"İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork" demiş ya üstat Necip Fazıl Kısakürek... Sanki Zonguldak'ın son döneminde yaşanan olaylara parmak basmış.

Zonguldak'ta da paranın kazandığı insanların, parayı kaybedince dengeleri bozuldu.

Kendi dengeleri bozulunca, kentin dengesini de bozdular.

Zonguldak'ın kurtuluşu, bu insanlardan kurtulmamıza bağlı...

Ne zaman paranın kazandığı insanlardan kurtulursak, Zonguldak kurtulur.

Siyasete, ticarete ve kentin sosyal hayatına paranın kazandığı insanlar hakim olursa; bu kent gelişmez, kalkınmaz, sosyal hayat bozulur.

Bakın, "paranın kazandığı" bu insanlar, son dönemde siyasete ve ticarete hakim oldular.

İl başkanı, milletvekili, bu adamların esiri oldu.

Zonguldak hayrına hiçbir iş yapılmıyor.

Çünkü "paranın kazandığı adamlar" parayı kaybetti!

Yeniden parayı bulabilme adına her şeyi yapıyorlar!

İl başkanı da, milletvekili de oyuncak oldu.

Hatta belediye başkanı da!

Tehditler, şantajlar sürüyor.

Nereye kadar?

Parayı bulana kadar!

Üç harfli müteahhitler...

Zonguldak genelinde bazı belediyelerin gelirlerinin nasıl çarçur edildiğini duydukça çıldırıyoruz.

Mesela, bir belediye, kendi imkanıyla başladığı, ama bitiremediği projeyi, yeni bir proje gibi hazırlıyor, İller Bankası'ndan kredi alarak yaptırıyor!

Yapılmış yeri, yeniden yapmış gibi gösterip, İller Bankası'ndan parayı cukkalıyorlar!

İller Bankası, yapılan işi görmüyor!

İşin kontrolünü yapan yereldeki belediye!

Yani, belediye yönetimi ile müteahhit işbirliği yapıp devleti soyuyor!

İş bitmediği halde bitirilmiş gibi gösteren belediyeler var!

Böyle bir namussuzluk nasıl olur?

Başkanlar, belediyeleri kendi işyerleri gibi yönetseler, bu hırsızlığa göz yumabilirler mi?

Şaibeli belediye sayısı çok... Ama yoğunluk birkaç belediyede...

Elbette işini düzgün yapan belediyeler ve belediye başkanları da var.

Onların da hakkını teslim etmek lazım...

Size şöyle söyleyeyim...

Hangi belediye başkanları sıklıkla Ankara ve İstanbul'a gidiyorsa, onları takip edin!

Haftanın iki-üç gününü Ankara ve İstanbul'da geçiren belediye başkanlarının oralarda ne yaptıklarını araştırın!

Vallahi biz araştırdık, duyduklarımızdan utandık!

Bazı müteahhitlerin iş yapmaktan çok; belediye başkanları, yardımcıları, fen işleri, imar müdürlerine "sosyal kıyakçılık" yaptıklarını öğrendik!

Böyle olunca, üç harfli müteahhitler türüyor tabi!

Kimi başkanların, başkan yardımcılarının, ilçe başkanlarının, fen işleri ve imar müdürlerinin görüntülerinin müteahhitlerin elinde olduğu iddiaları sıklıkla konuşulmaya başlandı!

Hatta bir ilçe başkanının çok özel görüntülerinin il başkanına ulaştığı belirtiliyor!

İl başkanının, bu görüntüleri genel merkeze ulaştırdığı iddia ediliyor!

İmar nerede artıyorsa, rant oradadır!

Oralara bakın! Ne dediğimi anlarsınız!

'Kömür' diyerek 'ömür' tüketilmesin!

Zonguldak, TTK'ya ve sadece taşkömürüne odaklandığı için birçok fırsatı kaçırdı.

Malatya'ya giden Valimiz Sayın Ali Kaban döneminde proje çalışmaları tamamlanan, seracılık, mandacılık, mantarcılık gibi işleri, biz 20 yıldır yapıyor olmalıydık.

Eğer bu işler, o tarihlerde hızlandırılmış olsaydı, bugün çok başka bir boyutta olabilirdik.

Zonguldak, TTK'ya işçi alımına odaklandığı, özel sektör madenciliğine yaslandığı için diğer tüm alternatiflere karşı çıktı.

Bundan sonra getirilecek hiçbir öneriye karşı çıkmamamız gerekiyor.

Her proje araştırılmalı, Zonguldak'a uyanlar hayata geçirilmelidir.

"Kömür üretilmesin" demiyoruz.

"Kömür, kömür, kömür" diyerek "ömür tüketilmesin" istiyoruz.

Zonguldak'ı başka ufuklara açmamız gerekiyor.