Değerli okurlarım; diğerleri gibi şantiye ortamlarında gerçekleştirilen yol, kanal, tünel gibi arazi içerikli mühendislik uygulamalarında da, "süreç" ve "sonuç" kontrolü olmak üzere iki tür kontrolden söz edilebilir.

Bunlardan "süreç kontrolü", başlangıcından sonuçlanmasına kadar, uygulamanın her aşamasında, işlerin projesine, şartnamesine, sözleşmesine ve programına uygun olarak yapılmasını sağlama amacıyla yapılan kontrollerdir.

İhale yolu ile gerçekleştirilen kamu projelerinde bu kontroller, "kontrol mühendisi, kontrol şefi, kontrol amiri" gibi unvanlarla anılan sorumlular tarafından gerçekleştirilir. Bu sorumluların; neyi, ne zaman, nasıl kontrol edecekleri, işi yapana (yükleniciye) ve yaptırana (idareye) uygulanacak müeyyideler gibi hususlar, işlerin sözleşmelerinde tanımlanır ve tariflenir.

Kontrol sorumlularının, kontrolünden sorumlu oldukları iş konusunda, en az işi yapan kadar bilgi ve deneyime sahip olmaları gerekir. Bu sorumlular, yaptıkları süreç kontrollerinde, buldukları hata ve eksikliklerin ilgili mevzuat çerçevesinde giderilmesinden sorumlu olurlar.

Arazi içerikli projelerin uygulanması aşamasında, işin projesinde öngörülmeyen durumlarla karşılaşılması ihtimalleri oldukça yüksektir. Süreç kontrol sorumlularının bu durumları fark etmeleri ve ilgili mevzuat çerçevesinde projelerde revizyonların yapılmasını sağlayarak, projenin daha uygun ve uygulanabilir hale getirilmesini sağlamaları da beklenir.

"Sonuç kontrolü" ise, sonuçlanan işin, ilgili mevzuat çerçevesinde oluşturulan bir komisyon tarafından, işin genel tamlık durumunun (ve bu arada işin yapım ve kontrolünden sorumlu olanların!) değerlendirilmesidir. Bu kontrol ve değerlendirme, ihaleli işlerdeki geçici ve kesin kabul işleri olarak adlandırılır.

Ancak, ilgili mevzuatta ve bürokratik işleyişte olmasa da, özellikle uygulamada aksamaların görüldüğü bir bölge için önemli olan projelerde, kamuoyunun da beklentisi olan bir izleme ve değerlendirmeden de söz edilebilir. Bir genel müdürün, bir bölge müdürüne; bir müsteşarın, ya da bakanın bir genel müdüre; bir bölge ya da proje bazında kendi kullanımına tahsis edilen kamu kaynaklarını nerede, nasıl kullandığını; görünür aksamalar varsa, nedenlerini sorması, gerekli önlemlerin alınmasını sağlaması bu tür izleme ve değerlendirmelere örnek olabilir.

[*] [*] [*] [*]

Örneğin, 43 kilometre uzunluğundaki Zonguldak-Ereğli karayolunun yıllardır bitirilemediği biliniyor. Eğer, her yıl bu yola tahsis edilen ödeneğin nerede, nasıl kullanıldığı; kaç metre, kilometre yolun, tünelin hizmete sunulduğu, sunulamamış ise nedenleri; işin yapımından ve kontrolünden sorumlu olanlara sorulmuş ve zamanında gerekli önlemler alınabilmiş olsaydı, herhalde ulaşılan sonuç farklı olurdu.

Bu sonuç izleme ve değerlendirmeleri yapma konumunda olan yetkililerin, sadece devam eden projelerle ilgili değil, bölge için yapılması gerektiği halde yapılmayan işlerle ilgili projelerin gündeme getirilmesi, biran önce gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar yapmaları da beklenir. Örneğin, ülkemizde pek çok ilçe merkezlerinde gerçekleştirildiği halde, Zonguldak il merkezinin şehir geçişi ve çevre yolu halen gerçekleştirilememiştir. Bu ihtiyacının en kısa zamanda karşılanması, bu konumda olan yetkililerin ilgi ve takibini gerektiren acil konulardan birisidir.

[*] [*] [*] [*]

Bilindiği üzere, ülkemizde son yıllarda, kamu ihaleleri ile ilgili kontrollük ve müşavirlik hizmetleri, diğer uygar ülkelerde olduğu gibi, hizmet alımı yolu ile belirlenen yükleniciler eli ile yürütülüyor. Bu durumda, konu ile ilgili kamu kadrolarının görevinin, kendileri adına işin süreç kontrollerini gerçekleştirmekten sorumlu kontrol yüklenicisinin görevini gereğine uygun olarak yapmalarını sağlamak ve önerdiği müeyyideleri uygulamak olduğu söylenebilir.

Bu çerçevede, Zonguldak ve Bartın illeri dahilindeki ihaleli yol, köprü, tünel yapım faaliyetlerinin süreç kontrolleri, son üç yıldır Emay Uluslararası Mühendislik, Müşavirlik A.Ş. adlı proje ve müşavirlik firması tarafından yürütülmüştür. Bu yürütmede, bir bölümünü yakından tanıdığım değerli ve deneyimli eski karayolcu arkadaşlarımız görev almışlardır. Bölgede görev yapan İdare ve Emay A.Ş. teknik kadrosunun görevlerini gereğince yapma gayreti içinde oldukları, eski bir karayolcu olarak tarafımdan da biliniyor.

Ancak, bu dönemde ve öncesinde, ilimiz dahilindeki yol yapım faaliyetinin başarılı olduğunu söylemek zordur. Bu satırların yazarının, bu olumsuz sonucu yaratan nedenler olarak, arazinin yol yapımı için çok zorluk içermesi, zaman ve kaynak kayıplarına neden olan proje hatalarının okuması dışında bir değerlendirmede bulunması doğru olmayacaktır.

[*] [*] [*] [*]

Değerli okurlarım; tanımının, tarifinin yapılması, değerlendirilmesi, ölçülmesi zor olan kamu hizmetlerinin ve işlerinin hizmet alımı ve ihale yolu ile yaptırılmasının zor, hatta isabetli olmadığına inananlardanım. Bu tür işlere örnek olarak, zor arazi koşullarındaki karayolu projelerinin yapılması ve mevcut yollardaki delik kapatma, hendek temizleme gibi küçük bakım-onarım hizmetlerinin yürütülmesi işleri verilebilir.

Bu tür işlerde, alınacak hizmetin tanımının, tarifinin ve ödemeye esas olacak ölçüsünün ve değerlendirilmesinin zor bir iş olduğu açıktır. Örneğin, iki nokta arasında yapılacak bir yol projesi, arazinin doğal yapısına çok bağlıdır. Böyle bir proje, yapanın bilgi ve deneyimine, ilgi ve özenine göre farklı olacak; iyi olanı yapmak ve değerlendirmek de zor olacaktır.

Özellikle Zonguldak coğrafyası gibi zor arazi koşullarında, bu farklılıklar daha da fazla olur. Hem iyi bir proje yapmak, hem de iyi olanı belirlemek ve değerlendirmek zorlaşır. Böyle arazilerde, özellikle yükleniciler eliyle yapılan ve yeterli arazi verilerine dayanmayan, iyi de kontrol edilmeyen projelerde fazla proje hatalarının olması kaçınılmaz olur.

Emay Kontrollük ve Müşavirlik Firması'nın ihale süresinin dolması sonucunda yapılan ihaleyi Tümaş-Türk Mühendislik, Müşavirlik ve Müteahhitlik A.Ş. firması kazanmış ve karayolu yapımı konusunda deneyimli yönetici ve yürütücü teknik kadrosu ile 2017 Mayıs ayından itibaren kontrollük hizmetlerine başladığı öğrenilmiştir.

Tümaş A.Ş.'ye ve onun kontrollüğünde faaliyet gösteren yüklenicilere, Karayolları Teşkilatımıza çalışmalarında başarılar dileriz.

[*] [*] [*] [*]

BİR DİLEK...

Değerli okurlarım; bilirsiniz, ülkemizin pek çok yerinde, yapılan yeni evin çatısının çatılması esnasında, çatının tepesine çakılan bir direğe bayrak asılması bir gelenektir.

Zonguldak-Ereğli karayolunun Değirmenağzı mevkiinde, iki tünel arasında, görkemli, devasa bir mühendislik yapısı yükseliyor. İleri teknik ve teknoloji ürünü olan bu mühendislik yapısı, dere tabanından 60 metre kadar yükseklikte, 250 metre uzunluğunda, üç açıklıklı, denge konsollu bir viyadüktür. Ayaklardan ilerleyen konsolların kavuşmasına az kalmıştır. Açıldıktan sonraki milli bayramlarda ve önemli günlerde, iki ayak ortasından asılacak ve Karadeniz'e bakacak olan devasa bayrağımızı şimdiden görür gibiyim.

Konsolların kavuştuğu (çatının çatıldığı) gün, eserin Karadeniz'e bakan tarafında asılacak bayrağımızı görmek bizleri mutlu edecektir.

Bu güzel eseri (geç de olsa!) gerçekleştirilmesinde emeği geçenleri tebrik ederiz.

[*] [*] [*] [*]

BİR NOT...

Bu köşede, Zonguldak'ın karayolu sorunları ve çalışmaları ile ilgili eleştiri, görüş, değerlendirme ve temennilerimi içeren yazılarım yer alıyor. Bu eleştiri ve değerlendirmeler ile ilgili olarak, bugüne kadar değerli karayolcu dostlarımızdan olumlu-olumsuz bir dönüş olmamıştır.

Bu eleştiri ve değerlendirmelerde kendilerini gücendiren bir yanlışlık, eksiklik olmuşsa, yanlışı düzeltmeye, eksikliği tamamlamaya, gereğini yapmaya hazır olduğumu, değerli karayolcu dostlarımın bilgilerine arz ederim.