Erdoğan Demir, 11 Ekim 2017 Çarşamba günü saat 00.35.03'de internet sitemize bir yorum atmış. Yoruma telefon numarasını da eklemiş.

Önce yorumu okuyalım:

"Ben seni ciddiye alıyorum Ali Rıza Bey. Üslubunu düzelt. Bir abi nasihati, kimsenin özeline girme, aile merhumuna girme, ekmek parasıyla oynama. Kamuyu ilgilendiren her türlü konuda yanındayım. Bu ben de olsam... Namus kavramı çok farklıdır. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az. Allah'a emanet. Demir Ailesi'yle ilgili yazdığın hiçbir şey doğru değil. Bizi iyi tanıdığın için, en iyi bilen sensin. Mado'yla ilgili ben sana hiçbir şey söylemedim. Yalan söylüyorsun. Filyos'la ilgili, abinin hocayla, sekreteriyle ilgili çok büyük sıkıntısı var. Caddeye çıkamıyor. Bunlar bize yakışmaz. Öğrenmek istersen, beni cep telefonundan arayabilirsin. İnanıyorum ki, doğruları öğrendiğin zaman sende onun yanına gitmezsin. Çünkü bunlar namus meselesi. Filyos'a git, 10 kişiyle konuş. 9'u ırz düşmanından nefret ettiğini sana söyleyecekler. Hayırlı akşamlar..."

Erdoğan Demir, beni neyle suçluyor?

Özel hayata, aile mevhumuna girmekle, ekmek parasıyla oynamakla suçluyor, değil mi?

Ama bakın bu yorumda ne yapıyor kendisi?

Bir daha okuyun yorumu...

"Zonguldak'ta medyayı kentin değil, kendi çıkarları için kim kullanıyor?" derseniz, ben tereddütsüz, "Demir Ailesi" derim. Dünkü Yeni Adım Gazetesi'nin birinci sayfası, bunun en güzel örneğiydi. Yazının içi tehdit, şantaj ve yalan doluydu.

Gerçekten Demir Ailesi'ni iyi tanırım. Özellikle de Erdoğan Demir'i...

Sitemize gönderdiği yorumu ve ertesi gün Yeni Adım'da çıkan haberleri kendilerine çok yakıştırdım.

Hem İsmail Recai Şanlı hakkında ima ettiği şeye, hem de bizim hakkımızda yaptıklarına ve yazdırdıklarına!

Kentin ekonomisiyle birlikte bir takım değerler de çöküyor.

Galiba bu çöküşten herkes nasibini alıyor.

Ve Zonguldak'a gerçekten yazık oluyor...

Yasin Hamzaçebi'ye ödül verilmeli...

Yasin Hamzaçebi, "Bankacılık Kanunu'na muhalefetle zimmet, özel evrakta sahtecilik, azmettirmek suretiyle Bankacılık Kanunu'na muhalefetle zimmet suçuna iştirak" suçlarından yargılanıyor.

Ne yapmış bu adam?

İddiaya göre, Zonguldak'ta bir banka şubesini, banka müdürünü ve ekspertiz raporu hazırlayan bir mimarı ayarlamış, usulsüz krediler kullanmış!

Başkaları adına krediler çekmiş.

Türkiye'de herkes bankaların katı tutumundan şikayet ederken, hükümet yöneticileri bile faizlerin düşürülmesini talep edip, bankalara kızarken, Yasin Hamzaçebi, bankadan Zonguldak halkının, hatta Türk halkının intikamını almış!

Türkiye'de bir bankaya bunu yapabilmiş ender insanlardan biri olarak; alkışlanması, ödül verilmesi gerekirken, yargılanıyor!

Hem de çok ciddi hapis cezasıyla karşı karşıya!

Üstelik iki yıl hapis yatmış, kefaletle serbest kalmış!

Çıktıktan sonra 5-6 adet akaryakıt istasyonu olan bir firmanın CEO'su olmuş!

Hastanelerde kantin işleten bir şirketin CEO'su olmuş!

Bir de günlük bir gazetenin CEO'su olmuş!

Yasin Hamzaçebi'deki bu cevheri herkes görmüş, AK Parti Zonguldak Milletvekili, Zonguldak eski Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır bile görmüş, bir tek biz görememişiz.

Belki de Sayın Hüseyin Özbakır, hükümetin bankalara yönelik tutumundan dolayı Yasin Hamzaçebi'ye destek veriyor, bu nedenle onu başarılı bir işadamı olarak görüyor olabilir.

Haksızlık etmeyelim!

Düşünün bir kere!

Zonguldak'ta Yasin Hamzaçebi gibi 9-10 tane işadamı daha olsa, ne kadar çok yatırım yapılır, ne kadar çok istihdam yaratılır, değil mi?

Yasin Hamzaçebi'nin cezaevinde kaldığı süre için de kendisine çok ciddi tazminat ödenmesi gerekir!

İçeride kaybettiği iki yılda yapamadığı yatırımlar için!

Sizce de öyle değil mi?