlarsınız!

Günün Fıkrası: İkiye yarmışsın...

Temel, kendi kıçını hiç, ama hiç görmemiş.

Bir gün Dursun ile futbol oynarken, Dursun topa bir abanır, top tam Temel'in kıçına gelir.

Temel, kıçını ova ova soyunma odalarına koşar.

Arkadan Dursun gelir.

Der ki:

- Temel, abartma sanki ne oldu kıçına?

Temel:

- Öyle deme şerefsiz, ikiye yarmışsın!