Kilimli Kaymakamı Ünal Koç, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yapılan çelenk sunma törenine biraz geç kalmış.

Sunucu, Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç'ın adını okumamış.

Tören bitince Başkan Aslankılıç, Kaymakam Koç'a yaklaşıp, "Bu işler sizin elinizden geçiyor. Bu böyle olmaz. Halkın olmadığı yerde tören olmaz" diyerek tepki göstermiş.

Ertesi gün bir başka kriz daha yaşanmış.

Kaymakam korteje katılmamış.

Akşam spor salonunda yapılan etkinliklerde de Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç, Kaymakam Ünal Koç'un yanına oturmamış.

Olaya bakar mısınız?

Burada Ali Aslankılıç haklı gibi duruyor.

Ali Aslankılıç'ın ismini törende okutsan ne olur, okutmasan ne olur?

Zaten altı ay sonra Ali Aslankılıç olmayacak!

Kaymakam Ünal Koç, böyle küçük işlerle uğraşacağına, Kilimli Belediyesi Şantiyesi'nden Bartın merkeze bağlı Küçükkızılkum Köyü Bozacıoğlu Mahallesi'ndeki çiftliğe giden malzemelerde uğraşsa, daha hayırlı olmaz mı?

Filyos Jandarma Karakolu'nu ara, tutanağı al!

Saltukova Jandarma Karakolu'nu ara, trafik kazasını al!

Çiftlik inşaatında belediye işçisi düştü, onu al!

Pusula'ya bak, haberi, fotoğrafları al!

Kaymakamlıkta soruşturma var, onu ele al!

Hadi sizden önceki Kaymakam Hanım acemiydi!

Ünal Koç, sen inisiyatifi ele al!

Hanımefendi, poyraz sert esiyor!

Üstünüz açık, üşütebilirsiniz!

Elinizde yeterli malzeme varsa, birini övmek için başkasını yermeye ya da küçük görmeye gerek yok. Bir de yüceltmeye çalıştığınız kişiyi, küçümsediğiniz kişilerle kıyaslamak da doğru değil.

Mesela, Valiyi övmek mi istiyorsun?

Mesela, Emniyet Müdürünü mü övmek istiyorsun?

Mesela, Belediye Başkanını mı övmek istiyorsun?

"Vali" deyince, "Belediye Başkanı" deyince, "Emniyet Müdürü" deyince aklına kim geliyorsa, onunla kıyaslamalısınız!

"Şu huyları ona benziyor. Şu kararları ondan daha iyi... Şu icraatların ondan çok ileride... Ah bir de şöyle olsa..." gibi...

Kendisinden daha kötü olduğunu düşündüğünüz kişilerle kıyaslamak, o kişiye hakarettir. Zonguldak'ta böyle bir hastalık var.

Bizde övgü ya da yergi, toplumsal çıkarlara göre değil, kişisel çıkarlara göre yapılıyor.

Sizin eleştirdiğiniz bir kurumdan para alan kişi, o kurumu savunurken, "Filancadan menfaati var da onun için yazıyor" diyebiliyor!

O zaman bizim de içimizden, "Hanımefendi, hanımefendi! Poyraz sert esiyor! Üstünüz açık, üşütebilirsiniz!" demek geçiyor!

Lazımlığımı boşaltan kişi öyle olmadığımı biliyor!

İbn-i Haldun, "Dalkavukluğa eğilimlidir insanlar. Ün ve servet gibi dünyanın tatlarına ve geçim yollarına tutkundurlar" demiş.

Dalkavuk bir şair, Hükümdar Antiganos onuruna dizeler yazıyor ve ondan "Güneşin Oğlu" diye bahsediyordu...

Antiganos, bunu yutmaz ve şöyle cevap verir:

"Lazımlığımı boşaltan kişi öyle olmadığımı biliyor ama..."

İnsan, inandığı şeyler uğruna hatalar yapabilir!

Ama yağcılık ve yalakalık uğruna bu kadar ayağa düşülmez!

Son dönemde bazılarını izlerken, midemiz bulanıyor!

"Yağcılık olsun" diye tuvalet kağıdına kadar düşüyorlar!

Bunlardan kurtulmak için sifonu çekmek yeterli!

Kokusu bir süre sonra kendiliğinden geçiyor!