Gündemde TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen´in görevden alınmasına ilişkin farklı görüşler var.
İl Başkanı Hamdi Uçar Merkez İlçe Başkanıyken bu düşüncesini dile getirmişti.
Tam 2.5 yıl geçti.
2 yıldır İl Başkanı.
Dağdelen´i aldıramadı.
O gün yapılan tartışmalarda da ´başarılı", "başarısız" tartışmaları yapıldı.
Bugünde öyle.
Haber Müdürümüz İlknur Yılmaz dün muhataplara sordu.
Ak Parti Milletvekilleri topu kısmen yeni Enerji Bakanı´na topu atmakla birlikte İl Başkanı Hamdi Uçar´ın açıklamalarını destekliyor.
Ortada bir soru var.
TTK Genel Müdürü´nü kim neye göre almak istiyor.
Başarı kıstası nedir?
Kime göre niçin başarılı, kime göre niçin başarısızdır.
Ülkenin sorunlarını tartışırken Atatürk´ün orasından burasından çekiştirerek siyaset yapmak adetten!
TTK Genel Müdürleri´nin görev süreleriyle ilgili de bu durum aynı.
Dağdelen dik adam.
İyi niyetinden kimsenin bir şüphesi olamaz.
İşine hakim.
Pratik ve zeki.
Ama ne kadar başarılı?
Zonguldak bu konuda çelişkiye düşmüş durumda.
Neden görevden alınmalı, neden alınmamalı?
Siyaset kanadı TTK´yı kendine göre yontmak istiyor.
Yok neymiş?
Cemaatin adamı gelecekmiş.
Yok neymiş, Dağdelen Cumhuriyetçiymiş.
Dağdelen´i göreve getiren de Ak Parti, beş yıl sonra almak isteyen de.
Bizim beyler siyasi gömlekleri çıkartıp şu işe mantıklı bir bakabilseler inanın vijdanen rahat olacağım.
Dağdelen´i başarısız bulan sol kanata göre şimdi Dağdelen başarılı.
Ak Parti´ye göre bir dönem çok başarılı olan Dağdelen şimdi başarısız oluverdi.
Oysa bu konuda asıl sözü söyleyecek kişi Başbakan Erdoğan.
TTK´nın başarılı olup olmadığı konusunda ben ne düşünüyorum.
Agresif ve mütevazi yapıyı aynı anda barındırabildiği için başarılı.
TTK´yı kurumsal hantallıktan kurtaramadığı için başarısız.
Makamını şahsi işlerde kullanıp başka işlere girmediği için başarılı.
Ama 2007 sonunda vaad ettiği özel ve kamu olmak üzere toplam kömür üretimini 9.5 milyon tona çıkartamadığı gibi yarısına bile ulaşamadığı için başarısız.
TTK´ya verilen su fiyatını yüksek bulduğu ve Secaattin Gonca döneminde tankerlerle su taşıma yoluna gittiği için başarılı.
İsmail Eşref döneminde 24 lira olan su fiyatını yaklaşık bir lira gibi bir indirimle almaya itiraz etmediği için başarısız.
Yatırımlar konusunda talepleri Ankara´ya iletme konusunda başarılı ama kurum menfaatleri için ihale ve benzeri işler konusunda takdir hakkını bir türlü değiştirilemeyen yardımcılarına bıraktığı için başarısız.
Bu durumda Dağdelen´in TTK´ya ne kadar hakim olduğu sorulmalı.
Ve daha neler neler?
Hala işe gitmeden maaş alanların bulunduğu bir kurumda olup bitene lütfen enine boyuna bakın.
Getirilmek istenen kişi kim?
Neler yapılmalı.
Bunu tartışın, tartıştırın.
Bence Genel Müdürü değil alt kadroyu değiştirin.
Zonguldak´a büyük iyilik edersiniz?
İl Başkanı Hamdi Uçar Merkez İlçe Başkanıyken bu düşüncesini dile getirmişti.
Tam 2.5 yıl geçti.
2 yıldır İl Başkanı.
Dağdelen´i aldıramadı.
O gün yapılan tartışmalarda da ´başarılı", "başarısız" tartışmaları yapıldı.
Bugünde öyle.
Haber Müdürümüz İlknur Yılmaz dün muhataplara sordu.
Ak Parti Milletvekilleri topu kısmen yeni Enerji Bakanı´na topu atmakla birlikte İl Başkanı Hamdi Uçar´ın açıklamalarını destekliyor.
Ortada bir soru var.
TTK Genel Müdürü´nü kim neye göre almak istiyor.
Başarı kıstası nedir?
Kime göre niçin başarılı, kime göre niçin başarısızdır.
Ülkenin sorunlarını tartışırken Atatürk´ün orasından burasından çekiştirerek siyaset yapmak adetten!
TTK Genel Müdürleri´nin görev süreleriyle ilgili de bu durum aynı.
Dağdelen dik adam.
İyi niyetinden kimsenin bir şüphesi olamaz.
İşine hakim.
Pratik ve zeki.
Ama ne kadar başarılı?
Zonguldak bu konuda çelişkiye düşmüş durumda.
Neden görevden alınmalı, neden alınmamalı?
Siyaset kanadı TTK´yı kendine göre yontmak istiyor.
Yok neymiş?
Cemaatin adamı gelecekmiş.
Yok neymiş, Dağdelen Cumhuriyetçiymiş.
Dağdelen´i göreve getiren de Ak Parti, beş yıl sonra almak isteyen de.
Bizim beyler siyasi gömlekleri çıkartıp şu işe mantıklı bir bakabilseler inanın vijdanen rahat olacağım.
Dağdelen´i başarısız bulan sol kanata göre şimdi Dağdelen başarılı.
Ak Parti´ye göre bir dönem çok başarılı olan Dağdelen şimdi başarısız oluverdi.
Oysa bu konuda asıl sözü söyleyecek kişi Başbakan Erdoğan.
TTK´nın başarılı olup olmadığı konusunda ben ne düşünüyorum.
Agresif ve mütevazi yapıyı aynı anda barındırabildiği için başarılı.
TTK´yı kurumsal hantallıktan kurtaramadığı için başarısız.
Makamını şahsi işlerde kullanıp başka işlere girmediği için başarılı.
Ama 2007 sonunda vaad ettiği özel ve kamu olmak üzere toplam kömür üretimini 9.5 milyon tona çıkartamadığı gibi yarısına bile ulaşamadığı için başarısız.
TTK´ya verilen su fiyatını yüksek bulduğu ve Secaattin Gonca döneminde tankerlerle su taşıma yoluna gittiği için başarılı.
İsmail Eşref döneminde 24 lira olan su fiyatını yaklaşık bir lira gibi bir indirimle almaya itiraz etmediği için başarısız.
Yatırımlar konusunda talepleri Ankara´ya iletme konusunda başarılı ama kurum menfaatleri için ihale ve benzeri işler konusunda takdir hakkını bir türlü değiştirilemeyen yardımcılarına bıraktığı için başarısız.
Bu durumda Dağdelen´in TTK´ya ne kadar hakim olduğu sorulmalı.
Ve daha neler neler?
Hala işe gitmeden maaş alanların bulunduğu bir kurumda olup bitene lütfen enine boyuna bakın.
Getirilmek istenen kişi kim?
Neler yapılmalı.
Bunu tartışın, tartıştırın.
Bence Genel Müdürü değil alt kadroyu değiştirin.
Zonguldak´a büyük iyilik edersiniz?
Genç kızlara ev tutan babacanlar!
Bursa´da eşinin kredi kartı borcu için bir kadının fuhuş yaptığı şeklindeki haber üzerine bir yorum getirmiştim.
İşin doğrusu bu tür yazıları okur tepkisi sert olabilir. Yani kabul edilmeyebilir yazılanlar. Ama bir gerçek var.
O da parasız kalan genç kızlar bugün müthiş tuzaklarla karşı karşıya.
Bu tuzaklara düşenler yeni yöntemler geliştirmek zorunda kalabilir.
Yani zorunluluklar alışkanlık yapabilir.
Ve bunun çok örnekleri var.
Okuyabilmek için para karşılığı yatanların sayısı hızla artıyor.
Hem eğitim, hem güzel yaşama tutkusu bir süre sonra birikim düşüncesini olgunlaştırıyor.
Gönüllü dostluk yapmak zorunda kalanlar var.
Çoğunluğu ya kafasızlıktan, ya araba sevdasından ya zevk edasından paralı adamların eğitim dönemi metresleri olup çıkıveriyor.
Zonguldak´ta eşine bir karanfil almazken, bir fakire destek olmazken tabiri caiz ise ´bir üniversiteli kız düşürüp´ barındırıp okutmak için seferber olan babacan adamlar var.
Ev tutan adamlar var.
Bana kimse; "Yok böyle bir şey" demesin.
Korkumuz bu durum daha da kötüye gidiyor.
Bunun yanında masum ve çaresiz kaldığı için okulu bırakmak zorunda kalan öğrenciler var. Birileri bu tehlikeyi görüp dikkat çekmek zorunda. Böyle bir durum var ve her ailenin düşünmesi gerekiyor.
Daralan ekonomi ve parasızlık karşısında kimseyi dehşete düşürmek istemem.
Ama manzara bu.
İşin doğrusu bu tür yazıları okur tepkisi sert olabilir. Yani kabul edilmeyebilir yazılanlar. Ama bir gerçek var.
O da parasız kalan genç kızlar bugün müthiş tuzaklarla karşı karşıya.
Bu tuzaklara düşenler yeni yöntemler geliştirmek zorunda kalabilir.
Yani zorunluluklar alışkanlık yapabilir.
Ve bunun çok örnekleri var.
Okuyabilmek için para karşılığı yatanların sayısı hızla artıyor.
Hem eğitim, hem güzel yaşama tutkusu bir süre sonra birikim düşüncesini olgunlaştırıyor.
Gönüllü dostluk yapmak zorunda kalanlar var.
Çoğunluğu ya kafasızlıktan, ya araba sevdasından ya zevk edasından paralı adamların eğitim dönemi metresleri olup çıkıveriyor.
Zonguldak´ta eşine bir karanfil almazken, bir fakire destek olmazken tabiri caiz ise ´bir üniversiteli kız düşürüp´ barındırıp okutmak için seferber olan babacan adamlar var.
Ev tutan adamlar var.
Bana kimse; "Yok böyle bir şey" demesin.
Korkumuz bu durum daha da kötüye gidiyor.
Bunun yanında masum ve çaresiz kaldığı için okulu bırakmak zorunda kalan öğrenciler var. Birileri bu tehlikeyi görüp dikkat çekmek zorunda. Böyle bir durum var ve her ailenin düşünmesi gerekiyor.
Daralan ekonomi ve parasızlık karşısında kimseyi dehşete düşürmek istemem.
Ama manzara bu.
