Zonguldak Ticaret İl Müdür Vekili İsmail Maden'in "Ahilik Haftası" nedeniyle Zonguldak Valiliği önünde düzenlenen törende yarattığı krizi biliyorsunuz.

Zonguldak Valisi Sayın Ahmet Çınar'ın törene katılacağını bildirmesine rağmen, İsmail Maden, Vali Bey'i beklemeden töreni başlattı.

Oysa Vali Bey, "İlköğretim Haftası" nedeniyle başka bir törendeydi.

Orada tören biter bitmez, ikram edilen çayı bile içmeden Valilik önüne geldi. Geldiğinde İstiklal Marşı okunuyordu.

Vali Bey, saygı duruşunda bulundu ve tören alanından ayrıldı.

Tören sonrası kendine yapılmak istenen ziyareti kabul etmedi.

Bu kabul, öğleden sonra gerçekleşti.

Bu yazıyı yazmak için bir gün bekledim.

"Bakalım kimse bir şey yazacak mı?" diye!

Nerde?

Hani diyoruz ya, "Devlette liyakat esastır" diye...

Sen İŞKUR'da şef olarak görev yapan birini alıp, Ticaret İl Müdürü yaparsan, olacağı budur.

Yine işin arkasında Memur-Sen var!

"İmam-Hatip'li" diye bir adamı şeflikten alıp müdür yapıyorsun!

"Çingeneyi padişah yapmışlar, önce babasını asmış" diye bir söz var.

İsmail Maden'i, bu sözü, "Şefi müdür yapmışlar, önce Vali'yi iplememiş" şekline dönüştürdüğü için kınıyoruz.

Memur-Sen İl Temsilcisi Kamuran Aşkar'a da el sallıyoruz!

Vali Yardımcısı Nevzat Taşdan,

Milli Eğitim'i çıkardı baştan!

Hani şu Ereğli'deki 30 Ağustos törenlerine katılmak için akşamdan Ereğli'ye giden, ama sabah arabasının anahtarını bulamadığı için törene yetişemeyen Vali Yardımcımız var ya! Nevzat Taşdan, Milli Eğitim'e bakıyor.

Bu Vali Yardımcımız, kentimize gelen yabancı uyruklu misafirlerimizle çok yakından ilgilendi. Bu vesileyle kent insanıyla kaynaştı.

Çok çalıştı, ensar oldu. Gerçi onun da içinde olduğu WhatsApp grubunda erotik şeyler de oldu!

Ama işler onun düşündüğü gibi gitmedi.

Milli Eğitim, tarihin en karışık dönemini yaşadı.

Şimdi okullara yemek işini öğretmenevlerine ve aşevlerine vermişler.

Devletin araçları okullara yemek taşıyor.

Ama bazı okullara yemek yetişmemiş.

Allah korusun, bir zehirlenme vakası olursa, sorumlusu Vali Yardımcısı Nevzat Taşdan olur. Bence istifasını hazırlayıp, özel kaleme bıraksın!

Bu iş, akşam yattığın yerde anahtar kaybetmeye benzemez!

Kıssadan Hisse: Alzheimer...

85 yaşındaki Martin, 25 yaşındaki bakıcısı Filipinli Rose ile evlenmiş.

Kadın, yeni kocasının ileri yaşı nedeniyle bütün geceyi onunla geçirip "sağlığı bozulmasın" diye 2 ayrı yatak odası hazırlamış.

Düğün sonrası yatağa girip kocasını beklemiş. 85 yaşındaki damat az sonra gelmiş.

Her şey mükemmel gitmiş, Martin odadan ayrılmış ve güzel gelin uyumaya başlamış ki... Az sonra kadının kapısı gene açılmış. Yaşlı damat, yine hazır ve tabi her şey gene çok güzel gitmiş, Martin gelini öpmüş, iyi geceler dileyip ayrılmış.

Kadın tekrar uyumaya çalışırken, Martin bir daha geri gelmiş, inanılmaz, bir daha birbirlerini mutlu etmişler. Damat ayrılırken, genç gelin, "Gerçekten çok etkilendim. Senin yaşında birinden bu kadar sık bir performans beklemiyordum. Üçte birin yaşındaki gençler, ancak bir kere beraber olabiliyorlar. Gerçekten müthiş birisin Martin" demiş.

"Nee?.. Yani ben buraya daha önce geldim mi?" demiş Martin...

Öyküden alınacak ders: Alzheimer, her zaman kötü bir hastalık değildir!