Bir Çin atasözü der ki:

"İki Yahudi bir araya gelse 'şirket', iki Türk bir araya gelse 'devlet' kurar."

Son dönemde bu söz değişti!

Türkler artık "Devlet" değil, "Dernek" kuruyor!

Aslında atasözünü değiştirmek lazım!

"İki Yahudi bir araya gelse 'şirket', iki Zonguldaklı bir araya gelse 'dernek' kurar."

Zonguldak'taki dernek sayısının çokluğuna bakar mısınız?

Gazipaşa Caddesi'nde sallasan "Başkan"a değiyor!

Ve kimse oturduğu koltuktan kalkmak istemiyor.

Ve hemen o Hindistan atasözü geliyor aklıma:

"Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altına pisletmiştir."

Bir de, "İyi birini bulsam, vallahi bırakacağım" der hepsi!

Oradaki kasıt şudur:

"Ben iyiyim. Benden iyisi olmadığı için bırakmıyorum."

Şimdi Zonguldak'taki koltuk sahiplerine bir bakar mısınız?

Hesapsız-kitapsız o koltukta oturan var mı?

Hayatta yaptığı işte başarılı olmuş birisi böyle bir koltukta oturuyor mu?

Dernekçiliği geçim kapısı haline getirmiş bu kişilerin sayısı Zonguldak'ta oldukça fazla!

Şanını yaşatmak çocuklarında...

Devrekli hayırsever İşadamı Cemil Ulupınar, herkesin bildiği ismiyle "Cemil Muhtar", Devrek Merkez Yeni Cami'den uğurlandı, son yolculuğuna...

Hem de adına, namına yakışır bir şekilde uğurlandı.

78 yaşında, dimdik öldü Cemil Amca...

Çocukları Özcan ve Celal Ulupınar, cami önünde saatlerce taziye kabul ettiler.

Devrek "özel" günlerinden birini yaşadı.

Sevenlerinin dualarıyla uğurlandı Cemil Amca...

Arkasında bıraktığı eserleri ve çocuklarıyla...

Allah mekanını cennet etsin.

Bundan sonra onun şanını yaşatmak çocuklarında...

Ankara, Zonguldak'ı iplemiyor!

Zonguldak, yıllardır yeni bir hastane bekliyor.

Bizim politikacılar, "Portakalı soydum, başucuma koydum. Duma duma dum" diyerek yer seçtiler.

Hastane, eski yerine yapılmaya başlandı.

Sorunlar yaşandı.

İnşaat yarım kaldı.

Sonra yeniden yer arandı.

Bu kez, "O piti piti, karameli sepeti, terazi, lastik, jimnastik" diyerek seçtiler.

Yine eski yer çıktı.

Oysa Zonguldak, yıllardır hastane yeri arıyor.

Milletvekili yer öneriyor.

Vali yer buluyor.

Belediye Başkanı yer gösteriyor.

Ankara, "Hayır, burası olacak" diyor.

Bu ne demek?

Ankara, Zonguldak'ı iplemiyor.

TED, topu 'kemirgen'e attı...

TED Zonguldak Koleji'nde 23 Mart 2017 tarihinde anaokulu çatısında çıkan yangın ile ilgili olarak TED Zonguldak Koleji Vakfı Okulları Genel Koordinatörü Ali Fuat Soydaş ve Anaokulu Müdürü H. Naci Eyüpoğlu bir açıklama yapmış.

Demişler ki:

"Binanın çatı katındaki tesisatın dışarıdan gelen bir hayvan tarafından kemirilmesi neticesinde yangının çıktığını düşünüyoruz."

Beyler, bu yangın bir devlet okulunda olsa ortalık ayağa kalkardı.

Soruşturma olurdu, fatura mutlaka birine çıkardı.

Bu işte sorumluluğu "kemirgen bir hayvana" yıkıp, kurtulamazsınız.

Ya bu kemirgen hayvan sabah değil de, öğlen harekete geçseydi, ne olacaktı?

Ya kemirgenlere sahip çıkın, ya da kemiremeyecek bir tesisat yapın.

Allah beterinden korusun...

Daha büyük bir facia olabilirdi...