Elmas TV'de yaptığım "Kent Yaşamından Tanıklıklar" programının konularından biri de Kamil Furtun olacaktı. İstanbul'a yerleşince yapamadık. Bu konudaki bilgileri yazıya dökerek sizlerle paylaşıyorum.

Zonguldak'ta uzun yıllar Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanlığı, ZESOB Başkanlığı ve Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği yapan Kamil Furtun'u anacağız.

Kent yaşamında iz bırakanlardan biri olarak onunla ilgili çok şey söylenebilir.

Ama gelin, önce onun yaşam öyküsüne kısaca göz atalım:

Kamil Furtun, 01.05.1940 tarihinde Zonguldak'ta doğdu.

Ahmet ve Seyyare Furtun çiftinin 6 çocuğundan 2.siydi.

İlkokulu bitirdikten sonra Asma dolmuş durağında muavinlikle şoförlük mesleğine adım atar.

Sonrasında bu durakta şoförlük yapar.

1960 yılında askere gider. Manisa'da görevini tamamlar.

Askerlik dönüşü EKİ'ne şoför olarak girer.

Altı ay sonra ayrılır, serbest meslek olarak şoförlüğe devam eder.

1963 yılında Necmiye Kaynar ile evlenir.

Bu evlilikten Şenol, Neşe, Hatice, Hakan, Sultan ve Fatih isimli altı çocuğu olur.

1973 yılında Abdullah Güner başkanlığındaki Zonguldak Şoförler ve Otomobilciler Derneği Yönetim Kurulu üyeliğine seçilir.

Dokuz yıllık Yönetim Kurulu üyeliğinden sonra 1982 yılında Oda başkanlığına seçilir.

Daha sonra ZESOB başkanı olur.

1986 yılında da Türkiye Şoförler Odaları Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olur.

Uzun yıllar bu üç görevi yürüten Kamil Furtun, 18.07.2000 tarihinde yüksek tansiyon kaynaklı bir beyin kanaması sonucu aramızdan ayrılır.

ilginç bir tesadüf, bu tarih 18.07.1986 tarihinde ölen babası ile aynı tarihtir.

Mehmet Kır, Salim Bektaş, Kenan Demir, Temil Özdemir, Ali Akdeniz, Ergün Öztürk, Hasan Hamzaçebi, Şükrü Çakır, İbrahim Özdemir, Fevzi Apaydın, Kazım Ergün ın dostları, arkadaşları olmuştur.

[*] [*][*]

Evet... Kamil abinin kısa yaşam öyküsü bu.

Kamil Furtun, bu kentin geçmişinde yer alan; etkili olan bir grubun, kuşağın tipik bir temsilcisi.

Yani; Abdullah Güner, Yaşar Ali Haberal, Şerif Cansızoğlu, Temel Özdemir, Halil Ekşioğlu, Fevzi Furtun, Kenan Demir, Lütfü Küçük, Süleyman Yücel, Hakkı Dökel ve diğerleri....

Tabii bu grubun eskileri, öncüleri var: Ali Barlılar, Elbasanlı Mehmet Efendi, Keresteci Kemal Bey, Sinemacı İsmail Hilalci...

Nedir bunların ortak özellikleri?

Bunu anlayabilmek, anlatabilmek için kentin geçmişine kısa bir yolculuk yapalım...

Zonguldak, yaş bakımından çok genç hatta ergen bile denilebilir.

Bırakın diğer illeri, kendi ilçeleri bile iki bin, belki de daha fazla yıllık geçmişe sahip iken Zonguldak'ta yerleşim 170 yılı geçmez.

Ben Zonguldak'ın varoluşunu eski kovboy filmlerindeki altın madeni kasabalarına benzetirim.

Hatırlayın:

Amerika'nın bakir toprakları, Avrupalı göçmenlerce batıya doğru hızla işgal edilmektedir.

Amaç; verimli topraklara sahip olmaktır...

Bu göçmenler arasında altın madeni arayıcıları da vardır.

Rüzgarın ot yumaklarını önüne katıp sürüklediği ıssız topraklarda, altın arayıcıları madeni bulur.

Önce madencilerin, bu madende çalışan işçilerin barakaları, barakaların evlere dönüşmesi; ilkin küçük dükkanlar, sonra gıda, giysi, silah mağazaları, hoteel, saloon, berber, demirci, nalbant, cenaze levazımatçısı, şerif, hapsihane, mahkeme, papaz, kilise, öğretmen, okul...

Derken kasaba oluşur.

Madenciler, çiftçiler işadamı olur.

Belediye kurulur.

Özel - resmi makamlar ve bu makamlarda oturanlar ortaya çıkar.

Biraz karikatürüze oldu ama, Zonguldak da aşağı yukarı böyle oluştu.

Sıfırdan bir kent doğdu...

İşte Kamil Furtun; bir kentin kuruluş ve ilk gelişim sürecinde ortaya çıkan kimliklerden biri.

[*][*][*] [*][*][*]

Peki bu gurubun ortak özellikleri ne?

Hepsi bu kente dışarıdan gelmiş, çok azı (örneğin K. F.) dışarıdan gelen ailelerin çocuğu...

Hemen hemen hepsi yeterli tahsil görmemiş...

Hemen hemen hepsi önlerine çıkan fırsatlları kaçırmamış, hırsla atılmışlar...

Büyük bir özgüven ve medeni cesaretle öne çıkmışlar. Varolmuşlar...

İşte Kamil Furtun bu grubun tipik bir temsilcisi.

Ve bu kentte iz bırakanlardan birisi.

Onu anmak, ve kent belleğine belgelemek, bu grubu da belgelemek demektir.