İki cihan serveri...

Sevgili Peygamberimiz (sav)...

Sa'd bin Ebi Vakkas'ın yanına uğradı.

Sa'd abdest alıyordu.

Efendimiz:

- Bu ne israf böyle?

- Abdestte de israf olur mu?

- Evet...

Akan bir nehirden abdest alsan bile...

[*] [*] [*] [*]

Bu ne demek?

Ölçü belli...

Darlıkta...

Bollukta...

Sahip olduğumuz nimetleri ölçülü kullanmak...

İsraf etmekten kaçınmak...

[*] [*] [*] [*]

Yeme-içme...

Giyim-kuşam...

Vakit...

Sağlık...

Vesaire...

Hayata dair ne varsa...

Her türlü nimeti ölçüsüz kullanmak...

İsraftır.

İsraf ise, haramdır.

[*] [*] [*] [*]

Ölçü belli...

"Onlar...

Harcama yaptıklarında ne israf ederler...

Ne de cimri davranırlar.

Bu ikisi arasında bir yol tutarlar."

Bu Allah'ın emri...

"İsrafa kaçmadan...

Ve kibre kapılmadan yiyiniz...

İçiniz...

Giyininiz...

Ve sadaka veriniz."

Bu da Peygamberimizin ölçüsü...

[*] [*] [*] [*]

Kelimeleri...

Cümleleri...

İstediğimiz kadar çoğaltabiliriz.

Teknolojiden...

Yoksulluğa...

Sosyal adaletten...

Doğal varlıklarımıza...

Ne isterseniz...

Ama dönüp-dolaşıp geleceğimiz yer belli.

İki kelime...

İsraf haram...

Eğer bir davranış haramsa...

Başta kendimiz olmak üzere...

Tüm insanlığa zararı vardır.

Bayramın öğrettikleri...

İyilik...

Kötülük...

Her insana nasip olmaz.

Eğer insanın içinde iman...

İyilik doluysa...

İstese de kötülük yapamaz.

Bir yere kadar gelir.

Hırsa biner.

Kötülük düşünür.

Son anda içindeki iyilik onu frenler.

Kötülük için de öyle...

Eğer insanın içi karardıysa...

Kin-kibir dolduysa...

Öyle iyilik nasip olmaz.

Kirli kaptan temiz su içilmez.

O hesap...

Böyle düşünüyordum.

Geçen Ramazan Bayramı'nda...

Dahasını da öğrendim.

Meğer bunlar nasip işiymiş...

Fikrim gelişti...

Eğer güzel şey...

Mesela bugün...

Cuma vakti...

Duaların kabul olduğu an.

Eğer huzura çıkamadıysak...

Kendimize bakmalıyız.

Sorgulamalıyız...

Bu güzel saatte...

Duaların kabul olduğu an.

Yüce Mevla, bizi neden huzuruna kabul etmiyor?

Öyle ya...

Bir makam sahibi bize randevu vermeyince, kendimizi yokluyoruz da...

Her şeyin sahibi huzura kabul etmeyince, neden sorgulamıyoruz?

Nasip meselesi...

Bir de bu açıdan bakalım istedik...