Şimdi size bir olay anlatacağım.

İşin bedeli aslında 2,5 milyon lira...

İller Bankası'ndan 6 milyon lira kredi çıkartılıyor.

Müteahhitle anlaşılmış.

Müteahhit, alacağı 6 milyon liradan 1 milyonunu başkana indirecek!

Daha indireceği birkaç yer daha var!

O arada başkan "in"miş!

Müteahhit, söz verdiği 1 milyon yerine, 100 bin lirayla o defteri kapatmış!

Diğer vereceklerine de ayrı bir oyun yapmış!

Mesela, ilçe başkanı, müteahhitten para almış!

Kurnaz müteahhit, ilçe başkanından verdiği para karşılığında senet almış.

İlçe başkanı, senedi ödemeyince, kurnaz müteahhit, "Ama ben o senedi kullandım. Paran yoksa, o senedi ben ödeyeyim. Sen yeni bir senet daha ver" demiş!

İlçe başkanı, bir senet daha imzalar. Borç durduk yerde ikiye katlanır!

Müteahhidin, İller Bankası'nı çarptığı yetmiyormuş gibi, ilçe başkanını ikiyle çarpması iş dünyasında olay olmuş!

Kurnaz müteahhidin, genç ve çapkın belediye başkan yardımcısıyla yurt dışı seyahatleri de dillerde dolaşıyor!

Özellikle "beyaz ırk"a meraklılar! Ukrayna, Belarus gibi!

Başkan yardımcısının yurt içindeki "ilişkileri" ise, başka bir müteahhit tarafından ayarlanıyor!

Bu üçlüye, üç harfli bir isim de takılmış! Hemen aklınıza kötü şeyler gelmesin!

Bu üçlüye kısaca "BEB" diyorlar!

"BEB"in maceralarını izlemeye devam edeceğiz!

Senin kadar güzel anlatamıyoruz!

Önce şu fıkrayı okuyalım:

İki eski arkadaş, seneler sonra yolda karşılaşırlar. Eski günleri andıktan sonra biri diğerine sorar.

"Yahu, senin, benimkiyle yaşıt bir kızın vardı, o ne yapıyor şimdi?"

Adam da övgüyle kızını anlatmaya başlar:

"Sorma, bizimki liseyi zorla bitirdi, üniversite sınavını kazanamadı, ama özel bir şirkette sekreter olarak çalışmaya başladı. Kısa sürede patronun gözüne girdi, özel sekreteri oldu. Patron nereye gitse, onu da beraber götürüyor. Kürkler, pırlantalar hediye ediyor. Yurt dışına bile beraber gidiyorlar. Hatta yakında kızıma bir araba bile alacak. Eeee, senin kız ne yapıyor?"

Diğer baba, biraz düşünmüş ve biraz mahcup cevaplamış:

"Sorma, benimki de o..... oldu, ama ben senin gibi güzel anlatamıyorum."

Birisi, her yazısında bize atıfta bulunup, "Biz de yapıyoruz, ama biz farklıyız" diyor!

Biz de diyoruz ki:

"Biz de farklıyız! Ama senin kadar güzel anlatamıyoruz!"

Aday da olamaz...

AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır'ın bakan olacağını bekleyenler, büyük hayal kırıklığına uğradı.

Biz Özbakır'ın "bakan" olamayacağını biliyorduk.

Hatta MKYK'dan düşeceğini de tahmin ediyorduk.

Şimdi çok net bir şey daha söylüyorum.

Hüseyin Özbakır, önümüzdeki seçimde kesinlikle aday gösterilmeyecek.

Zonguldak için tam bir hayal kırıklığı olan Hüseyin Özbakır'ın bu kent için yaptığı tek bir doğru iş gösterebilir misiniz?

Yani, "Hüseyin Özbakır aldı, tuttu, koparttı" diyeceğiniz bir iş var mı?

Tutup kopardıkları var da, Zonguldak'la ilgili şeyler değil!

Mesela, Hüseyin Özbakır, Maden İşleri Genel Müdürü Mithat Cansız'ı ziyaret etmiş.

Özbakır, Cansız'ı niye ziyaret etmiş olabilir ki?

Özbakır, "MİGEM Müdürüne gittim. Zonguldak için şöyle bir talepte bulundum" diyebilir mi?

Diyemez... Çünkü Zonguldak için gitmedi.

Yani böyle ele alacağımız bir sürü ziyaret var!

Zonguldak Belediye Başkanına çağrı...

Sevgili Muharrem Akdemir...

Asfalt sezonu başladı! Ama acayip bir ihale yapmışsın!

Nasıl bir ihale yaptıysan, Zonguldak'a, Türkiye'nin en pahalı asfaltını seriyoruz.

Yani ihaleyi öyle bir firma alıyor ki, asfalt üreten firmayı bile ikiye katlıyor!

Düşüğüne değil, pahalısına! Bu nasıl oluyor, Sayın Başkan?

Allı-güllü bir ihale yapmışsın!

Aynı çikolata kutusu gibi!

İçinden başka bir şey çıkacak!

Açıkla da öğrenelim.