Ereğli'de geçen hafta yaşanan bir olay vardı. AK Parti Gülüç Belde Başkanı İsmail Yılmaz, trafikte yolunu kestiği iddia edilen Öner Kepenek'i dövmüştü.

Dün ilginç bir gelişme oldu.

AK Parti Gülüç Belde Başkanı İsmail Yılmaz'dan dayak yiyen Öner Kepenek, olay sırasında yanında bulunan engelli eşi Ece Kepenek'i de yanına alarak İsmail Yılmaz'ı ziyaret edip özür dilediler. İsmail Yılmaz, sosyal medyadan canlı yayınladığı basın toplantısında ısrarla olayın komplo olduğunu iddia etti.

Öner Kepenek ise olayın komplo olmadığını anlattı.

Biz gazeteci olarak haberi yapar geçeriz.

Öner Kepenek yediği dayaktan memnunsa, bizim daha fazla yapacak bir şeyimiz olmaz.

Kameralar karşısında "Korkudan altıma işedim. Eşimin yayında söyleyemedim" deyip sonra dayak yediği kişiden özür dileyen Öner Kepenek, İsmail Yılmaz'a açtığı davayı da geri çekiyormuş! İsmail Yılmaz da haberi yapanlara dava açıyormuş!

Vallahi kim kime dava açıyor, kim kime açtığı davayı çekiyor bilmiyoruz.

Biz gazeteci Sinan Kabatepe'nin kamerasındaki ifadelere bakarız. Bir de vicdanımıza!

Dayak attığı adamdan özür dileten AK Parti Gülüç Belde Başkanı İsmail Yılmaz'ı da kutluyoruz!

Siyaset yapmak, üstelik iktidar olmak böyle bir şey! Sizce de bu olayda bir terslik yok mu?

AK Partili İsmail Yılmaz, eline bir buket çiçek alsa, olay gecesi tekme tokat dövdüğü Öner Kepenek'in evine gitse ve özür dilese daha şık olmaz mıydı?

Öner Kepenek özür dileyecekse, o zaman yine dilerdi.

Başkanın komplo teorilerine gelince!

Ortada mobese görüntüsü var!

Dayak yiyen ve yediği dayağı raporlandıran bir mağdur var.

Sonra dayak attığını kabul eden bir siyasetçi var.

Haber patlayınca komplo var öyle mi?

Hadi canım sende!

İsmail Yılmaz bizim için AK Parti Gülüç Belde Başkanı değildir.

Kendisi AK Parti'nin 'gülünç' bir başkanıdır!

Sağlık Müdürü kim olacak?

Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği kapatılacak. Eskiden olduğu gibi İl Sağlık Müdürlüğü olacak. Tıp Fakültesi'nin olduğu yerlerde İl Sağlık Müdürü de uzman hekim olacak! Yardımcıları da hekim olacak!

O halde Sağlık Müdürü Bilal Cin, yardımcısı Nazım'ı da alıp gidecek.

Yerine kim gelecek?

Halk Sağlığı Müdürü Fatih Akça ya da Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Muharrem Erdem!

Tabii ki Atatürk Devlet Hastanesi Yöneticisi Hasan Tosun bu işe de atlamazsa!

Yönettiği hastanenin kantin kirasını tahsil etmediği için soruşturma geçiren, ceza alan kişilerin Sağlık Müdürü olması doğru mu sizce?

Hatta şimdi bulundukları görevden bile alınmalı bunlar!

Ama nerde!

Kıssadan Hisse: Yatırım riski!

Patron, sekreterine; "Eğer seni bir kez becermeme izin verirsen sana bin dolar öderim. Parayı yere saçarım. Sen eğilip toplayana kadar ben işi bitiririm" der.

Sekreter teklifi sıcak bulur ve erkek arkadaşına söyler. Erkek arkadaşı; "Teklif iyi ama, 2 bin dolar iste ve parayı toplarken hızlı davran" der.

Aradan 4 saat geçer, erkek arkadaşı sekreteri arar: "Ne oldu?"

Sekreter, cevap verir: "Adam hala beni beceriyor. Bozuk para getirmiş şerefsiz."

Alınacak ders: Yatırımlar pazar riskleri taşır. Yatırım riskini almadan, sözleşme şartlarının dikkatle okunması önemlidir...

Günün Fıkrası: Politikacı olacak!

Bir gün bir karı-koca, 18 yaşındaki oğullarını bir testten geçirmeye karar verirler. Bir masanın üstüne bir miktar para, bir dini kitap ve bir şişe şarap koyarlar. Testin sonunda çocuk din kitabını seçerse din adamı, parayı seçerse işadamı, şarabı seçerse de işe yaramaz, tembel biri olacaktır. Gizli bir yere saklanıp olacakları merakla beklemeye başlarlar. Bir süre sonra oğlan gelir. Parayı cebine koyar. Din kitabını görüp sayfalarını karıştırır ve onu da alır. Sonra şarabı görüp hepsini içer. Babası eşine dönüp der ki; "Hanım bizim çocuğun durumu sandığımızdan da beter çıktı, galiba politikacı olacak!"

Günün Sözü:

Kuru pantolon ile balık tutulmaz.

Cervantes