AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır, CHP'li Saltukova Belediye Başkanı Zerrin Güneş'i AK Parti'ye aldı.

AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır, "Arkadaşım 150 milyon dolarlık yatırım yapacak. Ama havaalanı bacaya engel oluyor" dedi.

Başkan Zerrin Güneş, Saltukova'da önceden belirlenen sanayi parsellerindeki plan notunu değiştirdi. Çevre kirliliği yaracak sanayi tesisi kurulmasının önünü açtı.

Yani biz, Zonguldak insanı, yıllardır "havaalanımız açılsın" diye yırtınalım...

Hüseyin Özbakır, Trabzonlu arkadaşı Ahmet Nur Çebi, "memleketimizi kirletsin" diye fabrika kurduracak, bir de havaalanımızı kapattıracak.

Yok öyle yağma Hüseyin Bey!

Ahmet Nur Çebi'ye söyle, fabrikasını Trabzon'a kursun!

Ya da Adapazarı'na!

Biz memleketimizi kirletecek sanayi tesisi kurulmasına izin vermeyeceğiz.

Ne dedi Hüseyin Özbakır, AK Parti Çaycuma İlçe Kongresi'nde?

"Zonguldak'ta söylediğimiz bazı şeyler eleştiriye neden oluyor. Arkadaşımızın buraya 150 milyon dolarlık yatırım yapmak istediğini söylemiştim. Buna karşı çıkanlar var. Ben çok şaşırdım. Ama ben bu yatırımı buraya yaptırmak için uğraşacağım. Kafamıza koyduğumuz yatırımları yapma yolunda şaşmayacağız. Beni eleştiriyorlar, ama önümüz açık!"

Nereniz açık bilmiyoruz ama Hüseyin Bey, Muhtarlar Derneği Başkanı Şerafettin Nas'ın açıklamasını hatırlatmak istiyorum. Hani şu bacayla ilgili söylediklerini... Anladınız siz onu...

Hüseyin Bey, sen şu Kamu Hastaneleri Birliği Zonguldak Genel Sekreterliği'nin tahsil edemediği 2 milyon liranın tahsiline yardımcı ol da, devletin 2 milyon lirası kurtulsun.

Zonguldak'a bundan daha hayırlı bir iş olmaz!

Hem hava kirliliği de olmaz!

Sen doğru dur, eğri belasını bulur...

Ne demiş Yunus Emre:

"Sen doğru dur, eğri belasını bulur."

Öyle durduk yerde hatırlatmıyorum bu sözü.

Hani bize yönelik eleştiriler var ya!

Onlara hatırlatıyorum.

Ben doğruyum, haklıyım. O nedenle dimdik duruyorum.

Eğri olanların bulduğu belayı keyifle seyrediyorum.

Kıssadan Hisse: Kaybettiği tek dava!

Ünlü bir futbolcu, karısını öldürmekle suçlanıyordu. Futbolcu yakalanmıştı. Ama karısının cesedi ortada yoktu. Duruşma, Amerikan filmlerindeki gibiydi. Futbolcu, sanık sandalyesinde oturuyordu. Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı, jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:

"Sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum. Buna az sonra sizler de inanacaksınız. Neden mi? Bakın, simdi 1'den 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."

Bütün jüri kapıya döndü. Kimse girmedi içeri. Avukat, bir savunma dehasıydı, öldürücü hamlesini yaptı.

"Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz. Çünkü hepiniz 'içeri girecek' diye kapıya baktınız. İşte kararı verirken buna güvenmenizi talep ediyorum."

Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu şekilde sonuçlandı.

Mahkeme çıkısında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı:

"10'a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız. Neden böyle bir karara imza attınız?"

"Doğru... Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu..." dedi jüri başkanı...

Günün Sözü:

"Çoğu kimsenin zengin olmamasının başlıca nedeni, kaybetmekten korkmalarıdır. Kazananlar, kaybetmekten korkmaz. Ama kaybedenler korkar. Hata yapmak, başarıya erişme sürecinin bir parçasıdır. Hataya düşmekten kaçınanlar başarıdan da uzaklaşırlar."

Robert Kiyosaki