Westa Life Alışveriş Merkezi önünde sık sık kaza oluyor.

Burada bir düzenleme yapılması için kaç kişinin daha canının yanması bekleniyor?

Bu kenti yönetenler, kendileri araç kullanmadıkları için oradaki sıkıntıyı görmüyorlar galiba.

Sayın Valimiz Ahmet Çınar, Sayın Emniyet Müdürümüz Ahmet Metin Turanlı ve Sayın Belediye Başkanımız Muharrem Akdemir, kendi kullandıkları araçla seyahat edip, AVM önünden bir geçsinler. Durumu yerinde tespit etsinler. İnanıyorum ki, hemen bir çözüm arayışına girecekler.

Yoksa biz, buradaki karışıklığın çözülmesi için birkaç Zonguldaklının hayatını kaybetmesini bekleyeceğiz.

Böyle yazarken, Sayın Valimiz Ahmet Çınar alınabilir.

Kendisine hatırlatalım.

Sayın Valim... Bizde yol böyle yapılıyor.

Mesela, Karadon'da 30 işçi grizu faciasında yaşamını yitirdi.

Gelik'in yolları yapıldı!

Ne kadar can, o kadar yol!

Mesela, Zonguldak-Filyos sahil yolu "ölüm yolu" olarak anılıyor.

Onlarca can gitti. Sonra bariyer yapıldı.

Biz bu kente canımızla-kanımızla sahip olduk!

İnsanımızı silah zoruyla madene soktuk...

5 bin maden şehidi verdik...

Hala da veriyoruz.

Ve bazen diyoruz ki:

"Kaç can istiyorsunuz daha? Peşin verelim, peşin ölelim, yapın yolumuzu..."

Bu durumdayız yani.

Bakmayın siz öyle tuzu kuruların atıp-tuttuğuna...

Kentte söz sahibi görünenlerin birçoğu ileride yaşamayacak burada.

Ezilen, üzülen, ölen, kalan biz olacağız Zonguldak'ta...

Sahi, daha ne kadar ölmemiz lazım?

Akşamları beton dökecek,

hafta sonu demir bağlayacak!

Zonguldak İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Recep Demirtaş, Vali Ali Kaban'ın Malatya'ya atanmasıyla derin bir nefes aldı.

Şu anda her şey istediği gibi gidiyor.

Son aldığım bir bilgiyi paylaşmak istiyorum sizinle.

Kentteki hemen tüm ihaleleri İl Özel İdaresi yapıyor.

İhale şartnamesinde yazmayan, ancak ihale sözleşmesinde yer alan bir maddeye göre, ihaleyi kazanan firma, işin kontrolünün sağlanması amacıyla kurum emrine bir araç veriyor.

Bu araçla İl Özel İdare'nin mühendisleri, ihaleyi alan firmayı denetleyecek.

Gece beton dökülürken gidecek, demir bağlanırken bakacak.

Yani aracı İl Özel İdaresi'nin mühendisleri kullanacak.

Ama ne olmuş, biliyor musunuz?

Recep Demirtaş, mesai bitiminde tüm araçları İl Özel İdaresi'nin garajına çektiriyor.

Hafta sonunda da araçlar garajda duruyor.

Recep Demirtaş, garajdan istediği aracı alarak, hafta sonu geziyor.

Zaten kurum görevlisi, ihaleyi kazanan firma ile sözleşme yaparken, "Düzgün araç verin. Aracı Genel Sekreterimiz Recep Bey kullanacak" diyor.

Oysa İl Özel İdaresi, Genel Sekreter Recep Demirtaş'a bir araç tahsis etmiş.

Resmi araçla hafta sonu rahat hareket edemeyen Demirtaş için müteahhitlerden lüks araç talep ediliyor.

Demek ki, Recep Demirtaş mesaiden sonra beton dökecek, hafta sonunda demir bağlayacak!

Ne gerek var buna?

Oysa Recep Demirtaş'ın kendi deyimiyle hiçbir şeye ihtiyacı yok!

Ama böyle şeylere tenezzül ediyor.

Kullan kendi makam aracını...

Hafta sonu nereye gideceksin ki zaten!

Çok sıkıntı olursa, özel aracınla git!

O da olmazsa, al benim arabayı, öyle git!

Ama kimseyi sana özel ilgi göstermeye zorlama!

Valimiz yeni... Seni yavaş yavaş tanıyacak...

İstersen hız sınırını zorlama...

Biraz yavaş git!