Zonguldak İl Emniyet Müdürü Sayın Ahmet Metin Turanlı, sosyal medya hesabından, Kozlu'da imar kirliliğine neden olan bir binanın ve bölgenin fotoğrafını paylaşarak, "Bu manzara, bu vadi... Kararlar alınırken, imalat yapılırken, imalat ve inşaat faaliyetleri, para, plan, peyzaj, politika, planlı şehir ve planlı kalkınma bağlamında bir bütünsellik dengesi içerisinde yürütülmezse; Mecidiyeköy meydanındaki üst geçitler de olsa Kozlu'yu kurtaramayacağız. Henüz çok geç değilken, bütün planları eşleştirmek bir vebaldir. Yakında biz de Kozlu'da ikamet edeceğiz. Yollar, yan yollar, yollardan binamıza geçişler inşallah iyi olur. İyi olacak, umuyoruz" şeklinde bir paylaşım yaptı.

Emniyet Müdürümüz Sayın Ahmet Metin Turanlı'nın hemen her paylaşımına balıklama atlayanlar, işin içinde Kozlu olunca "Kerim" yemiş bülbüle döndüler!

Oysa Emniyet Müdürümüzün yaptığı paylaşımların belki de en önemlisi buydu!

"İnşaat faaliyetleri, para, plan, peyzaj, politika, planlı şehir ve planlı kalkınma" Kozlu'nun özetini bir satırda yapıyor aslında!

Emniyet Müdürümüz, Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz'a mesajı vermiş!

"Henüz çok geç değilken, bütün planları eşleştirmek bir vebaldir. Yakında biz de Kozlu'da ikamet edeceğiz. Yollar, yan yollar, yollardan binamıza geçişler inşallah iyi olur" diyor!

Yani "geliyoruz" diyor!

Anlayabiliyorsa!

Personelin eşiyle aşk, ilçe başkanıyla iş!

Belediyelerde çok ciddi sorunlar yaşanıyor.

Bazı belediyeler borç batağında!

Bazıları ise, ahlaksızlık batağında!

Bazı belediyeleri, müteahhitler yönetiyor!

Bazı belediyeleri ise, personelin eşleri-baldızları!

Peki, bu işler nasıl düzelir?

Birlikte bakalım!

Çocuğuna düğün yaptığın otelden aldığın faturayı belediyeye iş yapan müteahhide ödettirirsen, bu işler düzelmez!

Altyapı malzemesini ayrı, parke taşını ayrı, işçiliğini ayrı ihale edersen, bu işler düzelmez!

Müteahhitle birebir gazinoya giderken, onun ayarladığı kadınla geceyi geçirirsen, bu işler düzelmez!

Avantayı önden verene ihaleyi verirsen, bu işler hiç düzelmez!

Senden öncekiler "yaptı" diye sen de yaparsan, bu işler düzelmez!

Müteahhitlerden toplanan para ile matbua kurdurup kendini övdürürsen, bu işler düzelmez!

Personelinin eşiyle-baldızıyla aşk yaşarsan, karşılığında o personeli müdür yaparsan, bu iş düzelmez.

Sürekli İller Bankası'ndan borçlanırsan, bu işler düzelmez!

İller Bankası'ndan alamadığın zaman YSF Bank'tan alırsan, yine düzelmez!

Belediye başkanı, ilçe başkanı ile sürekli Ankara'ya gidiyorsa, bu iş düzelmez!

Hele ilçe başkanı ile aynı odaya giriyorsa, hiç düzelmez!

İşçiye değil de, müteahhide para ödeyemeyince aklına uzman sauna geliyorsa, "bu iş bitmiş" demektir!

Zonguldak'ta camiye-cumaya koşup, Ankara'da pavyona koşuyorsanız, "bu iş bitmiş" demektir!

Bakın burada yazılanlara...

Kimin işi bitmiş, kimin bitmemiş, göreceksiniz.

Acıma yetime...

Adam mahalleden tanıdığı birini, "Beni de alır mısın?" dediği için arabasına alır.

Yolda gelirken kaza yaparlar.

Araca aldığı kişinin kolu kırılır.

Kolu kırılan kişi dava açar.

Araç sahibi, 127 bin lira tazminat ödemeye mahkum olur.

Otostop çeken birini aracına aldığı için 127 bin lira tazminat ödemek nasıl bir duygu acaba?

Ya da otostop çekip bindiğin aracın sahibine dava açıp 127 bin lira kazanmak nasıl bir duygu acaba?

Şimdi bu olayı bilerek, aracımıza birini alabilir miyiz?

Benim aklıma "Acıma yetime..." sözü gelir, alamam galiba!