16 Nisan 2017 Pazar günü yapılacak olan referandum kampanyasına katkı vermek için Zonguldak'a gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Taner Yıldız demiş ki:

"Daha önce de geldiğimde acıları paylaşarak azaltmaya çalıştığımız, daha sonralarda da geldiğimizde sevinçleri paylaşarak çoğalttığımız bir dönem oldu.

Zonguldak'ta kendimi fahri bir hemşeri gibi hissediyorum."

[*] [*] [*] [*]

"Susayım... Susayım" diyorum, ama bu kentin insanlarının böylesine aşağılanmasına, salak yerine konulmasına dayanamıyorum.

Siyasi dolgu malzemesi yapılmasına katlanamıyorum.

Sonra alınanlar oluyor.

Taner Bey'in şahsına saygımız sonsuz, ama yumuşak üslubu, uysal halleri ile bu kenti yıllardır kandırdıktan sonra gelip, "Kendimizi Zonguldaklı gibi hissediyorum" demesi, bu kente hakaret!

[*] [*] [*] [*]

Allah aşkına Sayın Yıldız...

"Bismillah" de!

"Tövbe..." de!

Bu kente sağ ayağınla gir, sol ayağınla çık.

Ekmeğe basma...

Emeği çalma...

Bu kentin iyi niyetini suiistimal etme!

Lütfen!

[*] [*] [*] [*]

Niye mi?

Niyesini söyleyeceğim birazdan.

Az sabır.

Lütfen.

Bir dur!

Allah aşkına, sık sık gelip bu kentteki insanları duygularını sömürmek, beklentilerine yuvarlak cümlelerle yanıt vererek umutlandırmakla ne geçti elinize?

Her gelişinizde umutlandık.

Her gidişinizde Ankara'dan bir haber bekledik.

"TTK" dediniz.

"İşçi" dediniz, ama hiç ettiniz!

Bunu biz değil, siz ettiniz.

[*] [*] [*] [*]

Diyorsunuz ki;

"Daha önce de geldiğimde acıları paylaşarak azaltmaya çalıştığımız..."

Çok af edersiniz.

Hangi acımızı azalttınız acaba?

Karadon ve Kozlu'da göz göre göre gelen iş cinayetlerini görmezden geldiniz.

Alet oldunuz.

Seyirci kaldınız.

[*] [*] [*] [*]

Diyorsunuz ki:

"Daha sonralarda da geldiğimizde sevinçleri paylaşarak çoğalttığımız bir dönem oldu."

Pardon!

Anlayamadık Sayın Yıldız.

Hangi sevinç?

Madem hatırlattınız, neymiş o sevinç anlatalım.

Belki unutmuşsunuzdur.

[*] [*] [*] [*]

Hatırlarsınız.

Bakanlığınızın son dönemlerinde bir komisyon toplantısından bu sözler...

[*] [*] [*] [*]

Başkan: Sayın Bakanım, son söz sizin.

Taner Yıldız: Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tabii, bu önemli bir politika tercih açısından baktığımızda. Ben yalnızca yanlış anlamayayım diye soruyorum Sayın Susam ve Sayın Işık da "Ben katılıyorum" deyince.

Şimdi, Ruhr havzasındaki gibi yaparsak...

Mehmet Ali Susam: Hayır, öyle yapın demiyorum.

Alim Işık: Hayır, hayır, öbürküne katılıyorum.

Taner Yıldız: Şöyle: Şimdi, Ruhr havzası kapattı ve ithal kömüre döndü.

Mehmet Ali Susam: Ben o konuyla ilgili örnek vermiyorum.

Taner Yıldız: Tamam, onu doğru anlamış olalım.

[*] [*] [*] [*]

Taner Yıldız: Geçen "Bir antrenman yapalım, kamuya tekrar geçirsek ne oluyor?" dedik, 2,2 milyar TL'lik yeni araç, ekipman almamız gerekiyor. Yani, biz ekmeği fırıncıdan almanın daha doğru olduğu kanaatindeyiz, gerçek ihtisas sahalarında onların bizden daha iyi olduğunu düşünüyoruz. Bugün, dediğim gibi, sırf havalandırmayla alakalı çalışan, sırf dinamitlemeyle alakalı çalışan firmalar var, onun üzerinde ihtisaslaşan firmalar var. Bizim buradaki en önemli bence katılmamız gereken nokta, bunların adam akıllı iş sağlığı ve iş güvenliğiyle beraber yapılıyor olması ve verimli şekilde yapılıyor olması.

Sayın Susam, siz değil ama bazı arkadaşlar şunu söylediler, tutanaklardan onu da çıkarttırdım: Bu kurumların zarar ettiğinden bahsediyor, redevansa veren kurumlardan. Diğer bir arkadaş da aşırı kar ettiğinden bahsediyor. Ya, bunlar tezat şeyler, bunun karlılığı piyasayla çok alakalı şeyler.

[*] [*] [*] [*]

Şöyle bir planımız var, Hazineyle en son konuştuk: Orada 5 tane müessese müdürlüğü var her birinde ikişer, üçer bin kişinin çalıştığı, bin 500 kişinin çalıştığı. Kademe kademe, herhangi bir işçi kardeşimizi işten çıkartmadan diğer müesseseye alalım. Bir tane müesseseye damar yapısı açısından bakalım, kalorifik değerleri orada az çok belli, o kısmını özelleştirelim. Oradaki çalışanlar ne olacak, müessesede çalışanlar ne olacak? Onlar diğer müesseselere geçecekler. Bu böylece hem geçiş dönemi doğru dürüst düzenlenmiş hem de... Bakın, on iki yıl içerisinde -açıkça söyleyeyim- bizim şu anda en büyük zarar eden kalemimiz TTK'dır. Yaklaşık on iki yıl boyunca, AK Parti hükümetlerimiz döneminde biz orada 6 milyar TL civarında zarar ettik. Tamam, sosyal bir proje diye bakılabilir ama ben ileriye böyle bir proje bırakmamak lazım geldiği kanaatindeyim. Milletvekillerimizle, Özcan Bey'le, diğer bütün arkadaşlarımızla da görüştüğümüzde, ne yardan vazgeçelim ne serden vazgeçelim, istihdamı devam ettirelim, yerli kömürü çıkartalım ama verimli şekilde de özel sektör eliyle çıkartalım diye konuştuk, temel politikalarımızın da bu olduğunu bir kez daha belirtmek isterim.

[*] [*] [*] [*]

Taner Yıldız: Neyi yapacağımızı düşünelim, ama neyi yapmayacağımız biraz ortada gibi geliyor bana.

Teşekkürler.

[*] [*] [*] [*]

Taner Yıldız: Sırf bir mukayese açısından söylüyorum: Bütün iktidarlarda bu manada maliyet problemi yaşamıştır Zonguldak ama biz bugün oraya verdiğimiz parayla, zarar hanesine yazdığımız parayla -şimdi TTK'nın yıllık üretimi 1,6 milyon ton civarında, 1,3 ila 1,6 milyon ton civarında- bugünün şartlarında, piyasasında 3 milyon ton kömürü sıfır riskle istediğimiz limana teslim alabiliyoruz. 3 milyon ton kömürü aynı speklerde 6 bin 500 kilo/kaloriyle.

[*] [*] [*] [*]

Başkan: Sıfır risk...

Taner Yıldız: Sıfır risk, hem de ayağını uzatıyorsun, telefonun başına geçiyorsun "sevdim, sevmedim" diyorsun gelen malı da, "sülfürü şöyle, kükürdü böyle" diyorsun. Yani, o açıdan, burada istihdamın desteklenmesi adına yapılan önemli bir aktivitedir ama bunun da böyle sürdürülebilir olmadığını açıklıkla beyan etmemiz lazım"

[*] [*] [*] [*]

Gördüğünüz gibi sıfır risk Sayın Yıldız...

Siz yıllarca Bakanlık yaptınız.

TTK size bağlıydı.

Zararı patlattınız.

Kötü yönettiniz.

Sonra da faturayı kente ödetmek için Berat Bey'in eline teslime ettiniz.

Ortada böyle bir tablo var ve özelleştirme gerekçeniz gerçekten zararsa, neden zarar ettirdiniz?

Neden doğru dürüst yönetmediniz?

[*] [*] [*] [*]

Keşke gelmeseydiniz.

Siz değil de başka bir isim gelseydi.

Bu nedenlerden dolayı siz bizim "fahri hemşehrimiz" olamazsınız.

Siz de lütfen kendinizi Zonguldaklı gibi hissetmeyin.

Çünkü isteseniz de olamazsınız!

[*] [*] [*] [*]

Elimi vicdanıma koydum ve bunları yazmazsam, kente ihanet edeceğimi düşündüm.

Saygılar Sayın Bakanım!