"Öğretmenim...

Canım benim...

Canım benim...

Seni ben...

Pek çok...

Pek çok severim.

Sen bir ana...

Sen bir baba...

Her şey oldun...

Artık bana.

Okut, öğret.

Ve nihayet...

Yurda yararlı bir insan et."

[*] [*] [*] [*]

24 Kasım Öğretmenler Günü...

Geride kaldı.

İlkokula gitmeden başladı tanışıklığımız...

[*] [*] [*] [*]

Bizim köyde kahvemiz vardı.

Kahvehane...

Adı öyle...

Yoksa bir duvarı raf...

Köyde ihtiyaç duyulacak her şey vardı.

Lüküs, tüp ipeği...

Elektrik pili...

Çay, şeker, tuz...

Deterjan...

Bisküvi, çikolata, lokum, akide şekeri...

Vesaire...

Bulunur...

Satılırdı.

Kahveye, iki bisküvi arasına lokum koyup yemeye giderdim.

Kahve ile tanışıklığımız...

Hatta köyde gidecek başka yeri olmayan öğretmenler ile tanışıklığımız...

Kahveye dayanır.

Daha okula başlamamıştım.

[*] [*] [*] [*]

Kahve akşamları açılır.

Gündüzleri kapalı.

Kış mevsiminde ise, öğle civarı açılırdı.

Öğretmenler ise, belirli aralıklarla kahveye gelir...

Halk ile iç içe yaşarlardı.

Onlar varken...

Konuşma değişir...

Kahvenin seviyesi yükselirdi.

Tabii o zaman anlamam mümkün değil.

Şimdi geriye doğru bakıyorum.

Öğretmenler kahvede iken...

Argo konuşma yapılmazdı.

- Hocaya ayıp olmasın.

Pişpirik oynarlardı.

Okey oynarlardı.

Daha çok sohbet ederlerdi.

Şimdi daha iyi anlıyorum.

Esasında kahve bahaneymiş...

Nereden anlıyorum?

Köye kattıklarına bakınca...

Her şey ortada...

Sonra okula başladık.

Daha yakınlaştık.

Çok emekleri var.

Öyle yazıyla...

Çiziyle...

Ödenmez.

Ana hakkı, baba hakkı...

Sonra herhalde öğretmen gelir...

[*] [*] [*] [*]

Öğretmenler köyden gitti.

Köyün kaderi değişti.

O gün, bugündür köy geri gidiyor.

Halen öyle...

Ne zaman ki, Akköy'e öğretmen gelir.

Bu açık kapatılmaya başlar.

Ne kadar zaman da kapatılır?

Ne kadar zamanda öğretmen gelir?

Onu Allah bilir.

Ama yakın zamanda öyle bir gelişme görünmüyor.

[*] [*] [*] [*]

Zaman...

Aktı gitti...

Elbette unutmadık.

Ancak şartlar...

İhmal ettik.

İletişim koptu.

Ancak gerçek şu...

Öğretmenlerimin büyük çoğunluğu ile iletişim devam ediyor.

Fırsat buldukça...

24 Kasım'ı beklemeden arıyorum.

Hoş sohbet ediyoruz.

Onlar seviniyor...

Biz daha çok seviniyoruz.

Mutlu oluyoruz.

Allah onların eksikliğini göstermesin.

[*] [*] [*] [*]

Ortaokuldayken kapıldığım bir düşünce...

Her çocuk bir öğretmen ile temas ediyor.

Sonra...

Her mahallede bir imam var.

İsterse, mahallenin her insanına dokunur.

İkisi de kutsal görev yapıyor.

Bu insanlar görev bilincindeyse...

O mahalle...

O çocuk mutlu oluyor.

Hayatın akışı değişiyor.

Güzel memleketimde öğretmenlerin çoğunluğu...

İmamların çoğunluğu...

Kutsiyetlerine sahip çıksa...

Memleketin gidişatı değişir.

Onu bilir...

Onu yazarım...

Allah, görevini kutsal bilip, görev yapan tüm insanlardan razı olsun.