Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Zonguldak eski İl Gençlik Kolları Başkanı Yahya Ali Ertem, Sağlık-Sen Genel Başkanvekili Semih Durmuş'u kınamış.

Ne demiş Semih Durmuş:

"İhaleciler, AK Parti teşkilatlarından deport edilmelidir."

[*] [*] [*] [*]

Devam etmiş:

"AK Parti İl Başkanlarının, ümmetin yeniden dirilişinin 'uç beyi' olduklarını bilmeleri gerekir.

Neticede ülkenin içinden geçeceği türbülansta savrulmaması için en önemli mihenk taşı teşkilatlardır.

Yeniden dirilişin sekteye uğratılamaması için lideriyle birlikte tüm teşkilata düşen en önemli görev yüzde 51'lik kesimin birliğini muhafaza etmek ve yüzde 48'lik kesimi de bu birliğe dahil etmektir.

Yaşadığımız süreç bize, hükümetin faaliyetlerinin tabana benimsetilmesinde parti teşkilatının yeterince başarılı olamadığını göstermektedir."

[*] [*] [*] [*]

Semih Durmuş gibi Ankara'da yaşayarak yeniden siyasetin merkezine oturmak isteyen Ertem de diyor ki:

"Yazdığı bu yazıyla AK Parti'nin olmazsa olması, her daim, her alanda yükünü çeken, azimle mücadele eden teşkilatımızı ve mensuplarını, 'ihaleciler' diye töhmet altına bırakan, 'kral'dan fazla 'kral'cı olma peşinde olan hadsizleri kınıyorum."

[*] [*] [*] [*]

İyi etmiş.

Devam ediyor:

"Partimizin ve teşkilatımızın iyiliğini düşünüyor gibi bu açıklamalarda bulunup, teşkilatlarımıza ayar verme haddi ve hakkına sahip değilsin Semih Durmuş..."

Ayara bak, ayara!

Dorukhan rampasında freni patlamış kamyon misali!

[*] [*] [*] [*]

Devam ediyor:

"Elbette teşkilatımızda yanlış insanlar olabilir, elbette mevcudiyetimizi istismar ve suiistimal peşinde olan insanlar olabilir, bunların tespit edilip, uzaklaştırılması sana ve senin gibilere kalmadı.

Genel Merkezimiz, böyle kişiler varsa, bunları tespit edip, uzaklaştırma kudretine ve dirayetine sahiptir."

[*] [*] [*] [*]

Genel Merkez, bugüne kadar bu konuda hangi kudreti göstermiş?

Kazandığını paylaşan hangi ihaleci, o kudretin yanından geçmiş!

[*] [*] [*] [*]

Ertem, bu sözleriyle zaten Semih Durmuş'un sözlerini doğrulamış oluyor.

Diyor ya:

"Elbette teşkilatımızda yanlış insanlar olabilir, elbette mevcudiyetimizi istismar ve suiistimal peşinde olan insanlar olabilir."

Semih Durmuş'un da kast ettiği bu zaten.

Bu hassasiyet, "Ertem'in bu kadar alınganlık göstermesinin nedenleri nedir acaba?" sorularını da gündeme getirir.

[*] [*] [*] [*]

Ertem'in sormadığı ve kraldan çok kralcı kesilerek sorması gerekenler başka...

Semih Durmuş'a yapılacak en önemli çağrı şudur:

"Semih Durmuş, bu iddialar çok önemli.

Bu tarz kimselerin teşkilatlarımızdan uzaklaşması gerekir.

Kimleri kast ediyorsan açıkla.

Bu kişiler derhal teşkilatlardan uzaklaştırılmalı..."

Ertem bunu diyebilir mi?

Diyebilse, zaten bugüne kadar derdi.

[*] [*] [*] [*]

Ertem'in son cümlesi de ilginç...

Diyor ki:

"Kurucusu olduğum ve 5 yıl süre ile İl Gençlik Kolları Başkanlığını yaptığım partime ve teşkilatımıza bu ithamı yapan, bizden gibi gözüküp, bu hadsizliği yapan Sağlık-Sen Genel Başkanvekili Semih Durmuş'u şiddetle kınıyorum."

[*] [*] [*] [*]

Sevgili Yahya da, aslında asıl meselenin, çatışmanın ne olduğunu iyi biliyor.

Keşke bu duyarlılığı bir önceki ihalenin 15 milyon fazlasına verilen yemek ihalesinden sonrada yapsaydı.

Haberler üzerine ihale iptal olmadan önce hesap sorsaydı. Keşke bu duyarlılığını yapılan laubali işler karşısında direnen Kamu Hastaneleri Birliği Zonguldak Genel Sekreterliği Mali Hizmetler Başkanı Mustafa Üke'ye sahip çıkarak, destek olarak gösterebilseydi.

Yolsuzlukları ortaya çıkardığı için bizzat İl Başkanı ve tayfası tarafından linç edilmeye çalışılan Şevki Çetin'e sahip çıkarak gösterebilseydi.

[*] [*] [*] [*]

Siyasetin en önemli sermayelerinden ya samimi olarak konuşmak yada susarak yaşamaktır.

"Siyaset yapacağım, siyasette yer kapacağım" diyerek bir durum tespitinin veya iddiayı sabote etmeye çalışmak kime ne kazandırır.

Sendikal anlamda Semih Durmuş'u yerden yere vurabiliriz, ama bu çağrısına destek olmak gerekir.

[*] [*] [*] [*]

Mesele, Yahya Ali Ertem meselesi değil.

Mesele, Semih Durmuş meselesi değil.

Onlar bu tartışmanın reklam yüzleri...

Asıl mesele, AK Parti içinde ve Memur-Sen içindeki çatışma...

Asıl mesele, AK Parti içinde ve Memur-Sen içindeki yüzsüzler!

Yeni düzenleme...

Emeklilik sisteminde yeni tartışmalar, sözler, beklentiler var.

Haberlere göre, fiili hizmet zammı ile süresi kısalan meslekler genişletilecek.

Polis ve askerlerden sonra birçok alanda da yıpranma ile erken emeklilik getirilecek.

Özel sektörde tehlikeli işlerde çalışanlar için fiili hizmet zammı uygulanıyor.

Buna göre, çalışanlar mesleklerine göre yılda 90 güne kadar daha fazla prim kazanıyor. Bu sayede 20 yıl çalışan bir sigortalı 25 yıl çalışmış gibi oluyor ve emeklilik hesabı buna göre yapılıyor

Fiili hizmet zammı süresince çalışanın işe giriş tarihi geri çekiliyor.

Bu da hem prim hem de yaş avantajı sağlıyor.

Bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;

"5 yıla 1 yıl yıpranma payı olarak, bir sözüm vardı.

İnşallah 16 Nisan'dan hemen sonra biz bu düzenlemeyi yapmak suretiyle yıpranma konusunu süratle çözeceğiz.

Konuyu bizzat takip edeceğim" demişti.

Erken emeklilik imkanı verilecek kamu çalışanları arasında başı, sağlıkçılar çekiyor. Öğretmenler, postacılar, itfaiyeciler, mühendis, tekniker, teknisyen ve kimyacılar da kendilerine erken emeklilik imkanı verilmesini istiyor.

Derler ya:

"Göç yolda düzelir..."

Ama bir türlü düzelmiyor.

Başlangıç belki güzel...

Teşekkür etmek gerekir.

Ama sürekli değişen düzenlemeler adaleti sağlar mı, sağlarsa ne kadar sağlar?

Onları da göreceğiz.

Şimdiden hayırlı olsun.