Dün bir yazı kaleme aldık.

Özetle dedik ki:

"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a en yakın isim, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Yüksel Kocaman...

Diğeri, Ereğlili Cumhurbaşkanı Başdanışman Sayın Saadet Oruç...

TOBB Türkiye Fuarcılık Sektör Meclisi Başkanı ve TÜYAP Anadolu Fuarları A.Ş. Genel Müdürü Cihat Alagöz, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın Başdanışmanı oldu.

Şimdi yapılması gereken, Ankara'daki Zonguldak bürokrasisini bir araya getirmek...

Ankara'daki gücümüzü bir noktada birleştirmek... Bir sürü talepte bulunmak yerine, kentin acil ihtiyaçları konusunda tek tek atış yapmak gerekir. Zonguldak'ta bu konuda birliktelik oluşturmalıyız. Ama öyle tabela dernek ve cemiyetlerinden değil.

Kentin akil adamları, Sayın Valimiz Ahmet Çınar başkanlığında bir araya gelmeli.

Hayati konular üzerinde uzlaşı sağlanıp, Ankara'ya gidilmeli.

Zonguldak'ın zaman kaybına tahammülü yok."

Yazıyla ilgili çok sayıda telefon geldi.

Sivil toplum örgütü yöneticileri, bazı işadamları...

Ben böyle bir işin öncülüğünü Sayın Valimiz Ahmet Çınar'ın yapmasını istiyorum.

"Kendini düşünenler" yerine, "kentini düşünenler" bu işin içinde olursa, Zonguldak için çok daha önemli ve sağlıklı kararlar alınabilir.

"Akil insanları kim belirleyecek?" diye sorular geliyor.

Devletimiz, bu kenti yönetmek için Sayın Valimiz Ahmet Çınar'a güvenip gönderdiğine göre, Sayın Çınar'ın da akil adamları belirleme hakkı vardır elbette...

Sayın Valimiz Ahmet Çınar'ın, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ziyaretlerinde davet ettiği akil insanlarla bu işi görebileceğini sanıyorum.

Zonguldak'ın zaman kaybına tahammülü yok.

Sorunlar belli... Çözümler de belli...

Sadece o iradeyi harekete geçirmek yeterli.

Hemşireden sekreter olur mu?

Zonguldak İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Ertuğrul Güner, iki sekreter ile çalışıyor.

İki sekreter de hemşire...

Sağlık kuruluşlarında personel sıkıntısı çekilirken, iki hemşirenin sekreter olarak çalışması doğru mu?

Yani Türkiye bu kadar zengin mi?

Sevgili Ertuğrul Güner...

Hemşire ve doktor açığımız var.

Bu açık yüzünden hemşire ve doktorlarımız çok sık nöbet tutuyor.

Sizin sekreterliğinizi yapan hemşireler nöbet tutuyor mu?

Taşerondan kadroya geçen o kadar personel var.

Sekreterlik gibi bir görevi o arkadaşlar da yapabilirdi.

İki hemşireden sağlık hizmetlerinde yararlanılabilirdi.

Sizce de öyle değil mi?

10 çaldıysan 10, 15 çaldıysan 15...

Ankara Yenimahalle'de yaptığım sohbetin bir bölümünü nakletmek istiyorum sizlere...

Şöyle dedi üstat:

"Devlet, alacağını asla bırakmaz. Peşin alır, taksit alır, ama alır. Sen devlete zarar vermişsen, devlet seni yakalar, alacağını alır. Teminatını yakar, alır. Vergi cezası yazar, alır. Devlet, her zaman 18 yaşındadır. Sen devletten çaldığını sanırsın. Devlet bir gün gelir, elindekini, avucundakini alır. Ama asla haksızlık yapmaz. 10 çaldıysan 10 alır, 15 çaldıysan 15 alır."

Günün Fıkrası: Eşekle tartışmanın cezası!

Kurt ile eşek tartışıyorlarmış.

Kurt: "Çimen yeşildir."

Eşek: "Çimen sarıdır."

Anlaşamayınca, konuyu aslana anlatmışlar.

Aslan, kurda hapis cezası, eşeğe de özgürlük kararı vermiş

Kurt, şaşkınlıkla sormuş:

"Sen de çimeni sarı mı görüyorsun?"

Aslan: "Hayır, eşekle tartışmanın cezasını verdim!"