Gökçebey Belediye Başkanlığı'ndan istifa ettirilen Vedat Öztürk, yeniden aday olabilmek için inanılmaz bir mücadele veriyor.

Kendisine kumpas kurulduğunu iddia ederek, mağdur edebiyatı yapıyor.

Biliyorsunuz, Türk toplumu her zaman mağdurdan yanadır.

Buradan, kamuoyu önünde Vedat Öztürk'e soruyorum:

"Sana kim kumpas kurdu? Madem haklıydın, İl Başkanı Zeki Tosun, istifanı isteyince istifa dilekçesine neden imza attın?"

Vedat Öztürk'ün istifasını alan AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun'a soruyorum:

"AK Parti Genel Merkezi, Vedat Öztürk'ün istifasını neden istedi? Sen Vedat Öztürk'e ne dedin?"

Ben bunları yazınca, olay farklı mecralara çekiliyor.

Sadece Vedat Öztürk konusu da değil.

AK Parti Kozlu İlçe Başkanı Ahmet Özdemir, neden görevinden istifa etti?

AK Parti Genel Merkezi, Ahmet Özdemir'in istifasını neden istedi?

Kozlu Belediye Başkanı iken ölen Ertan Şahin ile haftada en az üç kez Ankara'ya giden Ahmet Özdemir, daha sonra Kerim Yılmaz ile bu turları sürdürdü.

Kerim Yılmaz ile Ahmet Özdemir ayrılmaz ikiliydiler.

Mesela, Ahmet Özdemir'in istifasından sonra göreve gelen Ahmet Gören, Kerim Yılmaz'la Ankara'ya belki üç kez gitmiştir!

Şimdi soruyorum...

AK Parti Genel Merkezi, Ahmet Özdemir'in istifasını neden istedi?

Eğer Ahmet Özdemir'in bir hatası varsa, haftanın üç günü Ankara'ya birlikte giden Kerim Yılmaz aynı hataları yapmış olamaz mı?

Ahmet Özdemir için öne sürülen gerekçe, Kerim Yılmaz için de ortaya çıkarsa ne olacak?

AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun, Ahmet Özdemir'in istifa gerekçesini biliyor. Neden bu konuda sessiz kalıyor?

Konuşsa, şifrelerin hepsi çözülecek.

Siyaset yeniden dizayn edilecek.

Zeki Tosun konuşsa, Vedat Öztürk aday olamaz!

Zeki Tosun konuşsa, Kerim Yılmaz aday olamaz!

Günü gelince konuşur mu, bilemem!

Ama inşallah o günü kaçırmaz!

İşadamından borç alan belediye başkanı...

Bu soruyu daha önce sordum, yanıt alamadım. Bir kez daha soruyorum.

Bir belediye başkanı, işadamından borç para alıp, belediyenin ödemelerini yapabilir mi? Hadi "yaptı" diyelim! O parayı nasıl iade edecek? Masrafını nasıl ödeyecek?

Bu parayı nasıl muhasebeleştirecek?

Türkiye'de bu uygulamanın başka bir örneği var mı?

Böyle bir uygulama teknik olarak yapılabilir mi?

Üstelik bu para, belediyeye iş yapan bir müteahhitten alınırsa olur mu?

Hadi "kanunu buldunuz" diyelim, ahlaka sığar mı?

O zaman bu müteahhit, belediyeden istediği her işi alabilir mi?

Başkasının üzerinden iş alıp yapabilir mi?

Belediye başkanını istediği zaman tıraş edebilir mi?

Parayı alamadığı zaman şahin kesilebilir mi?

"Paranın dini, imanı olmaz" diye boşuna söylemiyorlar!

Ah hocam ah! Boşuna günahını alıyorlar!

Ta belli değil ağanın!

Bizim ışakla Devrek'ten arayıp, "Bizim belli mi abi?" deyi soruyalla!

"Ta belli değil ağanın. Aday sayısı ikiye endi. Amma karar vememişle" deyon!

"Mustafa Abi va mı?" deyi soruyalla!

"İsimleden biri Mustafa Abi" deyon!

"Eyi eyi" deyalla!

Kısmet bakan!

Artuk piyango kime vurasa!

CHP'yi de merak eden çok!

"Yeyen Halk Partisi'nin adayı belli mi?" dedi biri!

"Abi ta belli değil, Songül Aba Angara'ya gidince işi uzattıla" dedim.

"Ötekinden bişey olu mu?" deyi sordu!

"AK Parti'nin gösterceği adaya bağlı" dedim.

Ecük ta bekleycez!