Evet, referandum sonuçlandı.

OHAL koşullarında referandum...

Cumhurbaşkanının alanlara çıkması...

"Evet" tarafının devlet olanaklarını çekinmeden, "Hayır" diyecek olanların da o paralarda hak ve katkılarının olduğunu bile bile kullanmaları...

Medyanın neredeyse yüzde 90'ının "Evet" yanlısı olması...

Dinin alenen siyasete alet edilmesi...

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) hukuksuzluk örneği tavrı...

Seçimde hile iddiaları...

Hasılı, adaletsiz ve eşitsiz koşullarda bir oylama oldu.

Sonuç; yüzde 51,4 - yüzde 48,6...

"Evet"çiler kazandı.

Bu sonuç tam tersi çıksaydı da, söyleyeceklerim değişmeyecekti.

Şimdi bu yazımı okuyan hem sağ, hem de sol sokak sakinleri, bana kızacaklar.

Varsın kızsınlar. Gerçekler adına mahallenin delisi olmaya razıyım.

[*] [*] [*] [*]

Sol sokak sakinlerine...

Artık gerçekleri görelim. Kolumuz kırık, ama artık yen içinde kalmasın. Kırık kemiklerimiz, parçalanmış dokularımız varsın görünsün.

Yüzde 51,4 ile "Hayır" kazansaydı, başarılı mı olacaktık?

Benim de oturduğum sol sokak sakinleri;

Yahu adamlar 15 yıldır iktidardalar... MHP ve BBP'nin katkılarını da düşseniz, yüzde 45 oyları var.

15 yıl iktidarda kalan bir partinin hayli yıpranması gerekmez miydi?

Bizim sokakta olması gereken; işçiler, köylüler, küçük esnaf ve diğer emek katmanlarının sağ sokakta ne işleri var?

Bunu sadece dini siyasete alet etmeleri ile açıklayabilir misiniz?

Devlet olanaklarını, siyasi-oy rüşveti amacıyla, yardım-maaş-yakacak, hizmet olarak dağıtmalarının dışında halkın nabzını tutma, onlarla bağ kurmada bizden daha mı başarılılar dersiniz?

Size bir ipucu, bizim ve onların belediyelerini karşılaştırmakla başlayın isterseniz.

Bizim unuttuğumuz, halk ozanları, amatör-gezici tiyatrolar, AST; Genco Erkal gibi aydınlatmacı tiyatrolar, kooperatifleşme çalışmaları...

Tütün, fındık, pamuk, topraksız köylüler, gecekondu, gençlik, kadın sorunları, sendikal örgütlenmenin arttırılması gibi konularda alan çalışmaları, mitingleri, emekçi katmanlarıyla bağlar için önemli etkinliklerdi.

Petrol, tarım, enerji vb her konuda görüşlerimiz vardı. Bülent Ecevit'in "Köy-Kent" projesi bile ilgi çekerdi.

Ama şimdi, biz yatarken, onlar halkla bağ kurmanın yeni yollarını buluyorlar.

"Entelektüelleri, sanatları-sanatçıları yok" diye burun kıvırdığımız sağ sokağın kitap raflarına bakın. Minyatür, hat, tezhip, ebru, resim sergilerini gezin. Düzenledikleri kurslara bakın.

Kısacası; eğitiliyorlar, eğitiyorlar, örgütleniyorlar, çalışıyorlar, kazanıyorlar.

Özetle, sağlam bir çekirdek görevi yapabilecek parti, gerçekçi bir program ve amaca hedeflenmiş bir çalışma ruhu olmadıkça, işimiz zor.

[*] [*] [*] [*]

Sağ sokak sakinlerine...

AKP ve Recep Tayyip Erdoğan konusundaki ısrarınız, desteğiniz gerçekten ilginç.

Öncelikle AKP senaryosu yerel değil. Uluslararası güçler -sizin "üst akıl" dediğiniz- tarafından kurgulandı.

Rahmetli Necmettin Erbakan Hocanın okulundan kaçıp Mili Görüş gömleğini çıkaran öğrencileri, 1960'lı yılardan bu yana ABD'nin adamı olan FETÖ ile nişanlandırıldı. Sonra birlikte iktidara getirilip, vuslata erdiler.

Müslümanlık, Peygamber, Kur'an; bu kadronun dilinden düşmüyor. Peki, bu Müslüman kadro, 15 yıllık iktidarlarında;

- Faizi mi kaldırdılar?

- Kumarı mı kaldırdılar? Devlet hala kumar oynatmıyor mu? Loto, Toto, Piyango neyin nesi?

Maş ve ödeneklerinde devletin bu kaynaklarının payı yok mu?

Kendilerinin ve çocuklarının boğazlarından bu haram (!) karışmış lokmalar geçmiyor mu?

- Uyuşturucunun kökünü mü kazıdılar?

- İhalelerde adam kayırmalar mı kalktı?

- Kur'an; "yiyin-için, ama israf etmeyin" derken, bu dönemdeki israfı görmüyor musunuz?

- Kur'an'da gururlanma ve kibir çok sayıda ayetle yasaklanmışken, kibrin dik alası yaşanmıyor mu?

Ya sen?

Kur'an'ın ilk süresi Fatiha, "Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz" derken, kula kulluğu getirecek bu değişikliğe nasıl "Evet" dedin?

Gerçek yönetimlerinin din ile ilgisi yok.

Yani bayat kapitalizm kekinin üzerine ince bir din kreması sürmüşler. Üstüne de sosyalizmden çalınmış bir-iki meyve atmışlar. Önüne "pasta" diye koymuşlar. Afiyetle de yedin.

İnşallah yediğin bu pasta karnını ağrıtmaz.

[*] [*] [*] [*]

Peki, sen işçi kardeşim;

Bu ülkede 30 milyon çalışanın sadece 1,5 milyonu sendikalı, neredeyse yarısı kadar insan sigortasız, işsizlik oranı yüzde 13, ücretler yoksulluk sınırının altında iken, her gün ortalama dört kardeşin iş kazasında ölürken, senin sağ sokakta ne işin var?

[*] [*] [*] [*]

Sen çiftçi kardeşim;

Toprağını işleyemiyorsun, mazot-gübre alamıyorsun, çift bozup kentlere göç etmişsin, domatesin, portakalın, sütün para etmiyor. Ama sen bu sorunları çözemeyen kadroya "Evet" diyorsun. Bu nasıl bir iş, anlamadım.

[*] [*] [*] [*]

Ya sen esnaf arkadaş;

AVM'ler seni kurutmuş, ciron düşmüş, rafların boşalmış, çekini-senedini ödeyemiyorsun, bankalar gırtlağına çökmüş, ama sen hala "Evet" diyorsun.

[*] [*] [*] [*]

İşçi, memur, köylü, esnaf kardeşim;

Gözün Aydın, kulakların Manisa! Evet; verdiğin oylarla düzen değişecek, ama bilesin ki senin pozisyonun değişmeyecek.

[*] [*] [*] [*]

Milliyetçiler sokağı sakinlerine, daha doğrusu Devlet Bahçeli'yi dinleyenlere...

Bu değişiklikle devletin ve milletin bekası tehlikeye girerken, sen beka adına "Evet" diyorsun. Kardeşim, sen Türk milliyetçisi olduğun halde, Türkçe mi bilmiyorsun?

[*] [*] [*] [*]

NETİCE...

Ben sadece aklımın ermediği soruları sordum.

Kimseye akıl vermeye niyetim yok, haddim de değil.

"Evet"çilere de, "Hayır"cılara da hayırlı olsun.

Benim için "elle gelen düğün-bayram"...

Kendi içlerinde ve karşılıklı tartışmalar faydalı olur sanırım.

Ben sadece şunu söylemek isterim...

Farklı sokaklarda da otursak, aynı mahallenin sakinleriyiz.

Aynı tavanın balıklarıyız.

Derdimiz de, sevincimiz de ortak olmalı.

Oyumuzun rengi bu birlikteliğimizi etkilememeli.

Ülkeyi ve insanlarımızın can-mal güvenliğini riske sokacak her türlü taşkınlıktan kaçınmak, farklılıklarımızı kaşımamak gerekir.

Yapılacak tüm protesto vb kitle eylemleri yasal çerçeveyi aşmamalı.

Yeni filiz fidanlarımız toprağa düşmemeli.

Çünkü içinde bulunduğumuz coğrafya çok tehlikeli.

Sonumuz hayrola...

[*] [*] [*] [*]

Bu tavanın balıklarına selamlar...