En beğendiğim huylarımdan biri, "açık sözlü" oluşumdur.

Mesela, kurulduğundan bu yana AK Parti'ye oy veririm.

Ama AK Parti'ye en fazla muhalefeti de ben ederim.

Mesela, önceki dönem Milletvekili Hüseyin Özbakır ile yaşadıklarımı biliyorsunuz.

Seçim öncesi Zonguldaklılara verdiği sözleri tutmadığı için acımasızca eleştirdik. Bazıları gibi, "Reisin değer verdiği adama ben de değer veririm" diyebilir, köprüyü geçebilirdim. Hüseyin Özbakır, yanlış adaydı. Yanlış milletvekili oldu. Zonguldak'a yanlış yaptı. Biz de elimizden geleni yaptık. Ve Hüseyin Özbakır, siyasetçi mezarlığındaki yerini aldı.

Buraya nereden geldim? Demir Ailesi'nin internet sitesinde siyasi tercihlerimle ilgili bir yazı yazılmış.

Ben siyasetimi hep açık yaparım.

Zonguldak Belediye Başkan Adaylığı için AK Parti'den Özcan Ulupınar'ı istedim. Özcan Ulupınar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme isteğine olumlu yanıt gelse, "affını istemeyecek" ve yüzde yüz aday gösterilecekti. (Kaynak: Zeki Tosun...)

CHP'den Harun Akın'ı istedim. Deniz Yavuzyılmaz, tesir etmese, Merkez Yönetim Kurulu'ndan çıkan isim Harun Akın olacak, Haberal Ailesi, Parti Meclisi'ne tesir etmeyecekti. Ali Uzun aday olacağı için, Prof. Dr. Mehmet Haberal gece yarısı CHP Genel Merkezi'ne gidip duruma müdahale etti. Halasının oğlu Şenol Şanal'ı aday yaptırdı.

Ama mesela ben, Harun Akın ile Ali Uzun arasında gidip-gelmedim.

"Harun Akın'ı istiyorum" diye; Ali Uzun'a, Şenol Şanal'a sallamadım!

Bu süreçte hem Şenol Şanal ile hem de Haberal Ailesi ile görüşmeye devam ettim.

Merkez Yönetim Kurulu'na Harun Akın'ın adının girdiğini yazdım. Girdi mi, girdi!

Merkez Yönetim Kurulu'na Şenol Şanal'ın adı da girmiş. Ama Merkez Yönetim Kurulu'ndan Ali Uzun'un adı çıktı! Girmeyen bir şey çıkar mı? Nereden bilebilirim? Ama hiç haber yazmazsanız, en doğrusunu siz yazmış olursunuz! Buna "durum gazeteciliği" denir! Biz hiç böyle gazetecilik yapmadık.

Herkes gibi ben de Merkez Yönetim Kurulu'ndan Harun Akın'ın isminin çıktığını, Parti Meclisi'ne de Ali Uzun isminin girdiğini yazdım. Herkes gibi ben de Parti Meclisi'nden Ali Uzun yerine Şenol Şanal'ın aday olarak çıktığını yazdım.

Ve sabah Parti Meclisi biter bitmez yazdım. Bana bu haberi kim verdi, biliyor musunuz? WhatSapp'ıma, "Unutma... Biz 'bitti' demeden bitmez" mesajını 05.30'da kimin attığını biliyor musunuz?

Şunu söylemek istiyorum. Ben Şenol Şanal'dan menfaatlenmek için yayın yapmam. Pusula, o kadar güçlü bir yayın organı ki, Şenol Şanal, bu güçten yararlanmak ister.

Ali Uzun, aday olsa, o da ister. Tahsin Erdem, aday olsa, o da ister. AK Parti Zonguldak Belediye Başkan Adayı Ömer Selim Alan'ın istediği gibi... MHP Zonguldak Belediye Başkan Adayı Hamdi Ayan'ın istediği gibi...

Yani demem o ki, Pusula, Zonguldak'ta böyle bir güç. Ali Rıza Tığ'ın şahsıyla ilgili bir konu değil. Pusula, Zonguldak basının en güçlü markalarından biridir.

Bir şey daha... Zonguldak'ta önemli bir bürokrat, gazetecilerle yaptığı toplantıda, Ankara'nın, Zonguldak'ta iki gazeteyi takip ettiğini söylemiş. Orada, bu söze burun kıvıranlar olmuş. Bu iki gazeteden birinin, yani birincisinin Pusula olduğunu söylemiş. İkincisinin Yeni Adım olmadığını da ben söyleyeyim.

Bu arada, Yeni Adım'da çıkan haberle ilgili, daha öncekiler gibi hukuksal mücadelemi yapacağım. Hem Basın İlan Kurumu, hem de Cumhuriyet Savcılığına şikayet edeceğim. Gereği yapılacaktır. Kimsenin endişesi olmasın. Demirden korkan trene binmez.

Günün Fıkrası:

'Potansiyel' ile 'fiili' arasındaki fark!

Adamın küçük oğlu sorar:

"Babacığım 'potansiyel' ile 'fiili' arasındaki fark nedir?"

Babası, "Anlatayım" der.

Sonra karısına döner ve sorar:

"1 milyon dolar verseler, Robert Redford'la yatar mısın?

Karısı, "Tabii, sorulur mu? Hayatta kaçırmam!" cevabını verir.

Bunun üzerine adam, kızına 1 milyon dolar karşılığında Brad Pitt ile yatıp-yatmayacağını sorar.

Kız da, "Vay be! Tabii ki! Hep hayalini kurduğum şey!" der.

Daha sonra adam, büyük oğluna dönerek, "Sen 1 milyon dolar için Tom Cruise ile yatar mısın" diye sorar.

Büyük oğlan, "Evet! Neden yatmayayım? Düşünsene 1 milyon dolarla neler yapılmaz! Bir saniye beklemem!" der.

Bunun üzerine babası, küçük oğluna dönerek, "Anladın mı oğlum? 'Potansiyel' olarak 3 milyon doların üzerinde oturuyoruz, ama "fiili' olarak iki fahişe ve bir homoseksüelle yaşıyoruz" der.