Dün önemli bir haber ve fotoğraf servis edildi medyaya...

Fotoğrafta; Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Devrek Belediye Başkanı Mustafa Semerci, Kozlu Belediye Başkanı Kerim Yılmaz, Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç, Gökçebey Belediye Başkanı Vedat Öztürk ile aynı masada ve yan yana görülüyor.

[*] [*] [*] [*]

Bu fotoğrafın benzeri geçtiğimiz günlerde TSO Başkanları ile çekilmişti.

Fotoğraf, müthiş bir enerji açığa çıkarıyor.

Ne güzel değil mi?

Kent-üniversite dayanışması için harika bir fotoğraf.

[*] [*] [*] [*]

Bir fotoğrafa bakıyorum "fotoğraf" mı diye, bir de bir de Belediye başkanlarına bakıyorum "Başkan" mı diye!

Niye mi?

Niyesi ortada...

O belediye başkanlarının yönettiği sokaklara baktığımız zaman zaten her şey tüm çıplaklığı ile ortaya çıkıyor da ondan!

Onlar aslan misali...

Yattıkları yerden belli oluyorlar!

[*] [*] [*] [*]

Yine haberden alıntılamak gerekirse:

"Belediye Başkanları da, Rektör Özer'e daveti dolayısıyla teşekkür ederek, Bülent Ecevit Üniversitesi'nin Zonguldak Merkez ve ilçelerde son yıllarda gösterdiği yükselişinin Zonguldak'ın gelişimindeki katkılarını vurguladılar.

Kampüslerin Zonguldak ve bölgesine yeni ve farklı bir vizyon kattığını belirten Belediye Başkanları, Zonguldak'ın ve üniversitenin gelişimi için devam eden işbirliklerini daha güçlü bir koordinasyonla sürdüreceklerini ifade ettiler."

[*] [*] [*] [*]

Halkın çoğunluğunun oyu ile gelmiş olan bu çok sevgili belediye başkanlarımız BEÜ'nün kent için nimetlerinin farkına varabilmiş olsalardı bugün böyle mi olurdu?

Ne vizyonu?

Hangi vizyon?

Kaçı o vizyona sahip ki?

Üniversitesini anlamış, "benim üniversitem" diyen-diyebilen, demenin de ötesinde uygulamaya sokan başkanlar olsa, bu kent böyle mi olurdu?

Bu üniversite, bir üniversitede daha olurdu.

[*] [*] [*] [*]

Fotoğraf güzel...

Rektör Bey iyi etmiş davet etmekle.

Umarız bazıları mahcup olmuştur.

Yüzleri kızarmıştır.

[*] [*] [*] [*]

Önemli olan fotoğraf değil.

O fotoğrafta yer alan başkanlarımızın üniversiteyi, kentsel tasarımı ve motivasyonu ciddiye alabilmeleri.

Biri dışında diğerleri için fazla bir öneminin olduğunu zannetmiyorum.

Önemli olan fakülte-yüksekokul istemek değil.

Maşallah, inşallah değil.

Önemli olan üniversiteye yakışır bir belediyecilik ortaya koyabilmek.

Öyle değil mi Muharrem Başkanım?

Haksızsam lütfen söyle...

"Haksızsın" de!

[*] [*] [*] [*]

Allah aşkına, gidin Karabük'e...

Adam üniversitesi için hangi çabaları gösteriyor?

Belediye Başkanı Rafet Vergili'yi bir dinleyin.

Televizyon...

Kamuoyunun son günlerden en fazla merak ettiği konulardan biri, Pusula TV'nin satışıyla ilgili.

Kim aldı?

Ne olacak?

Ne yapılacak?

Nasıl bir yayın politikası olacak?

Kimler olacak?

Kimler olmayacak?

Akın Kavi bu işe neden soyundu?

Atilla Öksüz orada ne yapacak?

Doğrudan ve dolaylı yoldan gelen çok sayıda soru var.

Tüm soruların yanıtını en güzel verecek olan zaman.

Ama şunu belirtmek gerekirse, televizyonun başında bizzat ben olacağım.

Daha önce uyum içinde çalıştığımız bazı arkadaşlarımıza takviyeler yapılarak yeni bir ekip oluşturuluyor.

Akın Bey, bu konuda bizlere olan güvenini dile getirdi.

Bu güvenin farkındayız.

Neden medya sektörüne girdiğini kendisi izah edecektir.

Ancak kendisi sektöre giren ne ilk işadamı, ne de son işadamı olacak.

Bu konunun hassasiyetlerini gözardı etmeden, dostlarımızın da desteği ile en iyisini yapmaya çalışacağız.

Bizlerde yeni bir heyecanla dört elle sarılıyoruz.

Şimdilik gerek Teledünya, gerekse internet sitesi üzerinden Zonguldak'ın ihtiyacı olan bir haber televizyonu formatında çalışacağız.

Bir diğer soru da:

"Uyduya çıkılacak mı?"

Başarılı sonuçlar alındığında uyduya çıkmak zor değil.

Önce bir başlayalım.

Eksiklerimiz olacak.

Fazlalıklarımız olacak.

Her şeyden bizim için önemli olan iyi niyet.

Samimiyet.

Zonguldak'a, hepimize hayırlı uğurlu olsun.

Destek olanlara, olacaklara şimdiden teşekkür ediyorum.

Muhalefetin 'm'si...

Siyasetçi sorun değil, çözüm üretir.

Biz de ne yazık ki, bunun tam tersi yaşanıyor.

Pek çok konuda böyle...

"Onun danası, bunun ayısı" derken geçen yıllara yazık.

Referandum süreci geride kaldı.

Ve hastaneden yollara, istihdamdan havaalanına pek çok sorun ortada duruyor.

Ne iktidar tam etkin...

Ne muhalefet tam hakim...

Mecliste çekilip paylaşılan fotoğraflarla olmadı bu işler bugüne kadar.

Bundan sonra da olmayacak.

En iyi reklam hizmetle yapılır.

Bizde hizmetten çok polemikle, inatlaşmayla ve ziyaret fotoğrafları ile yapılmaya çalışılıyor.

Hava-cıva hepsi boşa...

Sonuçta ne kazandı bu kent?

Ne kazanacak?

Başka hastaneden sökülüp getirilen bir tomografinin "müjde" olarak satıldığı memlekette kendimize yazık ediyoruz.

Zonguldak Milletvekilleri tam bir hayal kırıklığı yarattılar.

Özbakır, kendisine de, partisine de, kente de yazık etti.

Faruk Bey, ağustosböceği misali...

Özcan Bey, mecliste kavga çıkmayınca ortalarda yok.

Yani yapılanları üst çıta gibi sunanlar, satmaya çalışanlar bu kenti aldatıyor.

Aldatmaya devam ediyor.

Buna karşın hesap sorabilen bir muhalefet yok.

Muhalefetin "m"si yok.

Acı bir durum her yönüyle...

Vallahi de acı, billahi de acı...