Yerel seçimler bir an evvel yapılsın, Zonguldak yeni bir belediye başkanına kavuşsun.

Tek dileğim bu...

Zonguldak hizmet görsün.

Başkan Muharrem Akdemir ve Yardımcısı Erhan Darende'den kurtulduğumuz gün, sorunun yarısından çoğunu çözmüş olacağız.

Gerisi, yeni seçilecek başkanın maharetine kalıyor.

Zonguldak'ta kim belediye başkanı olsa, Muharrem Akdemir'den iyi yapar. Çünkü kimse Erhan Darende ile çalışmaz!

Kozlu için de bir değişim gerekiyor. Ankara'ya gidip eğlenmekten başka ne yaptılar?

"O restoran senin, bu eğlence mekanı benim, şu otel bizim" yediler, içtiler, gezdiler, sevdiler.

Sonra belediye borç batağında!

Başkanın altından arabasını aldılar!

O hala aday olma derdinde! İnsanda biraz sıkılma olur!

Ereğli'de Hüseyin Uysal'ın çok sayıda meclis üyesi başkanlığa aday oldu.

Kendi partisinden karşısına 20 aday adayı çıktı.

Hüseyin Uysal, Ereğli Belediyesi'ni her önüne gelenin yönetebileceği belediyeye dönüştürdü. Yazık oldu.

Hakim Amca...

Tam metroya bineceğim, yaşlı bir amca makinenin önünde panik yapmış, dolduramıyor kartı.

Arkasında birkaç genç birikmiş, bağırıyor amcaya: "Hadi be n'apıyosun, flört mü ediyosun makinayla?"

Tabi bunu duyunca delirdim. "N'apıyosunuz ya" dedim, gittim amcaya yardım ediyorum, "Canım amcam, sen ne istiyorsun?" dedim, "Kartım yok" dedi. "Doldurduk kartını. Al istediğin yere git bununla, hatta sen başvuru yap, senin yaşına ücretsiz ulaşım" dedim.

Neyse, ben de doldurdum kendi kartımı metroya geldim. Baktım amca orada bekliyor hala, "Ne oldu?" dedim.

"Yavrum, adres soracaktım 'beni azarlarlar' diye soramadım, seni bekledim" dedi.

"Olur mu öyle şey amcam, peki nereye gidecektin sen?" dedim. "Üsküdar Marmaray" dedi.

"Amca, Kirazlı'dayız, karşı tarafta o. Nasıl buraya geldin, uzak" dedim. Kafasını eğdi, "Dur" dedim anlattım ona. "Burdan Yenikapı'ya git, oradan sarı çizgiyi takip et, Marmaray'a bin, ordan 2 durak sonra Üsküdar Marmaray'dasın" dedim...

Baktım, amca mahzun mahzun bakıyor, anlamamış durumu, "Tamam, amca gel gidiyoruz" dedim. Atladık metroya gidiyoruz Üsküdar'a doğru, yolumuz var da var. "Muhabbet olsun" diye, "Amca sen nerelisin?" diye sordum. "Malatya" dedi. "Var mı kayısı bahçesi filan?" dedim, dedi ki: "Yavrum, ben emekli ağır ceza hakimiyim." "Vayy be..." dedim içimden.

Onlarca kişiye müebbet dağıt, 40 yıl, 50 yıl hapis ver, sonra gel metroda kartı şaşır, ey insanoğlu... Sonra, "Amca, Malatya'dan İstanbul'a neyle geldin, uçakla mı otobüsle mi?" dedim.

Amca dedi ki: "Hatırlamıyorum..." Dedim: "Amca valizler nerde?" 3 yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı "Nerde?" dedi... O an anladım, amca demans hastası, yani kişisel tarihini unutmak, kendi geçmişini silmek. "Peki, amca nereye?" dedim, "Oğlum beni Üsküdar Marmaray'da bekliyor" dedi. "Neyse, telefon nerde?" dedim. "Nerde?" dedi.

Dedim: "İş sıkıntı..." Neyse indik Üsküdar Marmaray'a. Oturduk, bekliyoruz, gelen-giden yok. Dedim: "Amca kimliği ver." Baktım adına-soyadına, sonra bir tanıdığı aradım. Dedim: "Böyle böyle kimdir bu, yakını vs bir numara bulur musun?" Sağ olsun yardımcı oldu. Harbiden Malatyalıymış, kızının numarası geldi, aradım.

Dedim: "Gece gece rahatsız ettim ama..." Daha lafımı bitirmeden, "Üsküdar Marmaray'da mısınız?" dedi, "Evet" dedim, şaşırdım da tabi. Dedi ki: "Size eniştenin numarasını vericem, onu arayın."

Aldım numarayı, aradım enişteyi. Dedim: "Gece gece rahatsız ediyorum ama..." O da hemen "Üsküdar Marmaray'da mısınız?" dedi, "Evet" dedim. "Ya herkes biliyor, acaba ben mi bilmiyorum, niye burdayız?" derken, neyse enişte geldi birazdan.

Gelir gelmez sarıldı bana, ben başladım azarlamaya: "Demans hastası bu adam niye tek başına salıyorsunuz dışarı? 3 yaşında birini salmakla aynı şey! Kim o oğlu da 'burada bekliyorum' diyor amca..."

Enişte, "Abi demans hastası, evet geçmişindeki hiçbir şeyi hatırlamıyor, doğru. Ama oğlu polisti. 3 yıl önce şehit oldu! Ve oğluyla son telefon görüşmesinde, 'Baba Üsküdar Marmaray'da seni bekliyorum' demişti... Her şeyi unuttu, onu unutmuyor, arada evden kaçıp buraya geliyor."

Dizlerimin bağı çözüldü. Kaldım öylece, neyse onlar gitti kafamda cümleler dolaşıyor. Belki, oğlu gerçekten de oraya geliyor ama biz göremiyoruz. Sonra konu üzerinde daha sonra düşündüm. Demans hastalığı bizim de hastalığımız, toplum olarak geçmişimizi unuttuk, sağa-sola savruluyoruz nereye gittiğimizi bilmeden. Kim olduğumuzu unuttuk... Nereye gideceğimizi unuttuk...

(Alıntı)