Cumhuriyetin ilanından sonra il yapılan Zonguldak, çok ciddi kamu yatırımlarıyla Türkiye'nin marka illerinden biriydi.

TTK, Erdemir ve Kardemir'i bünyesinde barındıran Zonguldak, önce Bartın'ın (7 Eylül 1991), ardından da Karabük'ün (6 Haziran 1995) il olmasıyla hem fiziki, hem ekonomik, hem de siyasi olarak küçüldü.

O yıllarda kasabayı andıran birçok il, özel sektör yatırımlarıyla modern şehirlere dönüştü.

Mükellefiyet döneminde insanların jandarma zoruyla köyünden-toprağından koparıldığı Zonguldak ise, kömüre bağımlı kaldı.

TTK ile birlikte küçülen Zonguldak, getirilen alternatifleri reddetti.

48 bin işçi çalıştıran TTK, bugün 8 binin altına düştü.

Zonguldak'ın altyapı sorunları çözülmedi.

1980'li yılların madenci kenti bile daha güzel, daha hareketliydi.

Bu süreçte görev alan politikacıların pek azı kentini düşündü.

Çoğunluğu "kendini düşünen" politikacıların mezarları bile Zonguldak'ta değil.

Zonguldak, siyasetten-siyasetçiden umudunu kesti.

Hep bir kurtarıcı aradı.

Kurtarıcın da kurtarmayacağını öğrendi.

Şimdi Ankara'daki Zonguldak çocuklarına güveniyoruz.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ülkeyi uzun yıllar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde birlikte çalıştığı ekibiyle yönetti.

Bu kadronun içinde Zonguldaklı olmadı.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a en yakın isim, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Yüksel Kocaman...

Aslen Devrekli olan Yüksel Kocaman, Sayın Erdoğan'ın 4 ay hapis yattığı Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesinde bulunan Pınarhisar Cezaevi'nin savcısıydı. O gün kurulan ilişki, yıllardır sürüyor.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a en yakın isimlerden biri de, Ereğlili Başdanışman Sayın Saadet Oruç...

Oruç, 24 Haziran 2018 genel seçimleri öncesinde Sayın Erdoğan'ı Ereğli'ye getirerek, etkinliğini göstermiş oldu.

Ve son olarak TOBB Türkiye Fuarcılık Sektör Meclisi Başkanı ve TÜYAP Anadolu Fuarları A.Ş. Genel Müdürü Cihat Alagöz, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın Başdanışmanı oldu.

Devrekli Cihat Alagöz, Ankara'daki en etkin üçüncü isim durumunda.

Yıllarca "Zonguldak'ın Ankara'da bürokratı yok" dedik.

Bir anda elimizde üç önemli siyasetçi-bürokrat oldu.

Bu sayıyı elbette artırmamız gerekiyor.

Ancak özellikle Sayın Yüksel Kocaman ve Sayın Saadet Oruç'un etkisi ve gücü yabana atılacak gibi değil.

Şimdi Zonguldak'ta sağlanamayan birlik-beraberlik Ankara'da sağlanırsa, Zonguldak'a hizmet noktasında önemli adımlar atılabilir.

Sayın Kocaman ve Sayın Oruç, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan Zonguldak adına bir talepte bulunsalar, "hayır" cevabı alırlar mı?

Bence kesinlikle almazlar.

Şimdi yapılması gereken, Ankara'daki Zonguldak bürokrasisini bir araya getirmek...

Ankara'daki gücümüzü bir noktada birleştirmek...

Bir sürü talepte bulunmak yerine, kentin acil ihtiyaçları konusunda tek tek atış yapmak gerekir.

Zonguldak'ta bu konuda birliktelik oluşturmalıyız.

Ama öyle tabela dernek ve cemiyetlerinden değil.

Kentin akil adamları, Sayın Valimiz Ahmet Çınar başkanlığında bir araya gelmeli.

Hayati konular üzerinde uzlaşı sağlanıp, Ankara'ya gidilmeli.

Zonguldak'ın zaman kaybına tahammülü yok.

"Şu an ülkede kriz var. Dolar arttı, Avro çıktı. Şimdi bu işin zamanı mı?" diyebilirsiniz.

Ama bu memleket ne krizler gördü!

Hepsinin üstesinden geldi.

Yine geliriz.

Yeter ki, birlik-beraberliğimiz bozulmasın.