Zonguldak Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, Zonguldak ve Ereğli Devlet Hastaneleri'nin kantinini işleten ve işletme süresi içinde 3 milyon lira kira ödemesi gereken kişiden alınması gereken 2 milyon lirayı aylar geçmesine rağmen hala tahsil etmiş değil.

Pusula'nın ısrarlı yayınları sonucu bu kantin işletmecisinin sözleşmesi feshedildi.

Ancak ne hikmetse kira tahsil edilmedi.

Zonguldak Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Muharrem Erdem, daha önce Ereğli Devlet Hastanesi Başhekimiydi.

Yani o günlerde tahsil etmediği kirayı, bugünlerde de tahsil etmiyor.

Zonguldak Valisi Sayın Ahmet Çınar'ın, şehitlerin ve yetimlerin hakkı olan bu 2 milyonun tahsilini hızlandırmasını diliyoruz.

Bu arada, Muharrem Erdem, Ereğli Devlet Hastanesi'nde başhekimlik yaparken kirayı tahsil etmediği için soruşturma geçirdi. 45 ceza puanı yedi.

Aynı suçu Atatürk Devlet Hastane Yöneticisi Hasan Tosun da işledi.

Soruşturma tamamlandı.

Hasan Tosun'a ceza puanını Muharrem Erdem verecek!

Hasan Tosun, AK Parti İl Başkanı Zeki Tosun'un kardeşi!

Muharrem Erdem, Hasan Tosun'a nasıl ceza verecek?

Hasan Tosun'un yaptığı usulsüzlükleri gündeme getirenlerin hepsi sürüldü gitti!

Muharrem Erdem bunu göze alabilecek mi?

Zeki Tosun, hastaneyi niye istiyor?

AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun, hastane inşaatının bir an önce bitirilmesini istiyormuş.

Zonguldak halkı çok sıkıntı çekiyormuş.

Sahi, böyle mi düşünüyor?

Bakın Kozlu Kaymakamlığı yeni binasına kavuştu.

Kaymakamlık başta olmak üzere, binaya taşınan kamu kurumları yeni yeni mobilyalar alıyorlar.

Nereden alıyorlar biliyor musunuz?

Büyük çoğunluğu AK Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun'un sahibi olduğu Teleset'ten!

Hem de doğrudan teminle!

Hatta malzemeleri alıyorlar. Sonra arkasından teklif alıp ihale yapıyormuş gibi yapıyorlar!

Şimdi Zonguldak'a 400 yataklı hastane yapıldığını düşünebiliyor musunuz?

Zeki Tosun'un oraya vereceği malzemelerin hesabını yapabiliyor musunuz?

Vallahi ben yapamıyorum.

Herhalde AK Parti Genel Merkezi yapıyordur!

Kapımız tekmelenmiş!

Önceki gün şöyle bir olay oldu.

Benim kullandığım araç Yazı İşleri Müdürümüz Cüneyt Özfidan'da idi.

Caddede malum işadamının aracıyla karşılaştı.

Arkasında aynı familyadan başka bir araç daha vardı.

Aracı süzdüler, kestiler, durdular, beklediler.

Cüneyt camı açınca benim olmadığımı anladılar.

Olay yerinden gittiler!

Neyse; işimiz bitti, evimize gittik!

Sabah işe geldik, kapımız tekmelenmiş!

Spor ayakkabı ile!

İzler öyle diyor çünkü!

Yani mektup yazmışlar!

Puştca, kalleşçe!

Her zaman yaptıkları gibi!

Her zaman oldukları gibi!

Bir nesil ancak 3. kuşakta değişir diyorlar!

Bunların ikinci nesil kötü!

Üçüncü nesil daha da kötü!

Allah yardımcıları olsun!

Günün Fıkrası: Hırsız ile şerefsiz!

Hırsızla şerefsiz bir kafede oturmuş, muhabbet ediyorlarmış.

Hırsız, şerefsize; "Bana şerefsizliği öğretir misin?" diye sormuş.

Şerefsiz de; "Tamam ama önce sen bana hırsızlığı öğreteceksin" demiş.

Hırsız kabul etmiş ve "Bak şimdi, beni dikkatlice izle" diyerek, yan masada oturan adamın arka cebinden cüzdanını yavaşça çekip almış ve şerefsize dönüp "İşte bu kadar... Şimdi sıra sende" demiş.

Şerefsiz de; "Pekala öyleyse" diyerek cüzdanı hırsızın elinden almış ve yan masadaki sahibinin yanına gidip "Afedersiniz efendim ama, şu adam az önce sizin cüzdanınızı çaldı" demiş.

Günün Sözü:

İntikam soğuk yenen bir yemektir.

Fransız Atasözü