Bir belediye başkan adayına, seçim öncesi parti yöneticisi diyor ki:

"Şu masrafları da siz ödeyin. Partide para kalmadı."

Başkan adayı, "Bende de para yok" diyor.

Parti yöneticisi çıldırıyor:

"Nasıl olur, siz yıllardır şu mesleği yapıyorsunuz. Maaşınız da oldukça yüksek, ofisinizden de geliriniz var."

Başkan adayı, "Para eşimin üzerine, benim param yok" diyor.

Bu adam seçilip, belediye başkanı oluyor.

Kenti yönetmeye çalışıyor.

Evini, evinin bütçesini yönetemeyen bir adama kenti yönettiriyoruz.

Sonra o kişiden kendi kararını kendisinin vermesini bekliyoruz.

Ben olsam, eşini aday yapardım!

Çünkü, hiç olmazsa o, evini ve aile bütçesini yönetiyor!

Belediyeyi daha iyi yönetirdi!

Toy birisi çıkar, alır elindekini...

Sadece siyasette mi?

Bürokraside de aynı sorunları yaşıyoruz.

Adamı bir yere getiriyorsunuz...

Geride kalan kadın, her şeyi yönetiyor.

Kadın, bir süre sonra kocası nedeniyle gösterilen ilginin aslında kendine olduğunu sanıyor.

Ne olduğunu unutuyor, şaşırıyor.

Sonra...

Sonrası; iyilik, güzellik...

Değdi mi?

Başınız göğe erdi mi?

Size yalakalık yaptığı için bir yerlere getirdiğiniz kişiler, şimdi kurtarsın sizi!

Kadın burada, koca dışarıda!

Böyle aile birlikteliği olur mu?

Sen öyle büyüdüğünü sanırken, toy birisi gelir, alır elindekini...

İnsanın aklına neler neler geliyor...

Acaba adamın da orada bir şeyi mi vardı?

Devleti yönetenlerin, devlet kurumlarında yöneticilik yapanların, dürüst ve ahlaklı olması gerekir.

İnsanlara ahlak dersi vermek, bizim görevimiz değil.

Ama ahlaklı olmayı önermek, bizim en önemli görevimiz.

İsimlerini yazmadan, ifşa etmeden, rencide etmeden uyarımızı yaptık.

Umarım, sizler de gereğini yapar, daha fazla rezil olmazsınız.

Dört yapraklı yonca gibi...

Zonguldak Belediyesi'nde her daim "Gonca"lar oluyor.

Eleştirmek için söylemiyorum.

Yıllarca Metin Gonca ve Alaattin Gonca vardı.

Belediyenin su saati tamir işini yapıyorlardı. İşleri de çok iyiydi.

Sonra Secaattin Gonca, Belediye Başkanı oldu. Seçimi kaybedince strese girdi.

Şimdi de Secaattin Gonca'nın eşi Sevgi Gonca, AK Parti'den belediye meclis üyeliği için aday adaylığı başvurusunda bulunmuş.

Eğer ilk beşin içinde olmazsa, istifa edecekmiş! Yani "belediye bu dönem 'Gonca'sız kalmasın" diye tüm bunlar. Zannedersiniz ki, dört yapraklı yonca bunlar!

Çalmayacak, çaldıracak!

Bir belediye başkanının yanında, çalıştığı işyerinden hırsızlık, yolsuzluk ve ahlaksızlık yaptığı için atılan biri geziyor. Belediye başkan adayımız seçimi kazanırsa, bu hırsız, arsız ve yolsuzu belediyeye alacakmış. Üstelik yardımcısı yapacakmış.

Hani "maşa varken, közü elle tutmama" hikayesi var ya!

Öyle bir şey galiba...

Başkanımız; çalmayacak, çaldıracak!

Nasıl taktik ama?

Günün Fıkrası:

Lastiği zamanında baban taksaydı...

Özel halk otobüsü ağzına kadar dolu, yaşlı bir adamcağız ayakta...

Elindeki bastonu, otobüsün her kalkışında ve duruşunda kayıyor ve adamcağız düşmemek için olanca gücünü harcıyor.

Bu sırada, oturmakta olan gençlerden biri, küstahça akıl veriyor:

"Baba, baba, bastonunun ucuna lastik taksan kaymaz!"

"Ah oğlum, senin baban o lastiği zamanında taksaydı, ben şimdi bu otobüste oturacak yer bulurdum!" demiş yaşlı adam.