Hemen her güne "önemli bir gün" sığdırmışlar.

Bazı günlerde iki önemli gün bile var.

Dünya Emzirme Günü, Gazete Dağıtıcıları Günü, Hayvanlar Günü, Çevre Günü, var da var!

Daha çok gün olsun. Yetmiyorsa, yılı 365 değil, daha fazla yapalım! Gün sayısını artıralım! Bir kararnameye bakar! Denir ki:

"Bir yıl 1071 gündür!"

Anlamlı da olur!

Ama ben Zonguldak'ta en sık karşılaştığımız kişiler için "o...pu çocukları günü" de olmasını istiyorum!

Başkan olabilecek birkaç kaliteli isim tanıyorum!

Hem boşta kalmamış olurlar!

Kendilerine "başkan" dedirtmeye alıştılar!

Siyasetten, bürokrasiden, iş dünyasından büyük destek göreceklerine inanıyorum!

Biz de haberlerini gönül rahatlığıyla isimlerini açıkça yazar, rahat ederiz!

Hatta bunun güzel bir hikayesi vardır:

Neyzen Tevfik, bir gün İstiklal Caddesi'nde yürürken; "Ulan o....pu çocukları" diye bağırmış!..

Herkes, dönüp bakmış!..

Neyzen Tevfik gülümsemiş:

"Amma da çokmuşsunuz!"

O hesap yani!

Her gecenin sabahı var...

Bir süredir şahsımla ilgili aynı kalemden çıkmışçasına yayınlanan haberlerin kaynağının Ankara'daki bir polis memurunun zekasıyla hazırlandığını biliyorum!

Bana yönelik fiziki saldırı girişimi ve sonrasındaki gelişmelerin de aynı polisin tezgahı olduğunu düşünüyorum!

Tüm çaba, Pusula'yı susturmak için!

Ekonomik olarak batırmak için!

Yaptıklarını ve yapmaya çalıştıklarını yazsam, vallahi inanmazsınız!

"Bu kadar alçalmazlar" dersiniz!

Yanılıyorsunuz!

Bunlar gerçekten alçak!

Hatta çukurlar!

Ama umuyorum ki, bu hesabı yapanların hesapları alt-üst olacak ve çok kötü durumlara düşecekler.

Belki bugün için biz biraz sıkıntı çekiyor olabiliriz!

Ama her gecenin bir sabahı var!

Tehdit, şantaj, iftira...

Zonguldak'ta bir medya patronunun, bir işadamına dönük, tehdit, şantaj, iftira içerikli yayınlarını hep birlikte izliyoruz.

Kendine engel gördüğü herkese saldıran bu işadamı medya patronu, bu kez çok ileri gitti.

Aile mevhumuna, özel hayata yönelik iftira, tehdit ve şantaj içerikli yayınları, hem gazetesi, hem de bizim üzerimizden sürdürüyor.

Eğer olay hukuka yansırsa, ben tanık olmaya hazırım.

Elimdeki bilgi, belge ve konuşmaları hakim huzurunda anlatmaya hazırım.

Bu arada, bize de, "Seni kimse kurtaramaz" denilerek, açık açık tehdit mesajları iletiliyor.

"Kimse kurtaramazsa, Allah kurtarır" deyip yolumuza devam ediyoruz.

Kıssadan Hisse: İki arkadaş ile ayı...

Canciğer kuzu sarması iki arkadaş, ormanda gezinirlerken, önlerine birden bir ayı çıktı. İki arkadaştan biri, ayıyı görür görmez, canını kurtarmak için hemen bir ağaca tırmanıp, yaprakların arasına saklandı. Tek başına kalan diğeri ise, ölü gibi boylu boyunca yere uzandı. Ayı, yerde uzanan adamı kokladı, kokladı, onu ölmüş sanarak çekip gitti. Ayı gidince ağaçtan inen adam, arkadaşıyla alaya başladı:

"Ne o yahu, ayı senin kulağına bir şeyler mi fısıldadı? Gizli değilse, ayının ne dediğini bana da söyler misin?"

Arkadaşı da:

"Söylerim, ayı benim kulağıma, 'sıkıyı görünce seni bırakıp kaçan adamlarla arkadaşlık etme' dedi."

Günün Sözü:

"Zeki insan, kurnaz değildir. Kesinlikle zekidir, ama onun zekası masumiyetini el değmeden korur. Onu sıradan şeyler için satmaz. Kurnaz insan, ruhunu küçük şeyler için satmaya hazırdır."

Osho