
senolkuscu@yahoo.com
Batı Karadeniz’e büyük müjde: Kuzeyin rüyası gerçek oluyor!
12 Mart 2018 22:00:00
Değerli okurlarım; internetteki bir arama motoruna “Adapazarı-Arifiye-Karasu-Akçakoca- Ereğli-Bartın Demiryolu” yazarak bir arama yaparsanız, özellikle; Sakarya, Düzce, Zonguldak, Bartın ilerindeki ve güzergah üzerindeki ilçelerin yerel ve bazı ulusal basın kuruluşlarında yer almış proje ile ilgili onlarca habere ulaşırsınız. Bu haberlerin, genelde, bu illerin ve ilçelerin siyasi kadrolarının ve ilgili bakanların demeçlerini içermekte olduğunu, yukarıdakine benzer merak uyandıran çarpıcı başlıklarla verildiğini görürsünüz.
Bu konudaki haberlerin, ilimizdeki sonuncusu, herhalde, Pusula’nın 4 Mart 2018 tarihli sayısında, “Arifiye-Karasu-Akçakoca-Ereğli- Bartın Treni 120 ile gidecek” başlığı ile verilenidir. Bu haberin, bir günde 16 bini aşkın tıklanması ve 40’ın üzerinde yorum alması, halkımızın da projeye olan ilgisinin bir göstergesidir.
Genelde, projenin seyrine göre şekillenen demeçlerden oluşan bu haberlerde;
* Projenin, Batı Karadeniz limanlarının iç ve Batı Anadolu’ya bağlantısını sağlayacak, yük taşıma ağırlıklı bir büyük proje olduğu…
* Projenin ilk etabının, 57 kilometre uzunluğundaki Arifiye-Karasu limanı arasındaki bölüm olduğu, diğer bölümlerinin ise, toplam uzunluğu 287 kilometre olan Karasu-Bartın arasındaki bölümlerden oluştuğu…
* Çift yönlü olan projenin, Karasu-Bartın arasındaki etaplarının da (Bartın Milletvekili Sayın Yılmaz Tunç’un 2009 yılındaki beyanatında göre!) 2017 yılında bitirilmek üzere devam edileceği..
* Projenin ilk bölümünün 2013 yılında bitirilmek üzere, 320 milyon TL ihale bütçesi ile 2010 yılında ihale edildiği…
* Ancak, işin yarısı bile bitmeden ihale bütçesinin bitmesi nedeniyle, 2013 yılında tasfiye edildiği…
* Tasfiye edilen bu bölümün, dört yıl aradan sonra, 1 milyar 140 milyon TL bedel ile 2017 yılında, ikmal işi olarak, tekrar ihale edildiği…
gibi hususların yer aldığı görülüyor.
* * * *
Değerli okurlarım; Adapazarı-Karasu-Akçakoca-Bartın Demiryolu Projesi gibi, geniş coğrafyaların ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını etkileyecek olan yüksek maliyetli projeler, literatürde “büyük proje” olarak sınıflandırılır. Özellikle de bu tür büyük projelere, mutlaka ekonomik açıdan yapılabilir (fizibil-rantabl) olup-olmadıklarına bakılarak karar verilmesi, teknik projelendirmelerinin de sağlam verilere-öngörülere dayanılarak yapılması, dünyanın her yerinde zorunlu bir uygulamadır.
Bu uygulama, ülkemiz gibi, kaynakların kısıtlı, mevcut kaynakların daha da dikkatli ve isabetli kullanılması zorunlu olan ülkelerde daha da zorunludur.
Yazıya konu olan bu projenin 57 kilometrelik ilk bölümünün, doğal bir yol alan Sakarya Vadisi’ni izlediği bilinirken, bu tür arazi içerikli mühendislik uygulamaları için fazla zorluk göstermeyen bir arazi yapısına sahip olduğu söylenebilir.
Eğer, projenin en yapılabilir olduğu düşünülen bu bölümünde, işin maliyeti 320 milyon TL olan ilk ihale bedelinin 4,6 katına (320 milyon+1 milyar 140 milyon TL’ye); süresi de (2010 yılında başladığı ve ikmal ihalesinin de 2021 yılında bitebileceği düşünülürse!), üç yıl olan ilk ihale süresinin de 3,7 katına ulaşabiliyorsa; bu projenin karar aşamasında, bir fizibilite çalışmasının ve iyi ve uygulanabilir bir teknik projelendirmenin varlığından söz etmek mümkün değildir.
Gerçekçi verilere dayalı bir fizibilite etüdü yapılmış olsaydı, belki de projenin ekonomik olmayacağı anlaşılacak, gerçekleştirilme aşamasına geçiş ertelenecek ya da vazgeçilecekti.
Geçmişten günümüze, hiçbir önemli-önemsiz kamu altyapı projesinin öngörülen sürede ve maliyette tamamlanamamış olması, bu projelerin bir fizibilite çalışmasının ve uygulanabilir teknik bir projelendirmenin ürünleri olmadıklarının ya da teknik ve ekonomi dışı müdahalelerin varlığının göstergeleridir.
5-6 etap halinde yıllarca devam edecek olan büyük ve önemli bir kamu altyapı projesinin daha ilk etabında, öngörülenin 4,6 katı maliyet artışı, 3,7 katı süre uzaması yaşanıyor. Bu çok olumsuz duruma, hiç olmazsa, proje üzerindeki dört üniversitemizin mühendislik ve iktisat-ekonomi birimlerinden bir eleştirinin-önerinin olmaması da düşündürücüdür.
Şüphesiz, bu çıkışların, sadece teknik projelerde yaşanan fizibilite-rantabilite-proje hataları için değil, başta demokrasi, eşitlik, hukuk gibi sosyal konulardaki proje ve uygulama hataları için de olması, toplumun en büyük beklentisidir.
Bu durumu da, üniversitelerimizin yöneticilerinin ve akademisyenlerimizin, YÖK’ün ve de siyasetçilerimizin değerlendirmesine, okurlarımın takdirine arz ediyorum.
* * * *
Değerli okurlarım; yazımıza konu projenin, Arifiye-Karasu arasındaki 57 kilometrelik ilk etabında ortaya çıkan (henüz kesin olmayan) 1,5 milyar TL harcama ve 11 yıllık süre esas alındığında, projenin Karasu-Bartın arasındaki 287 kilometrelik bölümü için 77 milyar TL’lik (20 milyar Amerikan Doları) bir harcama ve 55 yıllık bir süre ortaya çıkıyor. Bu süre de, “projenin bu bölümüne 2018 yılında başlanılsa, 2073 yılında bitecek” demektir. (“2017 yılında bitecek” diyen Sayın Milletvekilinin kulakları çınlasın!)
* * * *
BÖYLE OLUMSUZLUKLARIN OLMAMASI İÇİN…
Değerli okurlarım; özellikle, büyük ve önemli arazi içerikli mühendislik projelerinin gerçekleştirilme aşamalarında -yazıya konu projede olduğu gibi- aşırı maliyet ve süre sapmalarının yaşanmaması; işletme aşamalarında da (Körfez Geçişi ve Yavuz Sultan Selim Köprülerinde olduğu söylenen!) ekonomik olmayan durumların yaşanmaması için;
* Mutlaka gerçekçi verilere ve isabetli öngörülere dayalı fizibilite etütlerinin yapılması, projenin gerçekleştirilip-gerçekleştirilmeyeceğine bu fizibilite sonucuna göre karar verilmesi, fizibilite raporlarının kamuya (özellikle de üniversitelere!) açık olması…
* Projenin teknik projelendirmesinin de yine, doğru proje verilerine ve öngörülere dayanılarak, özenle yapılması…
* Uygulanması aşamasında büyük proje hatalarının olduğu anlaşılan işlerde, o teknik projeyi yapan projecilerden de hesap sorulması, sorumlu tutulması (Arifiye-Karasu arasında, projeyi bataklığa oturtan ve önlemlerini projelendirmeyen projecinin hiç mi sorumluluğu yok?)
gibi hususlar ilk akla gelen önlemlerdir.
* * * *
Değerli okurlarım; bu arada (baraj, gölet, sulama, kurutma, arazi ıslah projeleri gibi üretim tabanlı olanlar hariç!), yol, tünel, köprü, liman gibi arazi içerikli altyapı projeleri, birer üretim projesi değildir. Bu projeler, üzerinden üretilen mal ve hizmetler, üretim vasıtaları geçerse üretime katkı sağlarlar. Bu hususu da, özellikle, sayın yetkililerimizin değerlendirmesine arz etmek isterim.
Diğer yandan, paralelinde, kilometre maliyeti 70-80 milyon lira olan Karadeniz otoyolu ve Allah’ın bir nimeti olan deniz yolu uzanırken, söz konusu projenin, özellikle, Zonguldak-Bartın-Amasra arasında, vagonların hangi ürünleri ve üretim vasıtalarını taşıyacağı da sorulması ve cevaplandırılması gereken bir husustur.
Mithatpaşa Tünellerinin biran önce açılması, Zonguldak-Ereğli yolunun bitmesi, Zonguldak metropolitan alanı çevre yoluna acilen başlanması, üniversitelerimizin toplum sorunları karşısında seslerinin çıkması dileklerimle…
* * * *
Not: Yazıda yer alan proje bilgilerinde, bir hata-eksiklik varsa, işin sahibi olan Devlet Limanlar ve Hava Alanları (DLH) Genel Müdürlüğümüzün düzeltmesi beklentisiyle...
Sn.Hocam bu proje hakkında son durum nedir bir bilginiz var mıdır? Sn.Cumhurbaşkanı Bartın mitinginde bahsetmişti 2021 de karasu kısmına kadar tamamlanacak diye. Akçakoca da demiryolu güzergahını imara işlemişler de daha karasu kısmı yapılmadı bu kadar erken imara işlenmesi neyi gösterir?
Sayın hocam ve yorumcular, acı gerçekleri ne güzel ifade etmişsiniz. Süslendirilmiş masallar böylesine acı olmamalı, Zonguldak ve çevresi bunu hak etmiyor. Uygulanabilir projeler üretilmesi dilklerimle...
Internete girin bakin hersene bu proje soylenir sonra unutulur gider.6 yildir 30 km lik dumduz karasu adapazari arasinin projesini bitiremediler hep laf hep secim vaadi saf milleti kandirma hikayesi birakin demiryolu yapmayi hazir kandilli eregli arasindaki demiryolunu soktuler kozlu zonguldak arasindaki demiryolunu kapattilar.cografya topografik yapi daglik arazi zonguldagin buyumesine engel.50 yildir zonguldagin nufusu geri gidiyor.herkes goc ediyor antalya bursa istanbula
TAMAMEN HAYAL URUNU ATMASYON GERCEKLESMESI MUMKUN OLMAYAN BIR PROJE .TEK AMAC HER SECIMDEN ONCE POPYLUST HAYALCI BIR PROJE.KESKE OLSA KESKE BASLANSA AMA ZOR.CUNKU DEMIRYOLU PAHALI VE UZUN VADELI BIR YATIRIMDIR.O TUZDEN IKTIDAR HEP KARAYOLU YAPIYOR.ZONGULDAK BITMIS FELC KOMADA KURTARILMASI ZOR BIR HASTA
Hocam tamamen siyasetçilerin seçim vaatlerinden ibaret, abartılı rakamlar içeren bir Zonguldak masalı... 15 yıl önce ayrıldığım Zonguldak'a, yılda birkaç defa aile ziyareti için gidiyorum. Bu 15 senede Anadolunun en geri kalmış şehirlerinde yaşadım ve şu anda geldiği seviyelere baktığımda Zonguldak'ımın hâline üzülüyorum. Emekci halkıma reva görülen şehrin bu geri kalmışlığından hiç bir yönetici utanmıyor mu? Ey Zonguldak'ın yöneticileri, Eskişehir'in Afyon'un Kütahya'nın Isparta'nın belediyelerinden vekillerinden yöneticilerinden örnek aldığınız kimse yok mu?
YORUM BİLDİREN DEĞERLİ OKURLARIMIN BİLGİSİ İÇİNDİR!
Geniş coğrafyaları ilgilendiren büyük projeler halktan gelecek taleplerle ortaya çıkmaz. Planlama kuruluşlarının, siyasi kuruluşların ve kişilerin, konunun uzmanlarının, yetkililere olan öneri ve tavsiyeleri ile ortaya çıkar.
Bu önerilerin ön ve detaylı etütlerle olgunlaştırılması; ekonomik oldukları belirlenen önerilerin, devletin projelendirme ve yatırım proğramlarına girmesi gerekir. Bireysel istemelerin ve karşı olmaların bu yaklaşım içinde değerlendirilmesinin uygun olacağını saygı ile arz ederim.
Zonguldak merkezde yada kozluya fabrikalar gelirse,o projelerde kendiliginden gelir.devlet, gelir yok diye proje dusunmuyor,is adamlari ulasim yok diye fabrika kurmuyor...vekillerimizin adı arsa isleriyle geciyor..vekil lerimiz kendi bolgesi icin ankaradan yatirim isteyecek isteyecek istemesini bilmeli...
Hicbirsey istemiyoruz mithatpasa tunellerini be kilimlisahil yolunubitirin yeter
Bu purejeyi icten destekliyorum ama ne varki secim atmsforune girildi diye olmamasini dilerm bekledigimiz gibi olur insallah
Ereğli yolunun neresi felç harika yapılmış .Ankara yolu tarafını görün köstöbek yuvası gibi insan yola çıktığına pişman oluyor.Bırakın bu hayalleri önce yapılacakları görelim.
Tarihe not düşüyorsunuz hocam.Teknik konularda ezbere hesapsız yapılan açıklamaların ne kadar yanlış olduğu görülüyor.
