Kimse dillendirmiyor.

Herkes kendine göre haklı bir gerekçe bulmuş.

Ama Vali Ahmet Çınar'a yapılan bu sevgi gösterisinin asıl nedeni, önceki Vali Ali Kaban'dır.

Örnek verecek olursak; her gün Ahmet Çınar güzellemesi yapan gazeteciler, Ali Kaban ile görüşemeyen isimlerdi.

Ali Kaban, İl Özel İdaresi'ni Genel Sekreter Recep Demirtaş ile değil, Yardımcısı Ali Doğu ile yönetmişti.

Recep Demirtaş'ın, Ahmet Çınar sevgisinin asıl nedeni budur.

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Vali Ali Kaban'ın makamından birçok kez gözü yaşlı çıkmıştı. Bu nedenle Ahmet Çınar'ı çok sevmiştir.

Bana soracak olursanız, Vali Ahmet Çınar, gerçekten sevilecek bir insandır.

Edebiyatla uğraşan bir insan sevilmez mi?

Dürüst ve merhametli bir insan sevilmez mi?

İnsanlar arasında ayrım yapmayan, halkın içinde olan bir insan sevilmez mi?

Zonguldak'tan ayrılırken şehir sınırına gelmeden kendi aracının direksiyonuna geçip, arkasındakilere, "Siz de dönün artık, zahmet etmeyin" diyen bir insan sevilmez mi?

Çocuğuna devletin parasıyla alınan lahmacunu yedirmeyen insan sevilmez mi?

Ama Zonguldak'ta Ahmet Çınar'ı kutsamaya çalışanların büyük çoğunluğu, bu davranışı kişisel çıkarları için yaptı.

Kişisel çıkarları için yaptıkları sevgi gösterisini toplumsal bir harekete dönüştürmeye çalıştılar.

Ahmet Çınar buradayken ellerini ovuşturanlar, arkasından ağlamak için gözlerini ovuşturdular.

"Samimiyet" dedikleri şey bu olsa gerek.

Ama Ahmet Çınar'ın gidişine gerçekten üzülenleri ve ağlayanları biliyorum.

Kişisel hiç bir çıkarları olmadıkları, hatta birebir görüşmedikleri halde Vali Ahmet Çınar'ın arkasından ağlayanlar vardı.

Ahmet Çınar'ı, bu kent için umut olarak görüp hayal kuranlar vardı.

İşte Ahmet Çınar'ı gerçekten seven o insanlardı.

Onlar Ahmet Çınar'ın yüreğini sevdiler.

Bazıları Ahmet Çınar'ın vicdanını, bazıları makamını sevdi!

Müslüm Gürses'in dediği gibi...

Anlatabildik değil mi?

Ankara kazan, biz kepçe...

Hafta sonunu Ankara'da geçirdim.

Oran, Çukurambar, Sincan, Yenimahalle gezdik, dolaştık.

Anlayacağınız; Ankara kazan, biz kepçe olduk!

Zonguldak ve ülke gündemine dönük yeni bilgiler edindik.

Dediğimiz gibi Ahmet Çınar'ın Zonguldak Valiliği'nden alınmasının yerel siyasetle ilgisi yok.

Evet, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendi ekibini kurmuştur.

Eski Bakan Efkan Ala'ya yakın isimleri görevden almıştır.

Ama bunu da kendi kafasına göre yapmamıştır.

Ülkede bir konsept değişikliğine gidilmiş.

Bu değişikliği ve nedenini önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde göreceğiz.

Özetle; bu bir siyaset değil, devlet operasyonudur.

Duygusal davranmayı gerektirecek bir olay değildir.

Türkiye Cumhuriyeti, sağlam temeller üzerine oturmuş güçlü bir devlettir.

Bunu 100 yıllık cumhuriyetimizle açıklamak mümkün değildir.

1071 yılındaki Malazgirt Zaferi'nden itibaren Anadolu, Türklerinin anayurdu olmuş ve çok köklü bir devlet geleneği oluşmuştur.

Mesele, kişisel ikballerle açıklanamayacak kadar köklüdür.

Herkes üzerine düşen fedakarlığı ve yeni görevini layıkıyla yapmalıdır.

Devlete hizmetin bin bir çeşit yolu var.

Bunun için sadece vali olmak gerekmiyor.

Bu arada, emniyet müdürleri kararnamesi de hazırlanıyor.

Elbette yeni konsepte göre...

"Şimdiden Zonguldak'ımız için hayırlı olsun" diyelim.

Günün Fıkrası: Mezarlık...

Temel, mezarlıkta işe başlamış, iki gün sonra işi bırakmış.

Arkadaşları sormuşlar:

"Ula işi niye pirakaysun?"

Temel:

"Ula purada herkes yatayi, pen niye çalışacağum?"

Günün Sözü:

"İyi insan mutluluk, kötü insan tecrübe, yanlış insan ders, mükemmel insan iz bırakır..."

La Edri