Zonguldak'ta bir kurumun genel müdürlüğü özel kaleminden bir telefon aldım. Telefonda geçmiş yıllarda Zonguldak liman inşaatında görevli Hollanda Kraliyet Liman İnşaat firmasında çalışmış bir yöneticinin kızının yıllar sonra eşiyle birlikte geçmişin izlerini aramak ve bulmak için tekrar Zonguldak'a geldiğini. Bu kadın hakkında bilgim olup olmadığını, var ise iletişim bilgilerini istedi. Ben de konudan haberdar olduğumu, detaylar için biraz araştırma yapmam gerekliliğini bildirdim.
Eğitimci ve Araştırmacı-yazar Saffet Can'ın geçmiş yıllarda bazı yazılarında aynı konu işlenmişti. Kendisini aradım bu konuda yardım edip edemeyeceğini sordum. Deneyimli yazar Saffet Can bu konuda bana bilgi vermek istediğini ancak geçmişte yaşadığı tecrübe ile yapılan emeklerin vefa görmediğini ve küstüğünü belirtti. Ayrıca, 1998 yılında gerçekleşen bu buluşma ve röportajda, Susma Gazetesi sahibi Bahattin Arı'yla da birlikte olduğunu ve o yıllarda Susma Gazetesinde haber yaptıklarını söyledi. Daha sonra Saffet Can her ne kadar paylaşım konusunda küskün olsa bile elindeki o yıllara ait Susma Gazetesi arşivini kendi elleriyle getirip bana teslim etti. Ancak fotoğraflar konusu sonuçsuz kaldı...


Susma Gazetesi sahibi Bahattin Arı'yı da arayıp bu konuda yardım edip edemeyeceğini sordum. Süratli bir şekilde arşivinde bulunan gazete kupürlerini bana ulaştırdı ve bizzat kendi ağzından 1998 yılında ki buluşmayı da anlattı.
"Saffet Can'la birlikteyken tesadüfen bir duyum aldık:
1950 yılında Hollanda Kraliyet Liman İnşaat firmasının Zonguldak Liman mendireklerinin inşaatında görevli müdür Menno Veeneklaas, yanında ailesini de getirir ve inşa süresince bir dönem Zonguldak'ta yaşarlar...
Menno'nun henüz 3 yaşındayken beraberinde getirdiği kızı Marina aradan geçen 45 yıl sonra bu sefer eşi Neno ile birlikte hayatta olmayan babası Menno'nun hatıralarını yerinde görmek için Zonguldak'a gelmiş ve Emirgan Oteli'nde konaklamaktadırlar. Duyumu alır almaz Saffet Can'la beraber hemen kaldıkları otele gittik. Resepsiyondan kendisine yolladığımız görüşme talebemizi hemen kabul etti ve otelin lobisinde görüştük. Babası Menno Veeneklaas'ın Zonguldak'ta çalıştığı süre içerisinde çektiği fotoğrafları bize gösterdi, çocukluğuna ait anılarını anlattı. Samimi bir görüşme oldu. Saffet Can'ın yanında getirdiği fotoğraf makinesiyle resimleri görüntülememize izin verdi. Babasının anılarını yaşatmak istiyordu. O yıllardaki fotoğraf teknoloji ile görüntülemeye çalıştık ve daha sonra bu buluşmayı gazetemde hikayesiyle yayınladık..."
Yazar Saffet Can ve Gazeteci Bahattin Arı 1998 yılındaki bu buluşmadan sonra aynı sene o güne ait gazete kupürünü posta ile Marina'ya yollamışlar ve bundan sonra bir daha görüşememişler, kullandıkları yazışma adresini de kaybetmişler. Kendilerinden Marina'nın iletişim bilgisini ve 1950 ile 1954 yılları arasındaki Zonguldak görüntülerini kapsayan dijital kopya fotoğraflarla ilgili de sonuç alamadım... Arşiv gazetelerinde yayınlanan düşük çözünürlüklü bir-kaç fotoğraf haricinde hiçbir görüntüye de ulaşamadım...


Ta ki "Jan Korf" devreye girene kadar...


JAN KORF'LA İRTİBATA GEÇTİM, MARİNA'YI BULMASINI RİCA ETTİM...
Jan Korf aynı Marina gibi Liman inşaatını üstlenen Hollanda Kraliyet Liman İnşaat firmasında görevli vinç şefinin oğlu. Babasının işi gereği Zonguldak'a aynı dönemde, çocukluğunu yaşamış (1950-1953)... Jan Korf'la ilgili ayrıntıya girmeyeceğim. Jan Korf'un Zonguldak hikayesini ve fotoğraflarını "Karadeniz kıyısında bir liman inşaatı" başlıklı yazımda bulabilirsiniz...


Marina, 1950-53 yılları arasında Zonguldak'a 2-3 yaşlarında gelmiş ve 1998 yılının Temmuz ayında tekrar geldiğinde babası hayatta değilmiş. Eşi "Neno Boerma" ile birlikte Zonguldak'ta babası Menno Veeneklaas'ın anılarını yaşatmak istemiş.
Yıl 2018, hesaplarımıza göre Marina şimdi 68 yaşı civarında olmalı ve eşinin soyadı ile birlikte "Marina Boerma Veeneklaas" olarak araştırılması gerekiyordu. Halen Hollanda'da yaşayıp yaşamadığını da bilemiyordum. Elimizdeki bilgi bu kadardı. İnternet ve sosyal medya üzerinden yapılan araştırmalar netice vermedi, belki de sosyal medya hesabı bile yoktu... Aklıma Jan Korf geldi... O da aynı yaşlarda, aynı dönemde ve aynı şartlarda Zonguldak'ta bulunmuş Hollandalıydı. Jan Korf'la iletişime geçip elimdeki bütün bilgileri yolladım ve Marina hakkında araştırma yapmasını rica ettim... Yazışmalarımız biraz da esprili oldu. Jan Korf ara sıra mesaj atıyor ve kendimi ünlü dedektif "Sherlock Holmes" gibi hissettiğini yazıyordu. Araştırma sonuç verdi; Jan Korf çok uzaklardan, Avustralya'dan bir ipucu buldu. "Mariana Veeneklaas" adında bir kadının izini buldu ve çocuğunun adı da Menno'ydu. Ancak aradığımız ismin Marina olduğunu biliyorduk. Değişikliğin nedenini gelen haberle öğrendik ve sevindik. Bulduğumuz kadın Marina değildi ancak kız kardeşi Mariana'ydı. Oğlunun adını da ölen babasının adı 'Menno' koymuştu. Aradığımız konunun ipucunu dünyanın öbür ucu Avustralya'da bulduk ve kız kardeşi bizi Marina'yla iletişim kurmamızı sağladı...
Marina'yı yıllar sonra bulduk. Hollanda da yaşıyor, Zonguldak'tan aranmasından ve kendisiyle irtibat kurmamızdan mutlu oldu. Biz ona sürpriz olduk. Kendisi de bize güzel bir haber verdi, babasını erken kaybetmiş ancak annesi halen hayatta ve ne tesadüftür ki bu ay (1 Eylül 2018) 104 'üncü yaş günüydü...
Kendisinin ve annesinin yaşından kaynaklanan sağlık sorunları olsa da, kendisi ve annesinden derleyeceği bilgiler bizleri 1950'li yılların Zonguldak'ına zaman tüneli oldu...


MARİNA'NIN 1998 ZONGULDAK İZLENİMLERİ...
Veneeklaas ailesinin Zonguldak serüveni 1947 yılında başlayan Zonguldak liman inşaat hazırlığına dayanıyor.
1947 yılında Hollanda Kraliyet Liman İnşaat Şirketi ile Ereğli Kömürleri İşletmesi (EKİ) arasında bir anlaşma yapıldı. Buna göre Hollanda şirketi, mevcut limanı genişletecek ve aynı zamanda güney mendireği kömür yükleme tesislerinin ve maden direği depo sahasının inşası için proje geliştirecekti.
Hollanda şirketi, Fransızlardan kalan eski rıhtım ve bölgenin geriye dönük 10 yıllık teknik bilgilerini derleyip Hollanda da ki laboratuarlarında projelendirirler. 1950 yılında inşaata başlanır, Balkaya ve Harmankaya'dan getirilen taşlarla doldurulan liman mendirekleri 1955 yılında çetin bir çalışmayla tamamlanır. Üzerine tesisler inşa edilir ve 1957 yılında resmi bir törenle açılır.
Hollanda Kraliyet Liman İnşaat Şirketi'nde Ticaret Müdürü sıfatıyla görevli Menno Veeneklaas ve ailesi 1950'nin Ocak ayında Zonguldak'a gelmişler ve 1953 yılının Ekim ayında ülkelerine geri dönmüşler. Zonguldak'ta kaldıkları sürece diğer Hollandalı personel gibi Fener Mahallesinde ikamet etmişler. Fener Mahallesinin ilk sakinlerinin büyük çoğunlukla Hollandalılar olduğu da biliniyor.


Hollanda şirketinde görevli müdür Menno Veeneklaas görev yaptığı süre 1950 ile 1953 yılları arasındaki Zonguldak'ı ve liman inşaat sürecini kendi fotoğraf makinesiyle görüntülemiş. O yıllarda henüz 3 yaşında olan kızı Marina 45 yıl sonra, 1998'in Temmuz ayında eşi Neno ile birlikte beraberinde eski fotoğraflarla birlikte artık hayatta olmayan babasının anılarını yaşatmak için Zonguldak'a gelirler. Emirgan Oteli'nde kalırlar, Zonguldak'ı ve limanı gezerler. Zonguldak'ta yaşadıkları evlerini görmek için Fener Mahallesinde oturdukları lojmanı ziyaret eder. Lojmanda, TTK Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı 'Vahit Çelikel' oturmuştur. Lojmanda geçirdiği çocukluk yıllarını yine bu lojmanın bahçesinde ve çevresinde fotoğraflar çekerek geçmişi anımsar...
Yaşadıkları mahalle olan Fener'i gezen Marina ve eşi hafızasını tekrar tazeledi, geçmişin izlerini aradı. Hollandalı Marina, çocukluğunun geçtiği lojmanın bahçesinde sık sık rastladıkları kaplumbağaları aradı, "yok gitmişler" dedi. Hepsi gitmişlerdi. Ufacıktı söğüt ağacı, ceviz de öyle. Elindeki fotoğraf makinesini kaplumbağa gibi yapıp kavrayarak yine 45 yıl öncesine gitti.


Zonguldak'ın geçmiş yıllarda daha güzel olduğunu vurgulayan Marina, şimdiki Kilise Restoranın bulunduğu yerde tek katlı baraka halinde Hollanda'dan gelen öğretmenlerin rehperliğinde eğitim gördüklerini, liman yapımında görevli Hollanda personeli için her şeyin düşünüldüğünü, okulda 20'ye yakın çocuğun eğitim gördüğünü söyledi. Aynı baraka binanın Kilise olarak da kullanıldığını belirtti. (Yerine yapılan yeni yapının ismi, eski Kilise'den esinleşmiştir)

FOTOĞRAFLAR KENT KÜLTÜRÜNÜ VE HAFIZASINI YAŞATMALI...
Marina 1998 yılında yaptığı Zonguldak ziyaretinde fotoğrafların kopyalarını bazı kurumlara verdiğini söylüyor. Hatta Zonguldak Belediyesi, eski halkevi binasında hizmet verdiği yıllarda, aynı binada sergi açacağını da bildirmiş. Ancak hiçbir kurumda fotoğraflarla ilgili bilgi yok. Tarih sürecinde yok olmuş!
Yıllar sonra bu tür bilgilerin ortaya çıkması insanı heyecanlandırıyor. Geçmişte sanayi kenti olmamızın ve taş kömürümüzün bunda büyük payı var. Kim bilir zamanla başka sürprizlerle de karşılaşabiliriz. Belki de tozlu raflarda gün yüzüne çıkmayı bekleyen tarihimize ait belge ve görseller dünyanın her bir tarafında ortaya çıkmak için sırasını bekliyordur.


Kentimizde dertleri sadece Zonguldak olan araştırmacı yazarlarımız var. Hepsini tanıma fırsatı bulamasam da görüştüklerimin ortak derdi ilgisizlik ve vefasızlık. Teknik ve maddi imkansızlıklar içinde araştırmalarını yürütmeye çalışırken, emeklerinin karşılık görmemesinden muzdaripler. Kent hafızası, kültürü adına destek ve sahiplenmeyi bekliyorlar.
Marina'nın 1998 yılındaki Zonguldak ziyareti kendisini çok etkilemiş ve halen aynı heyecanı devam ediyor. Bağlantı kurduğumuz günden itibaren sağlık problemleri yaşıyor. Kendisi ayağından bir operasyon geçirmiş ve iyileşme sürecinde. Annesi ise ne yazık ki bir hafta evvel kutladığı 104'üncü yaş gününden bir gün sonra düşüp kalça kemiğini kırmış. Sağlık problemlerinden kaynaklanan bu durum konunun ayrıntılı açıklamasını yapma ve derleme sürecinin daha ileriki bir tarihe ertelenmesine neden oldu. Tanışma ve buluşma aşamasını anlatan bu ön bilgiden ayrı olarak konu için daha ayrıntılı ve görselli başka bir ileriki tarihte hazırlayacağım. Aksaklık olmazsa köşemden ve sosyal medyadan yayınlayacağım.
EKİ'nin işlettiği bir liman olması ve yine Hollandalıları, EKİ (Ereğli Kömürleri İşletmesi) kurumu misafir ettiği için bu konunun yeni ismiyle TTK (Türkiye Taş Kömürü ) kurumu tarafından sahiplenilmesini isterim. Ancak geçmişte yapılan hatalar tekrarlansın istemiyorum. Bütün araştırmacı yerel tarihçiler gibi ben de verilen emeklerimin yer bulmasını, kaybolmadan değerlendirilmesini istiyorum. TTK kurumu ilgilenmezse ilgilenen herhangi bir başka kuruma da kapım açıktır...
Yalnız birkaç ricam var; ileriki tarihte hazırlayacağım makale 'Menno Veeneklaas' ismiyle ilişkilendirilen kısa bir açıklama ve sayfa logosuyla duyuru yapılıp sergilenmeli... Sergilendikten sonra yayılmalı ve kullanılmalı...


FENER...
Bazılarına göre sınıf ayrımı, bazılarına göre oyun bahçesi yine bazılarına göre yaşam alanı sayılan kent tarihinde önem arz eden, Marina ve Jan Korf örneğinde olduğu gibi şehrimize yapılan ziyaretlerin çekim merkezini üstlenen, ünü; Zonguldak sınırlarını ve Türkiye sınırlarını aşmış dünya çapında bilinen bir falez üzerinde kurulmuş bir mahalledir "Fener..."


Fener Mahallesi'nin son yıllarda yapısal değişimle karşı karşıya bırakılması. SİT alanı olmasına rağmen korunmaması, lojmanların satışa, alanların özelleştirmeye açılması, geçmişe ait izlerin kaybedilmesi gibi tehlikeyle karşı karşıya kalması hiç bir Zonguldaklının aklı ve vicdanı kabul etmemeli. 50-60 sene önce yaşamış insanlar dünyanın öbür ucundan gelip geçmişini burada arıyorsa o bölge SİT alanı değil daha ötesinde Mabet alanı kabul edilmelidir.


Yardımcı kaynaklar...
Zonguldak Nostalji
zonguldaknostalji.com