24 Haziran genel seçimleri sonrası 5 milletvekilimiz göreve başladı.

Milletvekillerimiz, kendilerine göre çalışma yapıyorlar.

Kimisi projeleri yerinde inceliyor, kimisi Ankara'da önemli ziyaretler gerçekleştiriyor.

Şimdi size muhalefet partisinin, iktidar partisini kentte nasıl harekete geçirdiğini anlatacağım.

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Zonguldak'ta geç kalan yatırım ve projeleri yerinde inceliyor.

Tespit yapıyor, rapor hazırlıyor.

Sonra bu raporlarla Ankara'da ya da bölge müdürlüklerinde görüşmeler yapıyor.

Yavuzyılmaz'ın her çalışması kamuoyunda takdir toplamıyor.

Yaptığı bazı girişimleri, diğerleri gibi biz de eleştiriyoruz.

Yavuzyılmaz, en son Karayolları 15'inci Bölge Müdürü Hüsamettin Özendi ile görüştü.

Özendi ile oturdu, Zonguldak'ın yol ve tünellerini masaya yatırdı.

Yavuzyılmaz, Özendi ile uzun bir süre görüştü.

Sonra bunu basınla paylaştı.

AK Partili yöneticiler ve milletvekilleri, hemen devreye girdi.

Karayolları 15'inci Bölge Müdürü Hüsamettin Özendi'yi, Zonguldak'a getirttiler.

Vali Ahmet Çınar'ı da yanlarına aldılar, Kilimli sahil yoluna gittiler.

Orada incelemeler yapıldı.

Yol, EnerjiSA'nın çalışmaları yüzünden kapalıydı.

Çalışmaların tamamlanıp 10 günde bitirileceği açıklandı.

Ancak dün sabah itibariyle yol aniden trafiğe açıldı.

Yolda yapılan çalışmalar bitti mi?

Yoksa yol zaten açık mıydı?

Bilemiyoruz.

Bildiğimiz tek şey var; Deniz Yavuzyılmaz'ın yaptığı girişimin ses getirmesiydi.

Bir yerde iktidar milletvekillerini harekete geçirdi.

Biraz hazıra da konmuş oldular.

Acaba Deniz Yavuzyılmaz, Karayolları'na gitmeseydi, AK Parti bu kadar hızlı davranacak mıydı?

Ama zaten açık olan yol için Deniz Yavuzyılmaz, muhalefet olarak görevinin fazlasını yaptı.

Yavuzyılmaz'ın aynı performansının devamını bekliyoruz.

Canı sıkılan gazetecilere saldırmasın

Gazetecilerin kamu görevi yaptığını bilmeyen yok.

Demokrasinin dördüncü ayağıdır basın...

Bazen bize demokrasinin dördüncü ayağı gibi davranılmıyor.

Kamu yararına çalışan, kamuoyunu bilgilendirmek amaçlı görev yapan gazeteciler sürekli saldırıya uğruyor.

Ulusal basında çalışan meslektaşlarımız da aynı, yerel basında çalışan meslektaşlar da...

Adliye önüne haber yapmaya gideriz...

Adliyeye çıkanların yakınları saldırır.

Maden ocağında göçük olur...

Maden ocağı sahibinin yakınları saldırır.

Cinayet haberine gideriz, öldürülen kişinin yakınları saldırır.

Önüne gelen bize saldırıyor.

Çok zor şartlar altında çalışıyoruz.

Devlet, gazetecilere yapılan saldırılara karşı cezalarda bir düzenleme yapmalı.

Devletin bu konuda bir yaptırımı olmalı.

Kafası kızan gazeteciye saldırmamalı.

Ne zaman asayiş haberine gitsem, başıma bir iş gelir

Ben normalde siyasi, ekonomi ve güncel haberlere bakarım.

Bizim gazetede asayiş haberleri, Cüneyt Özfidan arkadaşımızdan sorulur.

Asayiş haberlerinde çok iyidir.

Ben çok nadir bu tür haberlere giderim.

Ne zaman asayiş haberine gitsem, başıma mutlaka bir iş gelir.

Ya polisle münakaşa ederim...

Ya olayın muhatabıyla ya da muhatapların yakınlarıyla...

Halbuki gider, haberimi yapmaya çalışırım.

Bu da benim şansımdan sanırım.

Önceki akşam Ontemmuz Mahallesi'nde bir yangın olduğu haberini aldık.

Yangın yerine gittik, çekim yaparken yangını çıkaran şahsın yakınları bize saldırdı.

Bizi duvara sıkıştırdılar.

"Görüntüleri sileceksiniz" diye baskı yaptılar.

Üstelik polislerin gözü önünde...

Görüntüleri orada sildik mi, sildik!

Ama yine de haberimizi yaptık.

Bir şekilde biz haberimizi yaparız.

Çünkü biz, kamuyu bilgilendirmek adına görevlendirilmiş insanlarız.

Lütfen bize saldırıp durmayın.

Sonuçta biz haberimizi yapıyoruz.