Son günlerde sosyal medyada bir paylaşım dolaşıyor.

İçinde her şey var! Para, aşk, seks, entrika, ihanet, rezalet, tecavüz!

Okuduğunuzda kastedilen kişileri hemen isimlendirebiliyorsunuz!

Aman Allah'ım!

Bu yazı bir gazetede yayınlansa, o gazeteyi o gün basarlar!

Yazıyı yazanı mahkemeye çıkarmadan asarlar!

Ama yazının muhataplarında derin bir sessizlik var!

Bu sessizlik, kar toplayan havaya mı benziyor?

Yoksa yağmurunu boşaltan bulutlara mı?

Orası haftaya belli olur!

İzliyoruz...

Yine güzel öldük!

Milletvekillerimizin, "Hizmete açtık" dedikleri tünellerden biri kapalı olduğu için meydana gelen trafik kazasında canımız gitti!

Bu ne ilk, ne son olacak!

Yapılmayan yollarımızda verdiğimiz canlar...

Kaçak kömür ocaklarında verdiğimiz canlar...

Yasal kömür ocaklarında verdiğimiz canlar...

Vatan savunmasında verdiğimiz canlar...

Zonguldak insanı hep ölüyor!

Eski bir bakanın dediği gibi "güzel" de ölüyorlar!

Şimdi suçu, kazayı yapan sürücülerde bulmak işin en kolay yolu...

Kardeşim, sen niye bitirip de açmadın bu yolu?

Zonguldaklının hayatı bu kadar ucuz mu?

Mikrofon sizde!

Zonguldak İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Hasan Sarıhan, görevinden istifa etmek zorunda kaldı! Öyle bazı medya kuruluşlarını gezip "sağlık gerekçesiyle" diyerek kurtaramaz kendisini.

O kadar zıplayan birinin sağlık sorunu olur elbette!

Kıkırdakları zarar görür!

Menüsküs olur!

Kalbi tekler, motor üfler!

Bir de hatırlı dostlarıma arattırıyor beni!

Onlara göstermedim, Hasan Sarıhan'la ilgili belgeleri!

"İtibarı zedelenmesin" diye!

Ama daha çok, "diğerlerinin aile düzenleri bozulmasın" diye!

Bence sussun ve otursun yerine!

Ama... Hasan Sarıhan'ı o göreve getiren AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu ve AK Parti Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır konuşsun!

Alın, mikrofon sizde!

Mutluluktan prostatını unuttu!

Dün Birleşmiş Milletler Genel Sekreterini gördüm!

Çok mutluydu!

"Yine kurtardım koltuğu" diye zıplayarak yürüyordu!

Mutluluktan prostatını bile unutmuştu!

Allah mutluluğunu bozmasın!

İnşallah arkadaşı Ali ona bir kıyak geçer!

Mutluluğu biraz daha uzun sürer!

Vallahi Ali'nin elinde olan kimsede yok!

Hem de iki, iki!

Bizden söylemesi!

Dilekçeci danışman!

Ankara'ya giden Zonguldaklılara dilekçe imzalatan milletvekili danışmanı vardı ya hani!

Ne oldu acaba o dilekçeler?

Bilmeden imza atanlar, imza atmak zorunda kalanlar arayıp söylüyorlar şimdi!

"Atmayıp da ne yapacaktım? Mecbur kaldım. Adam vekilin yanında, 'Vekilimize destek olalım' diyerek imza istiyordu" diyorlar!

Bir de imza atıp, sağıra yatanlar var!

Onları da biliyorum!

Ve diyorum ki:

"Bu devran elbet döner!"

Bir milletvekili ve danışmanının düştüğü durumu görüyor musunuz?

Allah sonlarını hayır etsin!