
senolkuscu@yahoo.com
Dikkad! Daş-gaya düşmüş, heyelan göçük olmuş olabilü, yavaş ol!
04 Aralik 2018 22:00:00
Değerli okurlarım; yöneticilerimizin, yaşantımızı kolaylaştıran yeni hizmetlerini;
* Yeni kaynak, araç, gereç, malzeme ve insan gücü gerektiren hizmetler ve…
* Kaynak gerektirmeden, ya da çok cüz’i bir kaynakla; yöneticilerin kişisel inisiyatifleri; emir ve talimatları ile uygulamaya konulan yeni yol ve yöntemlerle gerçekleştirilmesi mümkün olan hizmetler olarak iki grupta değerlendirilmesi mümkündür.
Yolu olmayan bir yerde yeni yol açılması, suyu olmayan bir yere su getirilmesi, yeni bir çocuk parkı yapılması; eskiyen, yetersiz kalan hizmet araç ve tesislerinin yenilenmesi gibi faaliyetlerle gerçekleştirilen hizmetler, birinci gruba örnek hizmetlerdendir.
Sıkışıklık yaşanan bir yerleşkede ya da mekanda, yeni bir yerleşme ve kullanım düzeni oluşturulması; yapılmakta olan bir iş için, işi kolaylaştıran yeni bir yolun, yöntemin uygulamaya konulması; bir yerdeki çok uzun bir yolun rutin bir harcama ya da bir kapının açılmasıyla kısaltılması; dere ve deniz kenarını izleyen bir yolun, yağışlı havalarda yolun kapanmasına neden olan göllenmenin, açılacak birkaç gider boşluğu ile önlenmesi gibi kaynak gerektirmeden ya da çok az bir kaynakla gerçekleştirilmesi mümkün olabilen hizmetler de ikinci gruba giren hizmetlere örnek olarak verilebilir.
* * * *
Değerli okurlarım; bir hizmet alanında, ikinci gruba giren hizmetler küçümsenmemelidir. Her düzeydeki yöneticinin, sorumlu olduğu hizmet alanı ile ilgili olarak ilave bir kaynak gerektirmeden ya da çok cüz-i bir kaynakla, bir emir ve talimatla gerçekleştirebileceği, yetki düzeyine uygun pek çok hizmetin olabileceği unutulmamalıdır. Bunun mümkün olabilmesi için, öncelikle yöneticilerimizin gören, görmek ve duymak isteyen duyarlı yöneticiler; yönetilenlerin de, öneri getirenler olmaları önem arz eder.
Burada, birisi yıllar önce şahit olup da unutamadığım; diğeri de halen devam etmekte olan, uzmanlık alanım ile ilgili, ikinci gruba giren iki hizmet ya da ilgi eksikliği örneğini sizlerle paylaşmak istiyorum.
* * * *
Bir tarihte, Karayolları, Zonguldak-Kozlu sahil yolunda bitümlü sıcak karışım asfalt yapıyordu. Ancak, Emniyet Müdürlüğü Kavşağı civarında, bölünmüş yolun deniz tarafındaki bölümü asfaltlanmış, diğer bölümünün asfaltlanması, başlayan yağışlar ve bastıran kış koşulları nedeniyle aylarca sonra yapılabilmişti. Bu zaman zarfında, kavşaktan Güvenevler ve üniversite tarafına dönen araçların tekerlekleri, yolun asfaltlanmış bölümünden, 10-15 santimetre alt seviyedeki asfaltı yapılmamış bölüme düşüyor ve bu ani düşme çok rahatsız edici oluyordu.
O tarihlerde, ilimizde, briç oyununu çok seven (sağsa Allah uzun ömürler versin), bir valimiz görev yapıyordu. Mesai saatleri sonlarında, üniversitedeki oyun grubu ile briç oynamak için, sık sık üniversite lokaline gelirdi. Bu geliş-gidişlerinde, kendileri de bu rahatsız edici durumu yaşıyor ve (bakıyorlarsa!) görüyordu.
İlgililerine yapacağı ya da yaptıracağı bir hatırlatma ile 5-10 el arabası dolusu asfalt onarım malzemesi (rotmiks) ile giderilmesi mümkün olan bu rahatsız edici durumun aylarca devam etmesini, o günlerde anlamakta güçlük çekiyordum. Kim bilir, belki de Sayın Valimiz ve Belediye Başkanımız gibi atanmış ve seçilmiş yöneticilerimizin makam arabalarının tekerlekleri buradaki gibi yüzlerce çukura düşüyor, tümseklere çıkıyor da, ya farkında olmuyorlar, ya da başa çıkamıyorlardı.
* * * *
Burada, hiç değilse geçici olarak giderilmesi önemli bir kaynağa gerek olmadığı halde, aylardır devam eden tehlikeli ve rahatsız edici günümüzden bir örneği de paylaşmak istiyorum.
Yine Zonguldak-Ereğli karayolunun, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Sağlık Kampüsü sapağının hemen ilerisindeki kaya şevinde küçük bir heyelan olmuş ve (bölünmüş yolun değil!), Ereğli istikametinden gelip de Sağlık Kampüsüne dönecek vasıtalar için yapılan bölümünü kapatmıştır.
150-200 metreküp dolayındaki heyelan kütlesinin 10-15 metre uzaklıktan denize atılarak, hatta (en uygunu), aynı noktada olabilecek yeni akıntıları önleme amacı ile yapılacak istifli taş tahkimatında kullanılarak (hatta civardaki doğa katili mıcır şantiyelerinden birisinin almasına izin verilerek!), 3-5 saatlik bir çalışma ile kaldırılması mümkündür.
Ancak kaldırılmayan bu heyelan nedeniyle, yolun bu bölümünde oluşturulan işaret labirentleri, sapağı kullanan ve günlük sayısı binleri bulan kampüs ve kampüs içinden geçmek zorundaki Sivriler Köyü’ne kadar olan, onlarca köyün trafiği için önemli bir sıkıntı ve tehlike kaynağı oluyor. Bu durum da, yolu kullanan vatandaşların haklı tepkilerine neden oluyor.
Eğer heyelanın kaldırılmaması ve yolda yaratılan işaret tarlası (Kozlu girişindeki gibi!) bir kavşak inşası projesinin gündemde olmasından kaynaklanıyorsa (ki bu nedenlerle olduğu sanılıyor), böyle bir projenin gerçekleşmesinin yıllar alabileceği ve bu zaman zarfında, geçici de olsa uygun bir çözümün gerekliliği de unutulmamalıdır.
Bu durum, yeni bir heyelan olasılığından kaynaklanıyorsa, aynı yolun ilerisinde ve gerisinde burası kadar, ya da daha tehlikeli olabilecek birçok noktanın olduğu da görülüyor.
Bir yıla yakın bir zamandır devam eden bu tehlikeli ve rahatsız edici durumun, her halde, yıllarca devam etmesi düşünülemez. Heyelanın kaldırılması ve bazı iyileştirici önlemler de uygulanarak, hiç değilse, en azından buradaki heyelan öncesi düzenin sağlanmasının zorunlu olduğu açıktır.
Karayollarının, halkın tepkisine neden olan bu tür yerlere, bazı duyarlı kurumların yaptığı gibi, özür ve açıklama levhaları koymasının uygun olacağı da düşünülüyor.
* * * *
Değerli okurlarım; bu kış günlerinde yaşadığımız ve ileriki günlerde ve aylarda yaşayacağımız aşırı yağışların, bölgemizde heyelanlara, toprak kaymalarına ve çökmelere davetiye oluşturduğu biliniyor. Böyle zamanlarda, özellikle dik yamaçları izleyen yollarda ve bu tür araziler üzerindeki yerleşim alanlarında, Kastamonulu hemşehrilerimizin lisanıyla, “Daş-gaya gelebilü, heyelan olabülü. Gaç!” kelimeleri ile ifade edilmesi mümkün olan oluşumlarla karşılaşılması olasılıkları oldukça yüksektir.
Zira bu tür arazilerde ve yerleşim alanlarında, kendisi için yapılmış uygun yollar bulamayan yağış sularının, yollarda ve sokaklarda tehlikeli akıntılara, su ve teressubat birikintilerine; zemin içinde de oyulmalara ve çökmelere; tabakalı zeminlerde heyelanlara neden oluyor. Bu nedenle, özellikle aşırı yağışlı zamanlarda, heyelan riskli yolları kullananların daha dikkatli olmalarının; yol bakımı ile görevli bakımcı karayolcu kardeşlerimizin de, kontrol gözlemlerine ve bakım hizmetlerine daha çok özen göstermelerinin, havaların uygun olduğu zamanlarda gerekli önlemleri almalarının gerekli olduğu düşünülüyor.
* * * *
Heyelansız, kaymasız, kaydırmasız günler ve zeminler; az kaynaklarla çok hizmetler üreten yöneticiler dileklerimle…
Doğa anamızın göz yaşları.
Kim bu ırz düşmanları?
Sayın, M. Ali ,
BEÜ Mühendislik Fakültesinde, 36 yıl hoca ve yönetici olarak görevim oldu. Orada çok değerli kardeşlerim vardır. Eğer çok az sayıda da olsa, belirttiğiniz nitelikte olanlar varsa, onlar da benim diktiğim, türlerini belirlemede hata yaptığım fidanlardır. Haklı- haksız eleştirileri yazarına değil yazısına olursa oonlara da teşekkür ederim. O nitelikte olanla varsa benim de sorumluluğum vardır.Teşekkür ederim.
Hocanın her yazısını farklı kullanıcı adı altında eleştiren ve karalama faaliyetlerinde bulunan bülent ecevit ünv. Müh fakültesi sözde çakma akademik personeli nerde.
" Gaya gelebilü, daş düşebilü!" türü ikazlar da ,her halde, bölgemizdeki yolların VARDA'SI olabilü!
Sayin hocam, yetkililerin uyarı konusunda eksik bıraktığı boşluğu dolduran örneğini verdiğiniz Halk Dili uyarılarının Maden ocağındaki karşılığı "VARDA" uyarısıdır. Çok meyilli ayaktan aşağı malzeme indiren yukarı taraftaki maden işçisi, aşağıdakine malzemeyi aşağı salmadan önce "VARDA" diye bağırır. "VARDA" yeraltında çok önemli olup da, yazılı olmayıp, sözle ifade edilen çok önemli bir İş Güvenliği uyarı uygulamasıdır. İş Güvenliği uzmanlarının ve yetkililerin aynen madenci ve sıradan halkın yaptığı gibi daha uygulanabilir uyarı sistemleri geliştirmesi dileğiyle selamlar ve saygılar.
Hocam güzel ve güzel olduğu kadar önemli ve hassas bir noktaya parmak basmışsınız kitap kıvamında köşe yazısı
Yorumları ile eleştiri ve önerilerini iletme zahmetinde bulunan değerli Okurlarıma- hemşehrilerime teşekkürlerimi arz ederim. Seçimde durum değerlendirmesi yapmalarını, mümkünler içinden en layıkllarını bulmaya özen göstermelerini dilerim. Ayrıca , kimbilir sayın atanmış ve seçilmiş yöneticilerimizin belki bu sorunlardasn haberdar değillerdir!.Onları DA HABERDAR ETMENİN YARARLI OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.
hocam ağzınıza sağlık çok ince , nazik ve size yakışan bir dilde uyarınızı yapmışsınız fakat etkisi olacağını zannetmiyorum. bizim ülkemizde hizmetten anlaşılan şey olay yerlerine tabela koydun mu önlemini almış olursun
Sayın hocam çok güzel yazmışsınız. Elinize ve dilinize sağlık. Bir iki konuyuda ben hatırlatayım .Tıp fakültesi kampüsü içerisinden geçen yolun yapım ve kullanım amacı hafif araçların kullanabileceği belli olan parke kaplama yolun ağır taşıt trafiğine açıp yolun bozulabileceği ve Ümiversite gibi yaya trafiğininyoğun yaşanması muhtemel bir alanda transit trafiğe açılması ve bu yolun ekonomik ömrünün kısalmasına ne demeli; 2. Esenköy mahallesi tıp fakültesi yanından geçen yolun bir kısmını beton yapıp bir kısmını salaş bir şekilde bırakıp çukurlardan geçilmez halde olarak su akarının yarım bırakarak yağmur sularının bilmem k ... DEVAMI
Değ hocam önemli konulara değimişsiniz teşekkürler. Ancak çok yumuşak bir dil bizimkiler bu dili ninni sanıyo.
Eylül 2018 tarihinde Kozlu tünellerin çıkışında yola yuvarlanan taş aracımın tekerleğini yardı ve cant, alt tablo kollarını ezdi . polise gittik bizim işimiz değil dedi halbuki polis olayın oluş şeklini belirten bir tutanak tutması lazım ken bizim işimiz değil dedi. Aracı servise götürdük bir milyon masraf yaptık bize yazık değilmi hiç bir güvenlik önlemi alınmamış tel örgü ile kapatılmamış ya polise ne demeli araçta bir yolcu ölseydi benim işim değilmi diyecekti.başka şeyleri bilirler ama .Karayolları bir kaç can almadan yapılmaz bu yollar.
